Meryem Dilara Sağlam
O Ne Güzel Vekil
“Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et.
Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”
( Âl-i İmrân Suresi 159. Ayet)
Hayatta en zorlu deneyimleri, imtihanları kimin yaşadığını düşündüğümüzde çoğumuzun aklına Peygamberler gelir. Örnek olması için Allah bize de Peygamberler ve Allah dostlarının hikayelerini bildirmiştir. Zorluklara karşı mücadeleleri onları bize örnek kılmıştır. Mücadelelerinde hırslarıyla değil, Allah’a tamamen teslim olmalarıyla bize yol gösteren olmuşlardır.
Çağımızın insanına dayatılan her şeyin sonuç olarak en iyisi ve güzeline sahip olması zorunluluğu, kişinin üzerine aldığı yükü arttırıyor. Sonucu belirleme arzusu farkında olmadan insanı çeşitli rahatsızlıklara sürüklüyor. Çabaların niyet doğrultusunda olmasa da başka şekilde memnun olacağımız haliyle karşımıza çıkacağı, temel hayat inançlarımızdan olmalı. Çünkü İslam, bir işe Allah rızasına uygun niyetle başladığımız zaman, bizim için iyi sonuçlanacağının garantisini verir. Bu süreçte kayıplar yaşanır, araya zaman girer yolumuzu hatta belki ilk niyetimizi unutup riyaya kapılırız. Farkında olduğumuz an tekrar bismillah diyebiliyorsak en emniyetli yoldayızdır.
İslam kelimesi teslim olma kökeninden geliyor. Bu teslimiyeti, başladığımız işlerimizde ve hayat boyu yaşayacağımız musibetlerde kanıtlamak zorundayız. İnancımız ve yaşamımız arasında tezatlıklar bulunmamalı. Yaşadığımız tüm endişeleri tek bir endişe ile yerini değiştirdiğimiz zaman yüklerimiz hafifler. Para, sağlık, başarı gibi insanların hayatlarını adadıkları bütün endişeler, imanı kurtarma endişesi ile yer değişip Allah’a teslim edilince insanı hayatta üzebilecek çok az şey kalır. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadiste şöyle buyuruyor; “Kim sırf Allah’a güvenirse, Allah ona her türlü desteği yetiştirir ve ummadığı yerden rızkını sağlar. Kim sırf dünyaya yönelirse Allah onu dünyaya havale eder.”
Hz. İbrahim (a.s) ateşe atıldığında onu yanmaktan koruyanla Hz. Musa’yı Kızıldeniz'de firavundan kurtaran güç, aynı güçtü. Onların ortak özellikleri ise Allah’a teslim olmak ve O’nu vekil kılmalarıydı. Allah, Hz. Davud’a (a.s) “Ya Davud! Yarattıklarıma değil de bana güvenen kuluma, bütün yer ve gök hile ile karşısına dikilse bile, çıkış yolu gösteririm.” vahyetmiştir, bize iletip peygamberlerin olaylarıyla da şahit kılmıştır. İnsanı vesvese kapladığında onu büyütmek yerine, kendisini sonsuz bir gücün koruduğunu bilmek ne kadar huzur verici. İnsanın zorla yüklendiği ağırlıklardan tamamen soyutlanıp zor gördüğünü Allah’a teslim etmesi gerekiyor. Düğümlere dolanmış hayatımızda yapmamız gereken birkaç düğümü niyetimizi bildirmek için çözmek gerisini Allah’ın tamamladığını izleyip şahit olmak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.