Editör
Kapitalist zihniyet tüketim çılgınlığına, israfa sevk ediyor.
Türkiye’de her yıl 26 milyon ton gıda çöpe gidiyor
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı'nın 2020 yılı raporuna göre dünyada her yıl 1.3 milyar, Türkiye’de ise ortalama 26 milyon ton gıda israf ediliyor.
Hallerde çürüyen, ezilen sebze ve meyvelerin haddi hesabı yok. Hele de ekmek israfı. Üç ekmek alınan bir evde bir ekmek çöpe gidiyor.
Sadece vahşi sulama neticesinde yılda 20 milyar metreküp su israfı var.
Bunun haricinde zaruri olmayan ihtiyaçların alınmasıyla yapılan israflar var.
Bediüzzaman’ın İktisat risalesinde dikkat çektiği gibi vücudu beslemek maksadıyla değil, damak lezzeti için 10 lira yerine yüz lira harcanıyor. Sadece lezzetli bir yemek için bazen yüzlerce kilometre yol gidilen bir ülke durumuna geldik.
İnsanlardaki lükse düşkünlük israfı daha da körüklüyor. Reklamlar eskimeden değiştirmeyi zihinlere yerleştiriyor. Bu yüzden insanlar bindiği arabadan, yaşadığı evden, oturduğu koltuktan memnun gözükmüyor.
Çocuklarımıza, torunlarımıza iyi bir gelecek bırakmak, onların mutlu olmalarını sağlamak israfla devlet, toplum, aile ve bireyler olarak topyekun bir mücadele gerek.
Tarımsal sulama gibi suyun israf edildiği alanlarda devletin yeni düzenlemeler yaparak bu israfı önleyici tedbirler alması zaruri. Tarladan hallere gelen sebze meyvenin ezilip çürütülmemesi için ürünün toplanmasından taşınmasına kadar daha modern ve koruyucu özellikleri olan bir sistem kurmak mümkün.
Ailelere düşen ise, israf olabilecek harcamalardan kaçınmak. Ailelerin birinci görevi ekmek israfını önlemek. Bayat ekmek yenmiyorsa, yetecek kadar ekmek almak gerekir. Özellikle çocukların da bu konuda eğitilmesi şart.
Televizyon kanallarında sürekli israfı önleyici programlar yaptırılmalı. Gerekirse devlet reklam hazırlatmalı ve bütün televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde israfı önleme kampanyaları başlatılmalı.
Diyanet camilerde israfı önlemeye yönelik hutbe okunmasını ve vaaz verilmesini sağlamalı.
Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin müsrif olmayan bireyler olarak yetişmesini sağlamak için çaba göstermeli.
Bediüzzaman’ın İktisat Risalesi Diyanet tarafından basılıp bütün Türkiye’ye ücretsiz olarak dağıtılmalı.
Yemede, içmede, giyimde israfı önleyebiliriz. Bilinçli bir tüketici, bilinç bir toplum olmak zorundayız. Bize reklamlarla güzel gösterilen şeylere yönelerek tüketim çılgınlığına kapılmadan, israfa yönelmeden lüzumlu ve zaruri olanları tercih etmeliyiz.
Yüce dinimize göre de israf haramdır. Yüzde doksanı Müslüman bir ülkeyiz. Akan bir nehirden abdest alırken bile üç avuçtan fazla su alınmamasını, suyun israf edilmemesini isteyen bir dinin mensuplarıyız.
Hepimizin inandığı mukaddes kitabımız Kur’an’ın Araf Suresi 31. ayetinde “yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez” buyuruluyor.
Devlet kendisini hizaya çekmeli. Devlet olarak yapılan israfların önüne geçmek için çaba göstermeli. Vatandaşlar olarak bizler de yaşamımızı iyice gözden geçirip neleri israf ettiğimizin farkına varıp derhal bu israftan vazgeçmeliyiz. Kapitalist zihniyetin zengini daha çok zengin etmeyi amaçladığı tüketim çılgınlığına kapılmamalıyız.
Peygamberimiz’in (s.a.v.) “iktisat eden geçim sıkıntısı çekmez” hadis-i şerifini aklımızın bir köşesinde tutup buna uygun hareket etmeliyiz.
Toplumsal mutluluğumuz, huzurumuz ve refahımız israfı terk edip iktisada yönelmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.