Maruf Özülkü
"Gazze'den bize ne" diyenlere...
Kürtlük kavgasında önde giden bazı çevrelerin Filistin-Kudüs-Gazze meselesinde Müslüman Kürtleri sert bir dille eleştirdiklerini görüyoruz-duyuyoruz.
Diyorlar ki...
"Kürtlerin başına gelenleri önemsemeyen, onlara ağlamayan, saf(!) Müslüman Kürtler, Kudüs için, Gazze için feveran ediyor. Kendilerine -yani halkına- ağlamıyorlar ama, Filistin'e ağlıyorlar. Ey Kürt, senin Kudüs'te Gazze ile ne alakan var; ağlıyorsun; Kendi yersizliğine yurtsuzluğuna ağla... "
Bunu diyenler yıllarca Selahaddin-i Eyyübi'yi de kınadılar;
"Kürtlere ne yaptı ki" "Araplara hizmet etti" diye...
Asıl meselesi ırk yada kavmiyet olanların bu tenkitlerine şaşırmamak lazım. Çıkış noktası, muharrik tavrı ırk olanın diğer her meselesi "tebei" yani "sonraki mesele" olduğu için şaşırmıyoruz.
Bu anlayışa göre, her mesele, bu eksende değerlendirilir buna araçsallık ettiği ölçüde makbul sayılır.
Hele, bu ırki kavgayı güdenlerin tavrı, din ile problemli, hatta dini bağları kavganın önündeki en büyük engel olarak görüyorlarsa...
Hele hele, eline materyali silahı veren ve bu kavgada kendilerine rota çizenler küresel güçlerse...
Hele hele bu kavganın verildiği topraklar, siyonizmin ana aktörü İsrail'in "vadedilmiş topraklar"ı arasında yer alıyorsa ve buraların zaman içinde siyonist işgale elverişli hale gelmesi için uygun kaotik yapılara dönüşmesi ön görülüyorsa...
O zaman bu anlayışın Filistin Kudüs Gazze meselesine karşı yabani olmasına yada strateji ortakları veya patronları saffında yer almasına şaşırmamak gerekir.
Ama Müslüman Kürtler, tarih boyunca "İlâyı Kelimetullah" davasını her şeyin üstünde tutmuş ve halen tutmaktadırlar.
Nasıl ki, Nurettin Zengi bir Türk olmasına karşın Selahaddin'i liderliğe buyur ettiyse ve büyük bir Eyyübi devletinin tesisine ve Kudüs'ün kurtuluşuna sebep olduysa, Müslüman Kürtler de Malazgirt'te Bizans'la savaşan Alparslan'ın ordusuna tereddüt etmeden katılacaklardı.
"Bize ne Selçuklular'dan. Biz Mezopotamya'ya bakalım" demediler yani.
Tarihin uzun döneminde İslam’ın bayraktarlığını Türkler yapmıştır. Bugün de bu potansiyeli olan ve bu yüzden hedef tahtasına oturtulan büyük güç onlardır. Ve Kürtler de tarihin uzunca bir döneminde Türklerin cihad kardeşleridirler.
...
Tüm aidiyetlerin referansların başına İslamiyet'i koyanların temel meselesi, temel kaygısı ve nihai hedefi Allah rızası olur. Diğer meseleler bunun yanında ayrıntı olarak kalır.
Efendim "Sizi kullanıyorlar" "Din ile aldatıyorlar" "Siyasi ikballerinden basamak yapıyorlar" iddialarına gelince...
Birincisi, küresel Siyonist güçlerin gösterdiği yalancı ikbal vaatlerine kıyas edildiğinde, bu iddiaların hükmü yoktur. Biz faraza din ile kandırılsak dahi niyyetimizin ecrini alırız ve bir zülme ortak olmamanın gönül rahatlığını yaşarız. Ama siz kandırılıyorsanız iki dünyanızı da yakmış olursunuz.
İkincisi, temel meselesi İslam kardeşliği olanların üst kimliği bellidir. Diğer kavmi aidiyetler, ancak "tanışma ve yardımlaşma" amacına aracılık edebilir.
Üçüncüsü, Fransız ihtilali ile dünyada başlayan "ulusçu" akımlar ve ırkçılık hastalığının tüm milletleri olduğu kadar bazı Türkleri de zehirlediler ve bir dönem devlet politikalarına dönüştüğü görülmüştür. Ancak hem çoğu yanlışlığından dönülmüş ve onarıcı politikalar geliştirilmiş hem de en önemlisi millet nezdinde bu yanlışlıklar kabul görmemiştir.
Bugün çoğu imkan herkese eşit şartlara sunulmaktadır. Birlik ve beraberlik her zamankinden daha güçlü bir şekilde hissedilmektedir.
...
Prof. Dr. Halil İnalcık'ın, "Batı, İstanbul’un fethini ve Ayasofya’yı hiçbir zaman unutmadı" sözünü hatırlıyorum.
Ve ilave edecek olursak...
Aynı Batı her zaman Türklerin bu misyonla yeniden dünyaya hakim olmasından yeni bir nizam tesis etmesinden ürkmektedir.
Bu dava bu misyon Türklerin ırkı kavmi yada başka hususi özelliği değildir. Allah'ın rızasına uygun bir hassasiyetin kemal bulmuş karakteridir. Bu Arapları da Kürtleri de diğer İslam unsurları da bırakın rahatsız edecek; bilakis bahtiyar edecek olan heyecanlandıracak olan bir hadisedir.
...
Filistin Kudüs Gazze meselesine gelecek olursak, derdimiz tasamız en başta İslamiyetse Müslümanlıksa tavrımız elbette bellidir. İnsanlık vicdanının Batı dünyasında bile isyana dönüştüğü İsrail zülmünü ırkı ikbal hesaplarıyla hoş görmekten ise Allah'a sığınırız. Bu marazi bir haldir. Islahı için dua ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.