Rabbim Zamanımızı Genişlet ki Göğsümüz Genişlesin

Çoğu kez günü kurtarmak uğruna saniyelere kıyıyor insan.

Öylesine hızlı, öylesine aceleci…

Tekrarı olmayan anıların, saniyelerin katili oluyor kendi eliyle..

An be an ne çok şey kaçırıyoruz...

Geçmişin külfetini sırtımızda taşıyor geleceğin bilinmezliğinde zaman içinde zamanla yarışıyoruz...

Ruhun bendesini bulunduğu an içinde kaybediyor bedenimiz.

Çekerken havayı tâ ciğerlerimize kadar; soluduğumuz hava gibi fark edilmezliklere karışıyor zamanımız.

Ömür sermayesi az lüzumlu işler çokken çokluğundan şikayet edip sermayenin hazır vaktini silip süpürüyoruz.

Biz bilinirlikler içerisinde "Zamansız-Mekansız Biri" tarafından zamanın sonsuzlaştırıldığını unutuyoruz belki de...

Hayat sahnemizin her bir anı kaydedilirken beka aleminde;

Bir fotoğraf karesi saklıyor hafızamız, bir koku, bir ses ya da hisler gömülüyor kalp toprağımıza...

Onlar hep canlı hep hatırlanır...

Zaman uçup gitse de atılan o tohumlarda Hâfiziyet tecelli edip zamanın anına eşlik ediyor.

Bu yüzden kalp bekânın mekânı;

Duygular bekâya âşık

İnsan zaman içinde sonsuzluğa...

Bugün bilmem kaç kare, kaç an gönül toprağımıza kimbilir ne tohumlar attık

Yürüdüğümüz adımlar, aldığımız selamlar;

İşlediğimiz her şeyin hesabı tutuldu zamanda...

Zamanı tutup kucaklaşsak şefkatle...

Bilinçli bir şefkatle! Sonra o bizi bağrına bassa sonsuzluk hürmetine...

Bilinir ve görünür olduğumuzu bilerek!

"Rabbim göğsümü aç ve genişlet" diyen peygamberimiz (asm) hürmetine hem zamanımızı hem bu zaman içerisindeki vaktimizi hem vaktimiz içindeki senin hoşuna gidecek bütün güzel amellerimizi öyle genişlet ki;

Göğsümüz sonsuzluk kadar genişlesin...

Amiiin …

İzmir

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.