8 Mart Dünya Kadınlar Günü Değil, İnsan Hakları

Allah'u Teâlâ kadın ve erkeği ayırt etmeksizin, insanı 'şerefli mahluk' diye ilan etmiştir. Bu bağlamda insanın değeri sadece bir güne indirgenemez. Ayrıca kadın ve erkeğin Allah katındaki üstünlüğü ise sadece takva iledir. Ancak Allah'u Teâlâ insanı eksik yaratmıştır. Zira erkek, fiziksel güç ve liderlik vasfı olarak kadından daha üstündür. Kadın ise, duygusal ve şefkat yönüyle erkekten daha üstündür. Dolayısıyla bu ikisi bir araya geldiği zaman birbirini tamamlamış oluyor. Ancak bundan erkeğin gücüyle kadına zulmetmesi anlamında anlaşılmasın. Netice itibariyle biz kadın hakları diyorsak, karşı cins de erkek hakları diyecektir. Elbette bu da bizleri böler ve ayrıştırır. Hem kadın ve erkek birbirine düşman değil ki! Birbirinin yol arkadaşı, hayat arkadaşıdır. Dolayısıyla biz rakip değil, ekibiz.

Nitekim Peygamber efendimiz (s.a.v), "Mazluma da zalime de yardım ediniz," diye buyurur. Sahabeler, "Ya Resulullah mazlumu anladık, zalime neden yardım edelim?" demeleri üzerine Peygamberimiz (sav), "Zalimi zulmünden vazgeçirmekle yardım ediniz," diye buyurur. O halde zulüm kimden gelirse gelsin, ister erkek olsun ister kadın olsun fark etmez asla kabul etmeyiz, karşı çıkarız. Çünkü mümin olmamız bunu gerektirir.

Ancak en basit bir meselede kadın ve erkek 'benim haklarım' diyerek, tahammülsüzlük gösterip alttan almasın anlamında anlaşılmasın. Hem böyle olursa evlilikte uzlaşma olmaz ki! Bu bağlamda ikisi şunu düşünmeli: "Ben haklı mı, yoksa mutlu mu olmak istiyorum?" Eğer çiftler mutlu olmak istiyorsa, birbirlerinin haklarına riayet ederek, birbirlerine değer ve hürmet gösterip, saygı ve sevgi çerçevesinde ilgili olmalılar. Elbette gönül ister ki bütün evlilikler problemsiz olsun. Ancak burası imtihan dünyası... İnsanın ne ile karşılaşacağı bilinmez. O halde evlilikte herhangi bir sorun neticesinde sadece çıkış yolunu boşamada aramak doğru değildir. Hem insanın olduğu yerde sorun ve problem vardır. Dolayısıyla öncelikle problem çözme yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Bu nedenle çiftler, mutlu bir evliliğin devamı için elinden gelen gayret ve çabayı göstermeliler ki evlilikleri kurtulsun. Hatta sosyal medyada aile danışmanlığını yapan bir kısım uzmanların bile evliliklerini bu vesileyle kurtardıklarını belirtiyorlar. Eğer evlilik emek verilip, güzel davranışlar ile beslenilirse, umulur ki mutlu bir evlilik oluverir.

Ancak eşref'i mahluka zarar geldiyse, o başka... Örneğin çiftler birbirlerinin hakkını ihlal eder, şiddet ve hakarete maruz kalınırsa, elbette bu kabul edilemez. Tabii bu erkek olsun kadın olsun fark etmez.

Öte yandan kadın feminist yazarlar, medyada sadece kadın haklarını dile getiriyorlar. Hâlbuki erkekler de zaman zaman hakarete ve sözlü şiddete maruz kalabiliyorlar. Ayrıca toplumda karısından şiddetle korkan erkekler olduğu da biliniyor. Elbette bunu görmezden gelip tarafgirlik yapamayız. Zira günümüzde insanlar, meslek edinmek için 6 yaşından 20 yaşına veya 30-40 yaşlarına kadar çaba, gayret sarf ederler. Ama maneviyat ve aile gibi değerli bir müessese için gayret ve çaba sarf etmezler.

Öte yandan Batı, nüfus planlanması üzerinden bize saldırarak başarılı oldu. Günümüzde ise aile kurumu, Batı projelerinin hedefi haline gelmiş durumda. Bu nedenle Batı kaynakları ailevi sorunlarımıza çözüm olamaz. Hem Batı'dan (batıldan) bize hayır gelmez ki! Çünkü onların tek amacı, toplumumuza şeytani fikirlerini yayıp bizi bölüp birbirine düşermek ve Müslüman kanıyla beslenmektir. O halde uyanık ve feraset sahibi olmalıyız.

Nitekim aile kurumunun acilen kurtarılmaya ihtiyacı vardır. Çünkü ailede şiddet ve boşanmalar son derece artmaktadır. Aslında devletin, aile kurumunu sadece ceza verme yönüyle ele alması doğru değil. Hem bu, kalıcı bir çözüm de getirmez. Dolayısıyla bu yöntem, sorunu daha çok içinden çıkılamaz bir yokuşa sürükler. Özellikle eğitim olmadan bu sorunun çözülmesi mümkün değildir. Bu bağlamda Diyanet, buna dair kurslar düzenleyebilir. Hem bu kurslar neticesinde belgeler verilirse, belki de evliliklerde görüldüğü kadar olumsuzluklar yaşanmamış olur. Aslında sadece Diyanet değil, bu alanda bizim örf, adet, kültür ve inancımızla örtüşen bilgi ve birikime sahip uzman pisikologların bilgilerinden de faydalanabilir. Ayrıca dinde derinleşmiş hocalarımızın aile kurumuna katkıları olursa inşallah sorunlar en aza indirgenerek büyük oranda çözülür.

Bilhassa bu konuda anneyi yetiştirmek lazım. Çünkü anne, çoğunlukla çocuklarıyla beraber yaşamış oluyor. Anneyi yetiştirmek demek, aileyi kurtarmak demektir. Çünkü bilinçli anne, bilinçli aile, bilinçli çevre, bilinçli toplum, bilinçli dünya demektir. Bilinçli dünya demek savaşların olmadığı, barışın ve huzurun olduğu dünya demektir.

Maalesef toplumumuzda güçlü, zayıfı ezebiliyor. Aslında sadece kadın değil, zaman zaman çocuk da ailesi tarafından şiddette uğruyor. Bu bağlamda şiddet sadece kadına has bir mesele değil, aileyi ilgilendiren bir meseledir. Dolayısıyla öncelikle aileye yatırım yapmak gerekir. Bu nedenle sadece kadın meselesini tutup diğer meseleleri dile getirmemek toplumun manevi sorunlarına bir bütün duyarlılık olmuş sayılmaz.

Örneğin; gençliğin maneviyattan uzaklaşıp topluma zarar vermesi başlı başına bir sorundur. O halde sadece kadın, erkek, çocuk, gençlik hakları ve sorunları değil, bu kapsamı genişletip toplumun haklarını ve sorunlarını dahil edip bunun üzerine konuşmalıyız. Yani bir bütün 'İNSAN HAKLARI' savunucusu olmalıyız. Aslında bunun çözümleri var ve yanı başımızdadır. Elbette bu da maneviyatımıza dönüş yapmamızı gerektirir. Çünkü ailede olumsuzlukların temelinde maneviyat eksikliği yatıyor. Bu bağlamda bilenlerin, bu farkındalığı toplumumuza kazandırması gerekecektir. Maalesef toplumumuzun büyük çoğunluğunda bu farkındalık neredeyse yok seviyededir. O halde bu sorunların çözümü, insanın manevi yönünü geliştirilmekten geçer. Hakikaten eğer ailede karar merci, İslam'ın sesi olursa tüm sorunlar biter Allah'ın izniyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum