Maruf Özülkü
Bir Nefes Sıhhat
Adam, en muhteşem devrin, muhteşem devletinin, en kudretli padişahı olmuş. Osmanlı'nın en zirve dönemi. Belki de dünya tarihinin. Ve demiş ki...
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi."
Muhibbî mahlasıyla arada bir şiir yazan Kanuni Sultan Süleyman.
Yakın dönemde dünyayı kasıp kavuran Covid salgınında, insanların acziyette nasıl eşit bir çizgide olduğunu aynelyakin görmüş, ve bir kısmımız da eşinin dostunun cenazesine ve taziyesine gidemeyecek ölçüde hakkalyekin yaşamış, bir devrin insanıyız.
"Abartmıştır" diyebilir miyiz?
Hangi debdebe, hangi şatafat, hangi sefahat ve hangi saltanat ölüm vaktini geciktirebilir.
Ölümsüzlüğü satın alacak fiyat olsa mesela...
Tutarını sormadan sipariş edecek insanlar vardır yeryüzünde.
Bir de açlıktan, adaletsiz gelir dağılımından, zulümden ya da İsrailvarî tiynetlerin vahşetine maruz kalmaktan dolayı bir nefes daha sıhhat bulamayanlar vardır.
Ölüm iki tarafı da sürpriz biçimde -randevu vermeden- ziyaret eder.
Birkaç nefes daha nasibi olanlar o kadar sermesttir ki hayattan.
Kopmayı akıllarına getirmezlerdir asla.
Hayallerinin peşinde koşar dururlar ölene dek.
Oysa bir nefes daha fazladan alacak güçleri de yoktur, imtiyazları da...
...
Hastalar geceden çok korkarlar.
Kabir hayatını andıran gecenin karanlığı, sessizliği ve ıssızlığı, elvedaya en yakın olduğunu sandığı andır da ondan.
Herkes,-yani her hasta olmayan- ölmüş gibi derin uykuda iken, canlı canlı, uyanık olarak, kendini ölmeye direndiğini zanneder insan.
Çünkü her ölüm erkendir onun için.
Daha yapacak çok şeyi vardır, sorsan.
...
İstanbul'da bizzat şahit olduğum bir olaydır;
Yer: Gayet lüks bir hastanenin yoğun bakımı. Kişiler: Kalp damar uzmanı bir grup profesör ve hastaneye göğüs ağrısı şikayetiyle gelen altmışında bir kişi.
Anjiyo yapılmış ve acilen açık kalp ameliyatı olması gerektiği kendisine söyleniyor. Amcanın verdiği tepkiyi unutamam.
"-Ben ameliyat-mameliyat olamam. Çeklerimin ödemesi var, bir sürü ticari görüşmelerim var. Hemen Almanya'ya gitmem lazım. Bir ilaç verin gideyim."
Beyaz önlüklü hocalar ise,
"-Beyefendi zamanla yarışıyoruz. Biraz daha geciksek sizi kaybedebiliriz."
Amcanın son sözü şu oldu;
"Sizden rica ediyorum. Bir şey yapamaz mısınız?"
Adam resmen pazarlık yapıyordu. Ama çabası sonuçsuzdu. Tüm iş ve işleyişleri mecburen iptal olacaktı.
...
Sigara tiryakilerini bilirsiniz. Her şiddetli hastalıkta sigarayı bırakma konusunda kesin karar verirler. Ama iyileştikten sonra hızla dumanlı hayata dönüverirler.
Aksi insanlar da, yatağa düşünce pişmanlığa başlar ve haşin davrandığı yakınlarından yada çalışanlarından merhamet dilenen gözlerle bakarlar. Ama bu acziyet hali çoğu kez yataktan doğrulana kadardır. Kronik gaddarlığa kaldığı yerden devam ederler.
Namazbilmez duaetmezlerin inlerkenki fıtrî yönelişleri, ve "artık eskisi gibi olmayacağım" mealli pişmanlıkları da elbette kıymetlidir. Belki de hayatın en büyük dönüm anıdır. Krizin fırsata dönüştüğü bir milattır.
Maddeten iyileştikten sonra ma'nen kötüleşmeseler yeniden.
O zaman artı bir nefes sıhhat, ebedi saltanatın hiç yıkılmayacak devletin ve ölümsüz hayatın soluğu olacaktır.
Yoksa ha varsın ha yoksun.
Yunus'a bin rahmet...
Ölen hayvan imiş
Aşıklar ölmez...
O halde ne diyelim...
Hakikaten aşk olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.