​​​​​​​Kurtarıcı Değil, Muhabbet Fedaisi Ömerleri Bekliyoruz

Evet; ama isim, cisim ve resimden ibaret Ömerleri değil; mana ve mahiyet ve şahs-ı manevi olarak Ömerleri…

Ömrü hep İslâm’ı terennüm etmekle geçmiş, felaket asrının şairi Mehmet Akif’in şiirinde tahayyül ve tasavvur edip konuşturduğu,

Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,

Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu!” şuuruna sahip Asım’ın neslinden Ömerleri…

Muhabbet Fedailerine gelince;

Muhabbet şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır hem şu kâinatın nurudur hem hayatıdır.” (24. Söz)

Madem muhabbet, kâinatı kuşatacak çapta böylesine bir ehemmiyeti haiz, o vakit, inanan insanlara / müminlere düşen öncelikli vazife, emin insan olmanın yanı başında, muhabbet fedaisi olabilmeyi izharla, tecessüm etmiş / cisimleşmiş bir vaziyette gösterebilmektir.

Biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yoktur.” (Divan-ı Harbi Örfi)

Şimdilerde -ihtiyaca binaen ekonomiden sonra- en çok sözü edilen şeyler, adalet ve barış, kardeşlik ve sevgi, huzur ve mutluluk... Hele adalet ille de adalet… Mülkün ve dünyevi saadetin temel taşı. Kâinat dediğimiz, içinde dünyamızın ve bizim hayat sürdüğümüz evrenin varlık âlemine çıkmasının sebebi, rabıtası/bağı ve nuru… Demek bu muhabbet çekilse kâinatın içindeki varlıkların anlamı, ehemmiyeti, kıymeti hatta lüzumu kalmayacak.

Genelde dünyanın özelde bizim coğrafyamızın ciddi manada barış, sevgi ve kardeşliğe muhtaç olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. İnsanlık âlemine numune-i imtisal olacak bir sulh adacığının tesisi, “İnşallah, istikbaldeki İslâmiyet’in kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de (dünya barışı) temin edecek.” (T. Hayat) sözünde ifade edilen hakikat çerçevesinde iki büyük gücün, (İslâmiyet ile Medeniyetin Mehasini) ittifakları sayesinde gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. İslâmiyet, üflemekle sönmez ve söndürülemez güneş misali parlak, mükemmel, kuvvetli ve güçlü İlahî ve manevî bir kaynak; medeniyetin mehasini de erdem ve faziletler mecmuası olarak şahsı manevi ve ittifak halinde hayata tatbik edildiği zaman insanlığın barış, kardeşlik, sevgi, huzur ve mutluluk ile yüzleri gülebilecektir.

Bugüne kadar (ulusal veya uluslararası) sahte barış projeleri, samimiyetsiz sevgi gösterileri, iki yüzlü kardeşlik söylemleri ve eylemleri ile bırakın yüz güldürmeyi, gülen yüzler bile ağlayan gözler haline dönüşmüştür. Dünyanın halihazırdaki ahvali bunun canlı delilidir. Çünkü “Hayat cidaldir / kavgadır” düsturunun hükümferma olduğu toplumsal zeminlerde muhabbet fedaileri yetişmez. Halbuki şu hükmün aksine Batılı fikir insanı B. Russell bile, “Batılı insanın mutsuzluğunda ‘hayatın bir mücadeleolduğuna inanmasının etkili olduğunu” söyler. Biz hayatı bir kavga sahası görmediğimizden arzu, istek ve beklentimiz kurtarıcı şahıs muntazır imam değil; arka bahçesi, gizli ajandası, yani saklısı-gizlisi olmayan, mesleği ve meşrebi sadece “muhabbete muhabbet, husumete husumet” olan Sevgi Fedaileridir. Zira, insanlık âlemi bedevilik / göçebe ve çocukluk devirlerini çoktan geride bıraktı. “Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşîler gibi icbar ile değildir.” (T. Hayat)

Rahmetli münevverimiz Cemil Meriç’in “deli gömleğine” benzettiği -izm’lerin yahut beşerî ideolojilerin çürük, esassız ve menfilik / olumsuzluk üzerine inşa edilecek barış, tesis edilecek kardeşlik ve sevgi ittifaklarının temeli çürük olduğundan ömrü de insan ömrü kadar kısa olacaktır. Bizim tesis edeceğimiz muhabbet fedaileri projesi ve muhabbet ittifakları, sadece fani, muvakkat/geçici, ölümlü, dünya ve dünya hayatıyla sınırlı olmayıp; ebedî ve sermedi hayatı da ihata eden ebede uzanan bir proje olacaktır. Çünkü insan ebed için yaratılmış ve ebede namzet bir varlıktır. Fani şeyler onu tatmin etmez. Sevgi Fedaileri projesinin kurucuları da sulh-u umumiyi / dünya barışını nazara veren Risale-i Nurların Kur’anî ve Nebevî şaşmaz ve şaşırtmaz ölçü, düstur, ilke ve prensipleriyle donanmış Ömerleri olmak iktiza eder / gerekir.

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum