Her gün onlarca köpeğin saldırdığı ve yaraladığı kişilerle ilgili haberler duyuyoruz. Bunlar duyduklarımız. Duymadıklarımız yüzlercedir, binlercedir. Çünkü her saldırı ulusal medyada haber olma şansını yakalayamıyor.(!)

Görev yaptığım üniversitede, özellikle yurtta kalan öğrenciler dışarı çıkamıyor korkularından. Onlarca köpek ortalıkta başıboş dolaşıyor. Bir araya geldiklerinde çok saldırgan oluyor.

Benim oğlum bir dükkanda çalışıyor akşam eve gelirken çoğu zaman köpeklerin saldırısına uğruyor ve kaçıyor. Ya kaçamayanlar? Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, engelliler?

Küçükken köpek yakınımda havladığında ödüm patlardı. Cebimde köpeklere atmak için taş bulundururdum.

Bir akşam babamın dükkanından dönerken, evimizin sokağının başında bir karartı gördüm. Oturuyor gibiydi. Köpek zannettim. Bir saat orada bekledim. Eve gidemedim. Meğerse dikenli tele takılan bir naylon parçasıymış. Rüzgar estikçe hareket ediyor gibi görünüyordu.

Sokak köpekleri için yapılacak düzenleme çok yerinde. Avrupa’da her ülkede bir yasal düzenleme var. Başıboş köpeklere asla izin verilmiyor.

Türkiye’de sokaklarda, caddelerde başıboş dolaşan, sahipsiz olduğu için ciddi tehlike oluşturan başıboş köpekler ciddi kuduz riski barındırıyor

Bakınız, bir çok ülke, vatandaşlarına Türkiye’de başıboş köpeklerden dolayı kuduz riski bulunduğunu bildiriyor ve onları başka ülkelere yönlendiriyor. Aynı risk bizim insanımız için de geçerli.

Bu yasal düzenleme yakında çıkar. Türkiye’de insanlar da rahat bir nefes alır.

Ama köpeği insandan, çocuklardan daha çok seven sevenler, ya da öyle gözükenler, buna karşı çıkıyor. Sosyal medyada boy gösteren bu kişiler, yasa çıkarsa ülkede iç savaş çıkacağını, gezi olaylarına benzer büyük olayların başlatılacağını söyleyerek siyasetçileri tehdit ediyor.

Sosyal medyada bunlardan birisi video yayınlamış… Yasa çıkarsa iç savaş başlayacakmış. Köpeklerden bahsederken “evlatlarımız, çocuklarımız” gibi ifadeler kullanıyor. İnsanlar çok ilginç duruma gelmiş. Evlenip çocuk sahibi olmayı yük olarak görenler, köpekleri evlat ediniyor. Erkeklerine oğlum, dişilerine kızım diye hitap ediyor.

Ev içinde köpek beslenmez zaten, dinimizce yasak. Köpek necis, yani pis olarak nitelendiriliyor. Ev içinde köpek besleyenler, onlarla şaklabanlık yapanların psikolojileri, sosyal yapıları üzerinde araştırmalar yapılmalı.

Bence insanlarla iletişim kuramayanlar, ya da ilişkilerde büyük problem yaşayanlar köpeklere insan muamelesi yapıyor. Çocuk sahibi olmayan istemeyenlerin de köpekleri “evlat” edindiğini düşünüyorum.

Bu çok tehlikeli bir durum. Köpekler sadık varlıklardır. Ama evde eğlence vasıtası değildir. Evin, hayvanların bekçiliğini yaparlar normalde. Ama şimdi işler değişmiş. Köpek beslemek, evin içinde köpeklerle yaşamak Avrupa’dan bize bulaşmış bir hastalık.

İnsanlar artık evde birlikte yaşadıkları köpeklere neredeyse tapacak dereceye gelmişler. Evde köpek besleyen besliyor zaten. Ona çocuklardan daha çok veriyor. Ama aynı kişilerin başıboş köpekler için bu kadar gürültü çıkarmaları, ülkeyi iç savaşla tehdit etmeleri işin içinde başka şeyler olduğunu gösteriyor.

Milleti tehdit eden hokkabazlara şunu söylüyorum: Çok seviyorsan sokakta gördüğün köpekleri al evine, onlara da sahip çık, sokakta köpek bırakma. Bunu yapamıyorsan köpek maması satanların maşalığını ve borazanlığını yapmayı bırak. Yakında sen bu tehditlerin yüzünden soluğu karakolda, sonra da hakim karşısında alabilirsin.

İnsanları köpeklerden daha çok sevenler yasayı çıkaracak. Çocuklarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz ve köpeklerden çok korkan kadınlarımız derin bir nefes alacak.

Bir insan neye çok fazla değer veriyorsa onu putlaştırmış demektir. Altına aşırı değer veren altınperest, ineğe aşırı değer veren inekperest, çocuğu putlaştıran çocukperest, köpeği ilah haline getiren ise köpekperesttir.

Neye ne kadar niçin değer verdiğimizi düşünmemiz lazım.