En üstün, en büyük sadaka nedir? En faziletli sadaka hangisidir?

En üstün, en büyük sadaka nedir? En faziletli sadaka hangisidir?

Hadis-i şerifin, en üstün en yüksek sadaka olarak nitelendirdiği bu durum, sadaka verme konusunun sınırlarının ne kadar geniş olduğu konusunda da insana bir fikir veriyor.

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

En üstün sadaka, bir Müslümanın ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğretmesidir.

(İbn-i Mace, Mukaddime:20 ) (Camiüssağir, I.s.352.)

Kur’an-ı Kerim ve peygamberimiz (s.a.v) Müslümanları hep ilim öğrenmeye teşvik ediyor. Peygamberimizin (s.a.v), “İlim öğrenmek her Müslüman kadın ve erkeğin üzerine farzdır” buyurması da ilim öğrenmenin önemini gösteriyor. Hadis-i şerif, en yüksek sadaka olarak nitelendirdiği ilim ile ilgili olarak bir sınırlama getirmemiştir. Buradan anlaşılmaktadır ki, insanların dünya ve ahiretlerine faydalı her ilmi öğrenmek ve başkalarına öğretmek sadaka yerine geçer.

Maddi olarak sadaka vermek bir insanın ihtiyacını gidermeye yardımcı olmak anlamına gelir. Bildiğimiz bir şeyi öğretmek de o insan dünya ve ahiretine fayda verir.

İlimleri bir öncelik sırasına koyacak olursak, şüphesiz ki en gerekli ilim, marifetullah ilmidir. Yani Allah’a inanmak ve onu tanımaktır. Onu sevmektir. Allah’ı tanımayan ve bilmeyen bir kimsenin imanı kamil olmaz.

Allah’ın isimlerini ve sıfatlarını, kainattaki ve insandaki tecellilerini bilmek, bunlar üzerinde derinlemesine düşünmek ve kesin olarak inanmakla, iman kuvvetli olur, taklitten kurtulur. Daha sonra ise diğer iman esaslarını öğrenmek gelir. Bunun arkasından da insana farz, vacip ve haram olan yasak olan ameller gelir. Her Müslüman kişinin bunları öğrenmesi gerekir.

En önemlisi de anne ve babalarının bu ilimleri çocuklarına küçük yaştan itibaren öğretmeleridir. İnsan neyin farz, neyin haram olduğunu bilmezse, bunları yapmaya içinden bir arzu ve istek duymaz, iradesini o yönde kullanmaz. İnsanlara faydalı olan ilimleri öğrenmeye de İslam teşvik etmektedir.

Burada önemli olan, öğrendiği bilginin insanın kendisinde kalmamasıdır. Öğrenilen bilgilerin insanın kendisinde kalmaması, başkasına öğretmesi de önemlidir. Hadis-i şerif, hem bu bilgileri öğrenmenin, hem de öğretmenin bir sadaka olduğunu söylüyor. O halde, hem öğrenmeli, hem de öğretmek için çaba sarf etmeliyiz. Bizden bu konuda bir şeyler sorulduğunda zaman, nazlanmamalı, yardımcı olmalıyız.

Geçenlerde yanıma bir üniversite öğrencisi geldi. Bazı arkadaşlarının Allah’a inanmadığını, ama kendisinin de onlara Allah’ın varlığını ve birliğini gerektiği gibi ispat edemediğini söyledi. Bu konuda benimle konuşmak istediğini ifade etti. Kendisine, kapımın bildiğimiz konuları paylaşmak için her zaman açık olduğunu söyledim. Müsait olduğu zamanlarda geleceğine söz verdi. Yine bir başka gün, İslamiyetle ilgili şüpheleri olduğunu söyleyen bir kimse elinde bir tomar kitapla evime geldi. Kendisiyle tam üç-dört saat İslamiyet hakkında sohbet ettik. Allah bu tür bilgi paylaşımlarını sadaka olarak kabul etsin inşaallah.

Sadaka belayı defeder. Başkalarına iman ve İslam konusunda bildiklerimizi hiçbir karşılık beklemeden öğretmek, hem o kişinin kurtulmasına vesile olabilir, hem de bizim başımıza gelecek felaket ve musibetlerin Allah tarafından önlenmesine sebep olur. Hadiste ilim öğretmek gibi öğrenmenin de sadaka olarak ifade edilmesi, inanç ve ibadetlerle ilgili bilgilerin insanını olumlu yönde etkileyerek onun dünyevi ve uhrevi musibet ve belalardan kurtarmasına işaret ediyor. Belayı def eden sadaka, insanın gücü yettiği şekilde hem kendisine, hem de başkalarına yardımcı olmasıdır. Bu yüzden dinimizin inanç, ibadet ve ahlakla ilgili hükümlerini öğrenmek ve öğretmek için gayret gösterelim. Gösterelim ki, Allah da bizi bela ve musibetlerden uzak tutsun.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum