Maruf Özülkü
Dışım Bayram, içim Gazze...
Şımarık siyonist İsrail, herkesin gözünün içine baka baka Filistin'de vahşetini sürdürüyor.
Gazze'de çok zor şartlar altında direnen mazlumlar imanî bir kuvvetle sarsılmaz bir duruş sergiliyorlar.
Her şeye rağmen maneviyatlarından taviz vermiyorlar ve asla teslim olmuyorlar.
İsrail olayı üç günlük iş görerek başlamıştı işgale. Ancak hesapları tutmadı; ne hakim olabildi bu topraklara, ne de onurlu bir geri çekilme şansına sahip olabildi.
Amerika'ya sırtını vererek azgınlaşıyor. Velakin Amerika'nın da başı belâdan çıkmıyor. Bir taraftan Çin'le, bir taraftan Ukrayna savaşı dolayısıyla Rusya ile, bir taraftan Ortadoğu krizleri dolayısıyla İran'la ve YPG desteğiyle dolaylı olarak Türkiye ile.
Kanla işgalle varlığını sürdüren Amerika ekonomisi, hepsine birden yetişmeye çalışırken içeride büyük tepkiler görüyor.
Her an İsrail, güvendiği Amerika tarafından yüzüstü bırakılabilir.
Elbette Amerika bileoynaya bunu yapmayacak. Hesaplanmayan ani bir patlama hatta bir kıvılcım her şeyi tepetaklak edecektir. Oyunları tersyüz eden bir oyun devreye girebilir ansızın.
Ve mekerü mekerallah...
O zaman İsrail'in delikanlılık kalibresini görürüz yakından...
...
İslam Dünyası mübarek Ramazan ayının son günlerini yaşıyor. Her haneyi bir bayram telaşı sarmış vaziyette. Herkesin bir bayram planı var.
Sahurlardan, iftarlardan, davetlerden, ibadet ve taatlerden sonra bayram müminin hakkıdır elbette.
En az günahla bir hayat sürdürerek cennet konforunu daha bu dünyada hanelerimizde manevi olarak gönlümüzde yaşayabiliriz-yaşamalıyızdır.
"Helal dairenin keyfe kafi geldiği", "güzel görenin güzel düşündüğü" ve bundan sebep "hayatından lezzet aldığı" hayat, en kaliteli bir hayat trendi olarak icra olunmaktadır.
Ama aklımız istesek de istemesek de Gazze'ye gider. Ve gitmelidir de...
Biz bu güzellikleri ferdi ve içtimaî hayatımızda coşkuyla yaşarken, kardeşlerimiz orada çile, yokluk, ve varolma direnişi veriyorlar.
Biz bayram alışverişinde şekeri lokumu seçerken, yere dökülmüş unu topraktan ayıklayanlar var orada.
Biz İsrail'e bir lanet okuyup işimize gücümüze döneriz ama kurşunlara bombalara maruz kalmaya devam eden masumlar var orada.
Gelen yardımların bile düşman insafına kaldığı ne ağır bir imtihandır yaşanılanlar.
...
Elbette gücümüzün yetmediği, sözümüzün para etmediği işlerden sorumlu değilizdir. Ama bayramda kardeşlerini hatırlamadan bayram edecek değilizdir inşallah.
Onlara dua etmenin yanısıra yardım göndermek elimizden gelir mesela.
Zulmü unutmamak, unutturmamak her yerde ve zeminde tel'in ettiğimiz gibi, onlara kastedenlere destek veren ticaretlere ticari ürünlere boykotla karşılık vermek ve onlara yapılacak ticari alışverişlere karşı tepki göstermede duyarlı olmak; en üst perdeden tepki vermek mümkündür herhalde.
Bayramın onlara da bayram tadında müyesser olmasını canügönülden dua ederek, onların yanında olduğumuzu her fırsatta hissettirmeliyiz.
Ve her Müslüman, Gazzeli'nin yalnızlığından korkmalıdır. Gazzeli'nin bedduasını almaktan endişe etmelidir.
Yani içimiz yanmalıdır.
Uykumuz kaçmalıdır.
Keyfimiz bozulmalıdır azıcık.
Çaresiz olsak da; çaresiz kalmamalıyız. Filistin aklımızda ve fikrimizde olmalıdr her zaman.
En azından dua, en azından boykot, en azından tel'in, en azından zalimi kamuoyunda zalim olarak deşifre etmeye devam etmek ve en azından dilsiz, elsiz ve yüreksiz dünyayı harekete geçirecek küçük eylemleri dahi küçük görmeyerek...
Bu saydıklarımızın hepsi "salih amel" kapsamında olan fiilî dualardır.
Allah'a ızdırarla yapılmış dualardır.
Cehddir, gayrettir.
İnşallah bu şuurla hakiki bayramları yaşarız cümleten.
Bayram o zaman bayram olur…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.