Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Kur’an okumak ama nasıl?

Kur’an-ı Kerim Yüce Rabbimizin bize Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla gönderdiği son ilahi kitap, son ilahi hitap. Bu Mukaddes Kitabımız Ramazan ayında indirilmeye başlandığı için bu aya “Kur’an ayı” da denmektedir. İşte bu ilahî hitabın muhatabı biziz, biz insanlarız. Bu mukaddes kitabımızın ilk inen ayeti ve emri “oku”dur. Şöyle buyurur Yüce Rabbimiz:

“Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.”
(Alak, 96/1-5)

Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla insanlığa gelen bu ilk ayetlerin odaklandığı nokta okumak. Bu beş ayette İki defa oku emri zikrediliyor. Bu oku emri, hem Allah’ın gönderdiği Kur’an’ın ayetlerini, hem de içi içe girmiş sayısız kitaplardan oluşan kainat kitabını okumayı emrediyor. Zaten Kur’an-ı Kerim’i okumakla kainat kitabını okumak arasında da yakın bir ilişki söz konusu.

Önce Kur’an-ı Kerim’i okumayı ele alalım. Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Nasıl okuyacağız? Peygamberimiz (s.a.v) Yüce Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı okumanın ne kadar sevap olduğunu şu hadisleriyle bildiriyorlar:

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
(Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)

Arapça orijinalinden Kur’an okumanın bu kadar sevap olması ve Kur’an’ın ilk emirlerinin oku üzerinde yoğunlaşması “Kur’an nasıl okunmalıdır?” sorusunu da hatıra getiriyor. Kur’an’ın ilk muhatapları Araplar olduğu için Kur’an’ı anlamakta zor çekmiyorlardı, okuma emrini yerine getirirken aynı zamanda anlamış oluyorlardı.

Ayrıca anladıkları Kur’an-ı Kerim’i de hayata geçiriyorlardı. Bu yüzden okuma emri, anlama emrini de içermektedir. Sonradan Müslüman olan, ana dili Arapça değil de, Türkçe, Farsça veya başka bir dil olan insanların Kur’an okurken, sadece kelimelerini okumuş olmayı okumak olarak algılamaktadır. Ya da bizim ülkemizde olduğu gibi Kur’an okumak, sadece güzel sesle, harflerin çıkış yerlerine dikkat ederek Kur’an okumak şeklinde anlaşıldı. Diyanetin bu Kur’an kurslarını sadece Kur’an okumayı öğrenme ve ezberleme yeri olarak düzenlemesinin de bunda rolü çok büyük.

Buna Kur’an okumaktan anlamamız gereken şey, yalnızca Kur’an’ın Arapçasını değil, manasını da okumayı gerektirir. Çünkü Kur’an’ın iniş amacı, içindeki iman, hayat ve şeriatla ilgili ayetlerin anlaşılması ve hayata geçirilmesidir. İnsanın manasını hiç öğrenmeden Kur’an okusa yine hadiste bildirilen sevabı alır ama en önemli husus eksik kalmış olur. Bu yüzden Kur’an okuyanlar, en azından diyanet mealinden okuduğu yerlerin anlamlarını okusunlar ki, Rabbimizin ne buyurduğunu bizzat kendilerine görsünler. Unutmayalım ki, Kur’an’ın emirlerini dolaylı olarak duymakla bizzat Kur’an’dan duymak arasında çok fark var. Kur’an’ın mânâsından okuduğumuz zaman Allah’ın emir ve yasaklarını daha iyi ve istekle uygularız. Çünkü Yüce Rabbimizin emrini bizzat kendimiz görmüş ve okumuş oluyoruz.

İkinci bir husus da oku emrinin bu büyük kainat kitabını da okumayı kapsaması. Zaten Allah’ın kelam sıfatından gelen Kur’an da bir çok ayetlerinde bu evrendeki varlık ayetlerini okumamızı emrediyor. Kur’an bizi hem kendi üzerimizde ve hem de diğer varlıklar ve Allah’ın kanunları üzerinde düşünmeye sevk ediyor.

Alak suresinin o ilk beş ayetine baktığımızda kainat ağacının meyvesi olan insanın kendisi üzerinde okumalar gerçekleştirmemiz gerektiğine dikkat çekiliyor. İnsan nasıl yaratılmıştır? O halde insan bedeninin ruhu ve duygularıyla ve eşsiz özellikleriyle yaratılmış olması, okuma yapmamız gereken en önemli husus. İnsan kendisini ve evreni okudukça her şeyi yaratan ve idare eden Allah’ı (c.c) çok daha iyi tanımış ve böylece imanını tahkiki hale getirmiş olur.

O halde Kur’an ve kainattan yeni anlamlar keşfetmek ve onların gösterdiği istikamette hayatımızı nurlandırmak için okumalarımızı anlama ve yaşama geçirme odaklı yapmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.