Atilla Yargıcı
Atatürkçülük Maskesi
"Atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda Edirne ve ülkemiz için çalışmaya devam ediyorum. Birden fazla araç kullanıyorum, şoförümün cehaleti nedeniyle bu olay yaşandı. En büyük üzüntüm, CHP'nin adının böyle bir olaya karışmasıdır."
Bu sözler, CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün’e ait. Niçin Atatürk ilke ve inkılaplarını dile getiriyor bu milletvekili? Çünkü CHP Milletvekili Ediz Ün'e ait bir araçta, büyük miktarda kaçak elektronik sigara malzemesi ele geçirilmiş.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekiplerinin TEM Otoyolu Gişeleri'nde durdurduğu çakarlı makam aracında, 530 boş elektronik sigara kutusu, 2.242 elektronik sigara kiti, 2.790 başlık, 1.275 ateşleyici, 130 likit haznesi ve 18 likit bulunmuş.
Kaçak elektronik sigara toplam 2 milyon değerinde. Yeni Şafak Gazetesinin haberine göre Ediz Ün adına araçla bir yılda 61 kere Bulgaristan’a gidilip gelinmiş.
Kendisine bu durum sorulduğunda “Ben Atatürk ilkeleri doğrultusunda çalışıyorum” diye savunma yapıyor, suçu şoförüne atıyor ve “şoförün cahilliği” diyor.
Halbuki aracı kullanan kendisi. Araç takip ediliyor. Milletvekili dokunulmazlığı sebebiyle araçta kendi varken müdahale edilmiyor. Araçtan inip de aracı şoför kullanmaya başlayınca müdahale ediliyor arama yapılıyor.
O da biliyor ki, dokunulmazlık olmasa “Atatürkçü” olması onu kurtaramaz. Ama yine de Atatürk ismini kullanıyor.
2 milyon tl değerinde kaçak elektronik sigaraya el konuyor. Ediz Ün de bir şey olmamış gibi, “Ben Atatürk ilkelerine bağlıyım” diyor.
Atatürk isminin, resminin ve ilkelerinin arkasına sığınılarak bu zihniyet neler yapmıyor ki…
Bir zamanlar devletin arazisine kaçak inşaat yapanlar, gecekondu yapanlar, kaçak evlerinin yıkılmasını önlemek için Atatürk resmi asıyordu.
Yani, “Atatürk'e bağlıyım ben kaçak evimi yıkamazsınız” diyordu.
12 Eylül ihtilali sonrası devletin kasalarını boşaltan kişilere bu durum sorulunca “Biz Atatürkçü’yüz bu yüzden iftira atıyorlar” diyorlardı.
Şöyle son 30-40 yıllık tarihimize baktığımızda, elinde yetki bulunduran bazı kişilerin bütün kanunsuz işlerini Atatürkçülük maskesini takarak yaptığını görüyoruz. Muhakkak başta türlü kanunsuz işler yapanlar da var.. Ama bugün konumuz onlar değil.
Milletvekili Ediz Ün bunun son örneği. Ama sonuncusu olmayacak. Milletvekili dokunulmazlığını yaptığı kanunsuz işlere perde yapan bu kişi, bir de tutmuş, “Atatürk’e bağlı” olduğunu söylüyor.
Kişi kaçakçılık yapmak için milletvekili olur mu? Olmamalı. Ama oluyor işte. Milletin kendisine verdiği yetkiyi şahsi çıkarları için kullanabiliyor ve üstelik bunu da kanunsuz işlere bulaşarak gerçekleştiriyor.
Bir yılda 61 kez bir araba, bir milletvekilinin makam aracı Bulgaristan’a ne için gider?
Bu ülkede hiç kimseye ayrımcılık yapılmamalıdır. Milletvekili diye bu şahıs hakkında soruşturma açılmazsa, fezleke oluşturulup meclise sevk edilmezse maşeri vicdan bundan çok yara alacaktır.
Eğer Kanunlar buna uygun değilse, uygun hale getirilmelidir.
Sahi, milletvekilleri niçin dokunulmazdır? Teröristleri makam araçlarıyla kaçırmaktan, kaçakçılığa kadar bir çok kanunsuz, vatan hainliği kokan işlerin milletvekili makam araçlarıyla yapıldığını bilmeyen var mı?
Bir çok Avrupa ülkesinde suçüstü, dokunulmazlık kapsamının dışında tutuluyor. Türkiye’de de Anayasa’nın 83. Maddesine göre suçüstü, ağır cezayı gerektiren bir suçla ilgili olursa dokunulmazlığın dışında tutuluyor. Yine de durum meclise bildiriliyor.
Milletvekili meclisteki sözlerinden dolayı elbette hesaba çekilmemeli. Ama söz eyleme dönüşürse hesabını vermeli, dokunulmazlık kaldırılmalı, cezasını çekmeli.
Milletvekili kaçakçılık yapar mı? Kendisine millet tarafından verilen yetkiyi kötüye kullanan bir kişi, neyin arkasına sığınırsa sığınsın kesinlikle hesap vermeli. Zaten sığındığı Atatürk mezarından kalkıp onu kurtaramaz.
Ama dokunulmazlık kurtarıyor demek ki.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.