Fitnenin Kapısını Açan Haller

“Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü, anarşi hiçbir hak tanımaz.”

(Bediüzzaman Hz., Tarihçe-i Hayat)

Toplumsal zeminimizi mayınlı tarlaya dönüştüren fitne; toplumun her kesimini kıskacına alıp kuşatan, en geniş anlamıyla maddi-manevi toplumsal karmaşa ve karışıklık; kişiler için bir sınama hali ve ortamı olarak düşündüğümüzde, günümüzde fitneye sebep olan hallerin çokluğu bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Hele 21. asır denen yapay zekalı dijital yüzyılımız, fitneyi, bir iken binler yapan, çoğaltan ve kolaylaştıran bir özellik arz etmektedir. Dijital dünyanın (kullanıcısına bağlı olarak) yararlı pek çok olumlu yönleri olmakla beraber, sınır tanımayan olumsuz sanal ve sosyal medya ortamı, bir yandan yanlış ve kirli bilgi üretirken öte yandan insanları gıybete ve fitneye (hatta tetikçilik ve cinayete) teşvik ve tahrik ederek toplumun imtizaçkarane ittihadını/uyumlu birliğini, barış ve huzur ortamını bozmaktadır. Zamanımızı fitneye açık, toplumsal zemini mayınlı tarlaya dönüştüren fitne hallerini özetleyecek olursak:

Mesela, en evvel mülkün temeli ve insanların dünyevi saadetinin esası olan adaletin yok olduğu adaletsizlik ve liyakatsizlik başlı başına büyük bir fitne sebebi ve halidir. Ki, bu kapı (adalet kapısı) kırıldığı vakit, beşerî afet ateşi olan fitneyi söndürmek hayli zaman alıcı ve hayli zordur.

Mesela, toplumsal ortamın yozlaşması bir fitne halidir.

Mesela, toplumsal ahlakın çöküşü bir fitne halidir.

Mesela, toplumun istikbali olan çocukların; uyuşturucu, taciz, cinayet, hırsızlık, çeteleşme, tetikçilik ve kiralık katilliğin çocuk yaşlarına inmesiyle kötülüklerin aleti haline getirilmesi bir fitne halidir.

Mesela, toplumsal vicdanın kararması bir fitne halidir.

Mesela, toplumsal şefkatin erozyona uğraması bir fitne halidir.

Mesela, toplumun hak, hukuk ve hürriyetini gasp eden otoriterlik bir fitne halidir.

Mesela, toplumsal iftirak, yani sen-ben kavgası bir fitne halidir,

Mesela, Bediüzzaman Hazretlerinin Tarihçe-i Hayatta zikrettiği “üç düşman”,

Cehalet, zaruret, ihtilâf” her biri birer fitne halidir.

Mesela, bir asır önce Hutbe-i Şamiye’de beyan ettiği “altı dehşetli hastalık”,

“Birincisi: Ye'sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.

İkincisi: Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.

Üçüncüsü: Adavete muhabbet.

Dördüncüsü: Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek.

Beşincisi: Çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdat.

Altıncısı: Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek” de her biri birer fitne halidir.

Hakeza…

Dikkat edilirse fitneye sebep olan hallerin bir kısmı iktisadî bir kısmı içtimaî bir kısmı siyasî özellik taşımaktadır. Toplumsal uyum, barış, huzur ve düzenin temin ve tesisi için elbette kanunî ve polisiye önlemler şarttır, derhal alınmalıdır ve elzemdir. Fakat bu sorunların çözümünde sadece yasal ve polisiye tedbirler yetersiz kalmaktadır. Ki, toplumsal ahvalimiz bunun delilidir. Herkesin başına bir emniyet mensubu polis veya bekçi koymak mümkün olmadığına göre, her bir kişinin şuurlu fıtrat olan vicdanına, manen bekçilik görevi yapacak şekilde manevi donanım kazandırmak lazımdır. Cumhurun/halkın vicdanını harekete geçiren şey kutsiyettir. “Muharrik-i vicdân olan kudsiyet, lâzımın lâzımıdır.” (Sünuhat) Yani vicdanları harekete geçiren kutsiyetin manası ve mahiyeti, ehemmiyeti ve sırr-ı lüzumu meselesini ders verecek; toplumsal ve şahsi nazarları ve vicdanları (hatta akılları, kalpleri ve ruhları da teshir edecek/etkileyip kendine bağlacak) kutsiyete çevirip günümüz insanına göstermek görevini en müessir, en kısa yoldan yapacak olan eser Risale-i Nurlardır. “Fitne ateşleri afet halini alan bu zamanda” (Sikke-i Gaybi), ülke sathı yangın yerine çevirmeden tedbir almak isteyenler bu eserleri acilen istimal etmek zorundadırlar.

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.