Elif Akçan
Ahval-i Zaman
Örselenmiş bir zamanın tenha sokaklarında çığlıklar atarak
sesini duyurmaya çalışan yalnız bir çağın çocukları olmak da
İçerisinde bulunduğumuz imtihana dahil.
Kimimiz sessiz sedasız göç etmeye meyilli yüreğinin peşinde koşmakla meşgul
Kimimiz kalan acının kırıntılarını toplamakla..
Zahirde kimsesiz ve çaresiz kalan benliğimizle başbaşayız.
Hakikatte aslında O'ndan başka kimsenin olmadığının gerçeği ile yüzyüzeyiz.
Bunu anlamak için mi diyoruz belki de çoğumuz.
Bundan mütevellid mi bu zuhur eden hadisatlar, bu yıkıcı ve kalp sarsıcı vakıalar?
Oysa hiçbir şey göründüğü gibi olmadığının ve her yaşananın
rahmet cihetinin daha ağır bastığını vicdanlı düşündüğümüz noktada anlamaya güç yetiririz.
Evet çok kayıp var manen, maddeten…
Belki izahını bile yapamayacağımız çokça acı.
Ama hepimiz biliyoruz ki inananlar ve iman etmiş olanlar olarak
Allah hiçbir zaman kulunu zayi etmez hele ki masum kullarını asla zayi etmez
Ve biliyoruz ki vefat edenlerin fani malları onlar için sadaka hükmüne geçti ve fani hayatları dâhi onlara baki bir ömrü kazandırıp bir nevi şehadet hükmüne geçti.
Ve en çok da unutmamamız gereken nokta da kulun şefkati asla ve kat'a
Allah'ın şefkatini geçmediğidir.
Rabbimiz ülkemize ve milletimize zeval vermesin, bizi böylesi bir imtihana tekrar tabi tutmasın inşallah ve İslamiyet güneşinin parıltılılarını kalplerimize derc etsin vesselam...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.