Hümeyra Yıldız Dülek
Her Günümüz Bayram Olsun!
Hayata tepeden bakarsan insanların sadece tepesini görürsün. Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak; o zaman insanların hem yüzünü, hem kalbini görürsün.
Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir.
Hayatta her şey olabilirsin;
Fakat mühim olan hayatın içinde "İNSAN" olabilmektir.
Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.
Şems-i Tebrizi
Hayırlı bayramlar dostlar. Biraz geç oldu, ama olsun, zaten bayram nedir ki; evimizi bin telaş, bin yorgunlukla temizlemek, yeni elbiseler giyip, çocuklarımıza bayram harçlığı vermek, onların gönlünü hoş etmek, büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden, sevgiye hasret olanların yüreklerinden, gurbette olanların özlemlerinden öpmek midir? Elbette, teşrik-i mesaide bulunduğumuz her bir insanı mutlu etmek bayramdır, bir yetimin başını okşamak, bir öksüzün gönlüne girmek, anne, baba duası almak bayramdır, hiç tanımadığımız bir insana yardım eli uzatmak bayramdır, akan bir göz yaşını silmek bayramdır. Bir yara merhem olmak bayramdır, birinin hayatına, birinin üzüntüsüne, birinin mutluluğuna, birinin ruhuna, birinin eline, yüzüne, sırtına, omuzuna, yüreğine, bazen söz, bazen göz, çoğu zaman kalbinizle minicik de olsa, tüm samimiyetinizle dokunmak bayramdır. Dolaylı yollardan irtibatınız olmayan bir insanın hayatına ışık olmak, sıkıntısını gidermek bayramdır. Velhasıl; Rabbimizin hoşuna gidecek her hal ve hareket bayramdır. Şüphesiz sade, derin, sessiz sedasız, karşılıksız ve görünmez olsun.
Bunun yanı sıra uyandığımız her gün bayramdır aslında. Gece başımızı yastığa vicdanen rahat, yalansız, riyasız koyabiliyorsak, bizim bayramımızdır. Sabaha günahsız uyanabiliyorsak, bizim bayramımızdır. Kul hakkına girmeden akşama erişebiliyorsak bizim için bayramdır. Elimizin, ayağımızın tutması, muhtaçlık hissetmememiz bayramdır, rahat nefes alıp vermek bayramdır, gören gözümüz, işiten kulağımız, yediklerimizden aldığımız lezzet bayramdır. Rabbimizin bizlere lütfettiği maddi manevi her türlü nimetin şükrünü eda edebilmek hepimiz için en güzel bayramdır bence. Ve kendimize yapılmasını uygun görmediğimiz hiçbir şeyi, karşımızdakine yapmamak, enaniyetten uzak davranmak, kendimiz için istediğimiz güzellikleri başkaları için de isteyebilmek, bu anlamda Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmak, her günümüzü bayram tadında yaşamak gibidir.
Bi yerde okuduğum güzel bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim.
Bir hanımefendi anlatıyor;
Biraz fasulye ve biraz pilav yapmıştım. Bir tabağa pilav ve üzerine biraz fasulye koydum, tabağın yanına da bir kaç salatalık ayıklayıp bıraktım. Tam dışarı çıkacaktım ki babam sordu:
- Nereye gidiyorsun kızım?
- Annem bunları aşağı sokaktaki kimsesiz yaşlı amcaya götürmemi söyledi. diye cevap verdim.
Bunun üzerine babam:
- Şöyle yap. Mutfaktan bir kaç tabak daha getir. Her bir şeyi ayrı tabaklara koy ve tepsiyi güzelce düzenle. Yanlarına kaşık, bıçak ve bir bardak su da koy, öyle götür. dedi.
Dediklerinin hepsini yaptım ve elimdekileri yaşlı amcaya götürdüm. Dönünce babama neden böyle yapmamı istediğini sordum.
Babam:
-Yemek ikram etmek, malın sadakasıdır. Bir şeyi düzgün vermek ise yüreğinin sadakasıdır.
Birincisi karnı doyurur; ikincisi ise kalbi doldurur.
Birincisi, kimsesiz o adama, yardım isteyen dilenci hissini verir.
İkincisi, yakın bir dost, iyi bir misafir olduğu hissini verir, diye cevap verdi ve devam etti:
-Maldan vermek ile gönülden vermek arasında büyük bir fark vardır kızım, bunu asla unutma.
Rabbim bizlere her daim Allah katında kabul gören davranışlarda bulunmayı nasip etsin.
Ve kalbi yumuşak, kelâmı kibar, hâli huzur veren güler yüzlü insanları, yolumuza yoldaş etsin.
Kurban bayramımız mübarek olsun. Selam, sevgi ve dua ile dostlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.