İnsanlara hile yapmanın asıl nedeni: İnançtaki zayıflık

Medyen oğullarına da kardeşleri Şuaybı gönderdik. Dedi ki: Ey Kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir: Artık ölçüyü tartıyı tam yapın. İnsanların eşyalarını eksik vermeyin. Islahından sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.

(Araf, 7/85)

Bütün peygamberin en önemli görevleri gönderildikleri toplumun yanlış inançlarını ve davranışlarını değiştirmeleri yönünde Allah’ın mesajlarını onlara tebliğ etmektir. Meyden halkı, Allah’tan başka varlıklara tapıyorlardı. Yani Allah’tan başka varlıklara kulluk yapıyorlardı. Böyle bir toplumun fertleri birbirlerine haksızlık yaparlar. Çünkü kendilerini yoktan var edip bu dünyada bir misafir olarak gönderen Zatı tanımayan ve O’na hesap vereceğini düşünmeyen bir insan, her türlü hatayı çekinmeden işlediği gibi, insanları da kolayca kandırır. Ölçüde, tartıda hile yapar. Satış yaptığında eksik verir. Bunu kendisi için bir kazanç olarak telakki eder.

Ayet bildirilen hususlar sadece birkaç numunedir. Allah’a başka varlıkları şirk koşan insanlar, ahiret gününe inanmayan insanlar başkalarını aldatmayı marifet sanan kimselerdir. Rüşvet de, tecavüz de, haksız kazançlar da, sahtekarlıklar da hep bundan çıkar. Çünkü inançsız insan kendisini başıboş zanneder. Ne yaparsa yapsın bunun bir cezasının olacağını düşünmediği için serbestçe her türlü kötülüğü yapar. Müşrik olan böyle yaptığı gibi, ateist olan böyle yaptığı gibi, inancı çok zayıf olan insanlar da başkalarını aldatırlar, hile yaparlar.

Bu yüzden ayetin başında Şuayb peygamber, kavmine “ibadet yapın” mesajını vermiştir. İbadet, insanın imanının kemale erdiğinin alametidir. İmanı zayıf olan bir insan ibadeti doğru dürüst yapmaz. Burada ibadetin, Allah’ın bütün emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçınmak anlamına geldiğini unutmamak gerekir. Allah’ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınacak kadar kuvvetli bir imana sahip olan bir insan, bu şekilde Allah’a kulluk yapar. Allah da, insanları aldatmayı, sahtekarlığı, yalanı, ölçüde - tartıda hile yapmayı yasaklıyor. Hz. Muhammed de (s.a.v), pazarda kusursuz malının kusurunu göstermeden satış yapan birisine, “Bizi aldatan bizden değildir” diyerek bu konuda ayetleri veciz bir şekilde tefsir ediyor.

Bu ayet sadece Meyden halkını, ya da benzer özellikler taşıyan Mekke halkını muhatap almıyor. Bu ayet bütün insanları muhatap alıyor. Kur’an’a inanan herkes bu ayetin muhatabıdır. Hepimiz hangi mesleği icra edersek edelim, bu ayetin ve bütün ayetlerin muhatabıyız. Esnaf kardeşimiz, satışları makul ölçülerde kar limitleri içinde yapacak ve fazla fiyata satmak için malların alış fiyatlarının çok yüksek olduğunu söylemeyecektir. Ya da malını satmak için, kalitesiz bir malı kaliteli olarak göstermeyecektir.

Memur kardeşim, işini düzgün yapacak. İnsanların işlerini yaptığı için onlardan rüşvet talep etmeyecek, verirlerse de almayacaktır. Hep helal olan kazançla iktifa edecektir. Eğer önemli mevkilerde yüksek bir memurun ise, devletin kör kuruşunu harcarken dikkatli olması, tüyü bitmedik yetimlerin haklarının içinde bulunduğu devlet malını değil talan etmek, korumak için çalışması gerekir.

İnsanlara zulmü, haksızlığı içeren her şey ifsattır, bozgunculuktur. Eğer bir insan “ben müminim” diyorsa, imanını kuvvetlendirecek, Allah’ı kulluk yapacaktır. Bu kulluğun da, Allah’ın emirlerini ve yasaklarını içerdiğini bilecektir ve bunların gereğini yapacaktır.

Allah’ım! Sen bizleri müfsit insanlardan eyleme. İyilik yapan, iyilik için çaba gösteren kimselerden eyle. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum