Hümeyra Yıldız Dülek
Yüreklerimizi İyileştirmeliyiz
Elhamdülillah ki insan olarak bu dünyaya gelmişiz. Lakin insan olarak hayatımıza devam edebiliyor muyuz? İşte bu tartışılır.
Akıllı ve düşünebilen bir insan kâinata baktığında gerçek mucizeyi görebilir. Aslında hiç zorlanmadan görülebilecek tek mucize, yoktan var eden Cenab-ı Hakk’ın yaratma Mucizesidir. Düşünebilip anlayabilenler için “var olmak’’ ya da bütün olarak varlıkların tümü başlı başına mucizedir!
Ve insan olmak, insanca yaşamak, insani duygu ve düşünceye haiz olmak, bulunduğumuz her yer ve zamanda sevgi, saygı, hoşgörü, merhamet, şefkat ve bütün bu duyguları kapsayan farkındalık içinde olmaktır benim için. Oysa zamanımızda ; insanlar bencilleşmiş, müphem hal ve etvar içinde, adeta gurur abidesi gibiler. Yanı başında canı yanan birini görse adam sende deyip, çekip gidiyor. Nerede o asr-ı Saadetten esen saflık ve masumiyet rüzgarları. Biz daha iyi şartlara eriştikçe acaba insanlığımızdan uzaklaşmaya mı başladık. Galiba mal varlığı ve nüfuz kimi insanları cahilane bir şekilde kaba ve insaniyetten uzak olmaya itiyor, şımardıkça benliklerinden, Yaratıcımız, Rabbimiz ne emreder, Kur’an-ı Kerim Ayetlerinde ne buyurulur göz ardı ediyor.
İnsanlar hayatta birçok şey ister ve bunlar için çalışırlar fakat aslında bunlar biz istediğimiz ve uğraştığımız için gerçekleşen veya uğraşmadığımız için gerçekleşmeyen şeyler değildir. Bu; bize tanımlanan hassas bir ölçü içerisinde hareket ederken, pozitif veya negatif şekilde zamanı kullanmaktır. Zamanı kullanırken bazı şeyler istediğimiz şekilde, bazıları da istemediğimiz şekilde gerçekleşir. Çünkü bazen ne kadar istesek de çalışsak da istediklerimizi elde edemeyiz. Bazen de çaba sarf etmediğimiz halde istediklerimize kolayca sahip olabiliriz. Acaba istediğini elde edemediği için mi insanlar bazen böylesine acımasız ve vurdum duymaz oluyor dersiniz. Niçin böyle düşünüyorum sorar gibisiniz.
Anlatayım...
Apartmanımızın bir kedisi var, adı Şükufe. Bilirsiniz kediler doğurgan hayvanlardır, bizim Şükufe de her sene bir çok yavru dünyaya getiriyor sağolsun :) bu sene yavruları henüz üç haftalık falandı, evde işleniyordum, oğlumda dışarı çıkmak için hazırlanıyordu, o sırada bizim kapının önünde Şükufe’nin acıyla miyavladığını duyduk, hayır miyavlamak değil adeta haykırıyor, yardım dileniyor, ağlıyordu. Kapıyı açtığımızda ise gördüğüm hal içimi titretmişti. Şükufe arka ayaklarının üzerinde devleşmiş ön ayakları asansör kapısını tırmalamakla meşguldü. Bizi görünce bir asansöre bakıp, bir bize bakarak acı acı miyavlamaya devam etti, asansörün içinden yavru kedilerin sesi geliyordu. Üst kat komşumuzun çocuğu asansörün içine koymuş yavruları ve asansörün kapısını kapatmış. Mesele şu ki; nasıl olduysa asansörün kapısı açılmıyordu, eyvahlar olsun dedik, yavru kedilerden bir tanesi galiba kapıya sıkıştı ve bu yüzden asansör devre dışı kaldı. Yüreklerimiz korkuyla sessiz çığlıklar atıyordu, Şükufe perişan, bir hayvanın yavruları için nasıl kendini parçaladığını gerçekten görmenizi isterdim. Hani insana Rabbimiz tarafından bahşedilen şefkat, merhamet duygularının hayvanda ki tezahürü inanılmazdı.
Asansörün kapısını yöneticiden aldığımız anahtarla açtık, endişeyle asansörün içine baktığımızda hamdolsun yavrular sağlamdı, hepsini kucağıma aldım Şükufe de kucağıma geldi, gözleri gözlerime değdiğinde, öyle çok ağlamıştı öyle çok yaş vardı ki gözlerinde, o gözlere bakıp ben de ağladım, korkusu dinmiş, yüreği hızlı hızlı çarparken yaşlı gözlerinde minnettarlığı, mutluluğu okuyordum. Bizim seslerimizden rahatsız olan komşu kapısını açıp ne oluyor dediğinde, bir daha yavrulara bunu yapmasın çocuklar demek istedim, komşu ‘ kedi yavrusu oynanmak içindir, bişey olmaz, yarın birgün yavrusunun rakibi olacak, yavrusunun önündeki eti kapacak, onun için bu kadar üzülmeyin’ dedi adam. İliklerime kadar dondum. Bazı insanlar için rutin hayatın içinde olabilecek basit bir hadise idi yaşadığımız.
Oysa, insanda hayat bulan, insanda güzelleşen vicdani hareketler, düşünceler, gönül aydınlatan tebessümleri bir kedide izlemek ne denli ruhumu incitti bilemezsiniz.
Biz masumiyetimizi kaybettik, insanlığımızı bir yerlerde unuttuk gibi geliyor bana. Esefle, yüreğimdeki korkuyla seyreder oldum insan suretinde dolaşan varlıkları.
Vitamin eksiklikleri ve vücuda giren mikropların çoğalıp bağışıklık sistemini aşması durumunda birçok hastalık sahibi oluruz; davranış ve duygulardaki dengesizlikler ise aile ilişkilerini ve toplum hayatını bozar. Başlıca davranış dengesizliği oluşturan kavramlar “kibir, “cimrilik, “kin beslemek ve “bencilliktir. Bunlar salgın şeklinde toplumsal ve kişisel bozukluklara yol açan şeytani duygulardır. Çünkü bu tip duygular insanın gerçeği algılama özelliğini bastırır ve insan gereken gerçekleri algılayamaz duruma gelir. Bu şeytani duygulara kapılmamak için dürüst ve âdil olabilmek şarttır.
Dürüst ve âdil olabilmek için; asla yalan söylememek, gerçeği gizlememek, her şeyin gerçek değerini verebilmek, haksızlık yapmamaya ve her durumda denge sağlamaya özen göstermeye çalışmak lâzımdır. Peki biz bu dengenin neresindeyiz? İnsanlar aç kurt gibi birbirlerinin hakkına tecavüz etmekle meşgul, bırakın çocuklara, kendilerine olan saygı ve sevgiyi tamamen yitirdikleri için adeta savaşır gibi yaşıyorlar hayatı.
İşte bu yüzden mümkün olduğunca çocuklarla zaman geçiriyorum artık, onlar öyle güzel seviyor, öyle masum üzülüyor, öyle çok hayret ve şaşkınlıklarını ifade ediyorlar ki, duygularında yaşadıkları iniş çıkışları, sevinç ve hüznü anlamak bana haz veriyor. O minicik dünyaları kucaklayarak hayatın içinde bulunan hain duygulardan korumak istiyorum ruhumu.
Birbirini çekiştiren, her ne olursa olsun devamlı mutsuz, varlık içinde darlıktaymışcasına şikayet içinde, yürekleri küçük, dertleri kendilerince büyük, kapı komşusunun aç mı, tok mu olduğundan habersiz, Rabbine iltica etmeyi unutmuş, aklı fikri şeytanlığa çalışan çoğunluğun arasında, ağızları büyük (devamlı lüzumsuz ve çok konuşan) ama kulakları küçük (dinlemesini, anlamasını yitirmiş veya bilmeyen) insanlardan uzak olmak istiyorum.
Velhasılı; sükuneti ruhumda hissederken çocuk sesleri arasında güzelleşen hayatı takip etmek ve tekrar tekrar dua edercesine; huzuru, bereketi, saadet ve mutluluğu çocukça yaşamak istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.