Ömer Faruk Topçu
İstanbul-1938
..deniz kenarında bir çınarın dibinde dizler bükülünce yeşeren dizeler
İstanbul;
İlhamım benim
Arnavut kaldırımlarının
Bir başında gariban
İşle;
Nesir gibi işleyebilirsen
Bir başında mutasavvıf karı koca
Cenaze, disko aynı sokakta nazım
Haliyle İstanbul
Bana şiir yazdırıyor sevgilim
Bak şimdi;
İstanbul’da aklıma gelene
Güzide seçilmiş güruh
Hariçte kalan herkes
Ruhsuz zaten
Her zamanki gibi
Söz konusu olmaksızın
Rakipsiz sadıklarsınız
Haliç’te riyakârane
Bir o yana bir bu yana koşan
İğrenç benzinizde
Gençliğini elle öldüren bir övünç
Beyazlarından ders alamayan
Zavallı katil ihtiyarlar
Ne kadar da içlisiniz
Daha çok seviyorsunuz naaşı
Sevdiklerinizin ölmesi
Sizin için en güzeli
Korkmayın!
Serbestçe öldürün insanlığı
Bu sizin
İşiniz ve içiniz
Bir çınarın gölgesinde tabut
Tabut çınar mı, ıhlamur mu?
Yoksa tabutun içindeki mi çınar?
Karmaşık bir serinlik
En az istanbul kadar
Ensar mı onun gölgesinde,
O’mu Ensar’ın?
Kalpler kırık,
Lafız buruk,
Caniler de ordaydı
Musalladaki sevmez dalkavuğu
Ama en önde dalkavuk
Nisan’da doğum
Nisan’da izdivaç
Nisan...
Nisan...
Nisyan...
Nisan’da mı ölürmüş insan?