Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

İslam ilerlemeye engel mi?

Yazının ilk kısmını okumak için tıklayınız:

İslam ilerlemeye engel mi?

ODTÜ’den Emekli felsefe profesörü Yasin Ceylan, Habertürk gazetesine verdiği röportajda İslam Dünyasının ya da İslam medeniyetinin Batı medeniyetine yetişmesinin mümkün olmadığını iddia ederek şöyle diyor:

“Çünkü Müslüman dünya mutluluğu peşinde değildir, öbür dünya mutlu­luğu peşindedir. Ben 14 yaşımdayken Kuran-ı Kerim’i Arapça tefsirle­rinden okuyan bir insa­nım. İslam metinlerinin nasıl bir dünya görü­şünü sunduğunu iyi bilirim. İmam Hatip’te okudum, medreseden geliyorum, İslam’ın ön gördüğü dünya, öbür dünyaya yatırımdır, buraya geçici bakar. Dünya mutluluğu ikinci plandadır, asıl mutluluk ertelenmiş mutluluktur. Bununla ilgili, “Burası öbür tarafın tarlası­dır, ne ekersen onu biçersin” gibi birçok hadis var. Bir insanın zih­ninde bu varken neden bu dünyada bu kadar başarılı olsun? Yatırımı öbür tarafadır. İslam’ın Batı tipi bir medeniyet kurma ideali yoktur, ihtimali de yoktur. Batı medeniyetinde, bilim, sanat, edebiyat, refah, neşe, şiir falan var. İslam böyle bir toplum ön görmüyor. Ben de iddia ediyorum ki dünya mutluluğu olmadan başarı olmaz, dünya mut­luluğu olmadan ahlak da olmaz. Mutsuz insan ahlaklı olamaz, sevemez. Mutsuzlar arasında dayanışma da olamaz.”

Sayın emekli felsefe profesörü, Müslümanların dünya mutluluğu peşinde olmamasından dolayı gelişemeyeceğini iddiâ ediyor. Çünkü Müslüman öbür dünya mutluluğu peşinde imiş. Bir kere şunu söylemek gerekir: Müslüman da diğer insanlar gibi bir insandır. Ebedi hayatta mutlu olmak istediği gibi bu dünyada da mutlu olmak ister ve öyle dua eder. çünkü Kur’an’da yüce Allah böyle dua edilmesini teşvik etmektedir.

Halbuki iyi bir araştırma yapmış olsa görecek ki, teknolojik gelişmelerin dünya ya da ahiret mutluluğu istemekle bir ilgisi yoktur. Teknolojik gelişmelerinin çalışmayla, hem de disiplinli ve ciddi çalışmayla bir ilişkisi vardır. Kim disiplinli ve ciddî çalışırsa yüce Allah onlara çalışmalarının karşılığını verir. Kur’an insanları düşünmeye, çalışmaya, üretmeye teşvik ediyor ama inançlarını da muhafaza etmelerini istiyor. Ama insan çalışmazsa, gayret etmezse Müslümanlar veya başkaları ilerleyemez. Birkaç yüz önceden beri ileri sürülen İslam dinin bizi geri bıraktığı iddiâsı tamamen yanlıştır.

İslam bilime karşı mı?

Evet Avrupa’da sanayi devrimi dinde reform hareketlerin başlamasından sonra gerçekleşmiştir. Reform hareketleri 16. Yüzyılın başlarında başlamış ve 18. Yüzyıla kadar devam etmiştir. Kilisenin otoritesi tamamen kırılmıştır. Çünkü kilise düşünmeye, bilim üretmeye karşıydı. Reform hareketleri batıda hür düşünmenin ve bilimsel gelişmelerin önüne açtı. Ama aynı şeyi İslam için söyleyemeyiz. İslam’da Hristiyanlıktaki gibi bilime, düşünmeye, fikir üretmeye karşı olma durumu yoktur. Çünkü islam her zaman ilim öğrenmeye teşvik etmektedir.

Tarih bize gösteriyor ki, Müslümanlar dinlerine ne kadar çok bağlı kalmışlarsa o kadar çok ilerlemişlerdir. Batı ise kilise baskısı altındaki Hristiyanlıktan ne kadar uzaklaşmışsa o kadar terakki etmiştir.

Said Nursi’ye göre Avrupa medeniyetinin gelişme sebepleri

Said Nursi, Sünuhat isimli eserinde Avrupa medeniyetinin gelişme sebeplerini açıklarken, nüfus yoğunluğunu, coğrafi olarak dar olmasını, güzel olmasını, demir madenin çok bulunmasını, girintili çıkıntılı olmasını, deniz ve nehirlerinin bağırsakları gibi olduğunu ve ikliminin soğuk olmasını zikreder. Bu özelliklerden dolayı insanların bir çok şeye ihtiyacı olmuş ve bu açıdan ihtiyaç medeniyeti üstadlık yapmıştır. Sadece soğuk bir kıta olması bile, daha uzun ve daha dikkatli çalışmaya sebep olacak bir özelliktir. İslam dünyayı genellikle sıcaktır. Sıcak bir hava ise insanların akılcı değil, duygusal olmalarına yol açmaktadır. Bu sebepleri göze almadan Müslümanların geri kalmasının sebeplerini anlamak çok zordur.

Medeniyet insanlığın ortak ürünü

Diğer taraftan sanayi ve teknolojik kalkınma anlamında medeniyet Avrupa’da mantar biter gibi bir anda ortaya çıkmadı. İlk insanın yaratılmasından itibaren bütün toplumların, bütün ilahi dinlerin katkılarını basamak yaparak sanayi ve teknoloji bakımdan ilerlemiştir. Yani bu anlamdaki bir medeniyet insanlığın ortak ürünüdür.

Şunu ifade etmem gerekir ki, sayın profesörün zannettiği gibi Müslümanların kalkınmamasının, ilerlememesinin sebebi İslam dini değildir.. Bunun sebebi yeterli gayreti göstermeyen, çalışmayan Müslümanlardır. Tembellik döşeğinde yatıp uyuyarak ilerleme sağlanabilir mi? İnsanı çalışmaya teşvik eden ve dünyadan nasibini unutmamasını isteyen bir dinin ilerlemeye engel olması mümkün değildir.

Sayın emekli profesör, “Batı medeniyetinde, bilim, sanat, edebiyat, refah, neşe, şiir falan var. İslam böyle bir toplum öngörmüyor” iddiâsında da bulunuyor. Halbuki Said Nursî’nın Muhakemat isimli eserinden ödünç alarak söyleyecek olursak, İslamiyet ilimlerin pederi ve mürşididir. Peygamberlerin mucizelerinin hepsi de insanlığa yüksek terakki ufkunu göstermiştir. İslam sanata, şiire, edebiyata, neşeye de karşı değildir. İslam bunların inançsızlığa ve ahlaksızlığa, sefahate alet edilmesine karşıdır. Neşe, eğlenme de yasak değildir bizim dinimizde. Ancak bunlar da meşru çerçevede olmalıdır.

Sayın Profesör Yasin Ceylan’ın diğer iddiâlarını da bir başka yazımızda ele alalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum