‘Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.’ Kainatın efendisi sevgili Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed’in (s.a.v) hadisi günümüzü ilgilendiren en önemli olaya ne yazık ki ışık tutuyor. Orta Doğu’da İslam beldelerinin arasında uzun zamandan beri oluk oluk Müslüman kanı akıtılıyor. Ne yazık ki bu vahim duruma hiçbir şey yapamıyoruz..

Zalim İsrail, başta Amerika olmak üzere neredeyse tüm dünyayı arkasına alarak 20 günden beri acımasızca Gazze şehrini bombalıyor, bebek, çocuk demeden hastane, ibadethane demeden insanları katlediyor. Biz de içimiz yanarak bu vahşeti seyretmek zorunda kalıyoruz. İşin en acısı elimizle ve dilimizle düzeltemediğimiz bu vahim olaya kalbimizle buğz edemiyoruz.

Dünyanın neredeyse kör sağır olduğu bu vahim olaya müslüman ülkelerin de gözle görülür bir tepki vermemesi en acıtan taraf olarak içimizi yakıyor.

İnsanlığın yok olduğu bir dönemde yaşıyoruz… İnternette, haber sitelerinde gördüğümüz görüntüler yaşananların ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Ölen sadece Gazze'deki insanlar değil, bizim de içimizdeki insanlık ölüyor. Yaşananları çocuklarımıza nasıl anlatacağız? Dünyanın kör sağır olduğu bu durum karşısında bizlerin de onlardan farklı olduğumuzu söylemek yanlış olur. 8 milyon nüfusu olan bir topluluk 2 milyarın üzerinde Müslüman topluluğunun önünde kardeşlerimizi katlediyor ama biz sessizleri oynuyoruz.

Hepimiz Sınavdan geçiyoruz. Yaşananlar karşısında gösterdiğimiz tavır bizim insani vasıflarımızı gösteriyor. Allah katında bu vahşetin sorumlusu olarak bizler olmasak da, aldığımız tavır ve gösterdiğimiz davranışların bedelini Allahın Huzurunda ödeyeceğimiz MUHAKKAK…