
Abdulkadir Menek
Gazze’nin Kahramanlık Destanı
2023 yılının Ekim ayında Gazze’de başlayan kanlı süreç, acılar ve gözyaşları ile devam ediyor.
Batılı devletlerin desteklediği Siyonist Yahudilerin yüz yılı aşkın bir süre önce Filistin bölgesine yoğun bir şekilde gelmeye başlaması ile başlayan zulüm ve katliamlar farklı şekillerde de olsa hep devam etti.
Fakat son on sekiz aydır devam eden zulüm ve katliamlar, tarihte emsali nadir görülen katliamlardan birisi olarak kayıtlara geçti.
Maalesef bu büyük ve insanları insanlığından utandıran katliam, dünyayı hegemonyaları altına alan mütekebbir devletlerin ahlaksız ve zalimane destekleri ile küstahça devam ediyor.
Osmanlı Devletinin bu bölgeyi terk etmesi ile başlayan Filistinlilerin ve Orta Doğu’daki İslam milletlerinin büyük dramı, İslam Birliğinin de ne kadar önemli ve gerekli olduğunu, bu zamanın çok önemli bir farz vazifesi olduğunu çok açık bir şekilde gözler önüne serdi.
Aslında Avrupa ülkeleri de, yüzyıllar boyunca kendi ülkelerinde azınlık olarak yaşayan Yahudilerin fitne ve tezgâhlarından çok çekti, çok büyük darbeler aldı ve onlarla çok büyük mücadelelere girişti.
Gün geldi bazı Avrupa ülkeleri bunların hakkından gelmek için katliam ve sürgünlere başvurmak zorunda kaldı.
Avrupa’nın birçok ülkesi, kendi vatandaşlarının selamet ve huzuru için, Yahudileri ülkelerinden çıkararak, başka ülkelere göç etmeye mecbur etti veya ölüme terk etti.
İşte Avrupa ülkeleri Yahudilerin, Filistin bölgesinde iskânlarını kendi kurtuluşları olarak gördü ve destekledi.
Fakat Filistin bölgesinde toplanan Yahudiler, bölge halkı başta olmak üzere bütün İslam âlemi için tam bir bela ve fitne kaynağı oldular. Bu da Batılı ülkelerin ikinci bir kazancı oldu.
Orta Doğu bu süreç içerisinde çok büyük acılar yaşadı ve bu acılar aralıksız bir şekilde yaşanmaya devam ediliyor.
Büyük ve hükümran ülkelerden korkan ve adeta ödü kopan bazı İslam ülkeleri ve buraların liderleri, ellerinde çok büyük imkânlar olduğu halde, bu meselede üç maymunu oynamaya devam etmektedirler.
Elbette bu büyük drama ilgisiz ve duyarsız davranan İslam ülkelerinin liderlerinin hesabı çok büyük ve çok ağır olacak.
Farklı bazı hesaplarla Trump’ın vesile olduğu ateşkes hepimizi biraz umutlandırıp sevindirse de, maalesef sevincimiz kursağımızda kaldı.
Demek ki öngördükleri bazı sinsi hedefleri gerçekleştirmiş olacaklar ki, yeniden masum insanları bombalarla öldürmeye, ara verdikleri yerden devam etmeye giriştiler.
İsrailli Siyonistler yeniden katliama başladıklarında, adeta harabeye dönen ve yerle bir olan Gazze’de, ayakta kalmayı başaran son binaları da yerle bir etmeye başladılar.
Bu kadar büyük tahribata ve elli bini aşan şehid sayısına rağmen Gazze’de yaşayan insanların sebat, metanet ve kahramanlığı her türlü takdirin fevkindedir.
Yerle bir olmuş şehirlerde yıkıntılar arasında yaşayan insanlardaki ümit ve Gazze’nin kurtulacağına dair inançları gerçekten göz yaşartıcı bir kahramanlık destanıdır.
Yıkıntılar arasında yaşayan ve koşturarak oynayan çocukların gözlerindeki parıltıya ve ümit ve heyecan saçan sözlerine hiç dikkat ettiniz mi?
Bu arada ABD Başkanı Trump’ın, Gazze’yi Gazzelilerden tamamen arındırıp bu bölgeyi bir turizm bölgesi halinde hizmete sunma hayali de, maalesef bu konuda ne kadar art niyetli olduklarını bir kez daha ortaya çıkardı.
Elli bini aşkın masum ve mazlum insanın şehid olduğu, yüz binden fazla insanın sakat kaldığı, iki milyona yakın insanın da muhacir durumuna düştüğü bu acımasız ve hunhar saldırılar; tam bir soykırım ve tarihin en acımasız ve zalimane katliamlarından birisi olarak, İsrail ile birlikte Batılı ülkelerin çok kötü siciline yeni ve kapkara bir sayfa olarak eklendi.
Batılı ülkelerin liderlerinin birçoğu bu süreçte kılını bile kıpırdatmadığı gibi, bu liderlerden bazıları bu alçak katliam ve soykırımı meşru göstermek için çok büyük bir gayret göstermeye devam ettiler.
Uluslararası zeminlerde, yüzleri bile kızarmadan bu zulüm ve vahşeti, çok saçma sapan gerekçelerin arkasına sığınarak savunmayı sürdürdüler.
Bu ülkelerden bazıları daha çok insan öldürmeleri ve daha çok kan dökmeleri için bu acımasız katillere silah göndermeye devam ediyorlar.
Özellikle ABD’nin gönderdiği yardımları sürekli arttırması, bu soykırım ve operasyonun, Orta Doğu’yu yeniden dizayn etme projesinin bir parçasından ibaret olduğunu kör gözlere bile gösterdi.
Gazzelilerin gösterdiği kahramanlığın tarihte de emsalleri hiç şüphesiz fazla değildir. Gazzeliler şehadete büyük bir cesaret ve iman ile koşarak bu büyük imtihanı tam hak ederek kazandılar.
Bütün evlatlarını şehid olarak kahramanca cennete gönderen çilekeş anneler, ‘‘biz bunları şehid olsunlar diye dünyaya getirdik’’ deme cesaret ve imanına sahip olduklarını bütün dünyaya ilan ediyorlar.
Ciğerpare evlatlarını kendi elleriyle toprağa gömen babalar, vatanlarını terk etmeden şehadete kadar nöbettarlığa devam edeceklerini fiilen ve cesaretle bütün dünyaya haykırıyorlar.
Elbette bu gayret, fedakârlık ve kahramanlıklar boşa gitmeyecek, bunların hepsi; zamanı gelince zalimlerini ölümü, mazlumların hürriyet ve istiklali olarak şahlanacak ve zafer çiçekleri olarak Gazze zemininde neşv-u nema edecektir.
Bütün insanlığın ve özellikle İslam âlemi ve Müslümanların, Gazze’den ve Gazzelilerden alacakları ve alması gereken mühim ve muhteşem bazı dersler vardır.
Müminler gerektiği zaman Allah rızasından başka hiçbir beklenti içine girmeden ve karşılık beklemeden, bu dünya hayatından vazgeçebilmeli ve İlahi inayet ve rahmete iltica edebilmelidir.
Ne mutlu Gazzeli kahramanlara, çocuklara, bebeklere, annelere, dillerinden Kur’an ayetleri eksik olmayan hafız cengaverlere…
Rabbim gazanızı mübarek eylesin, maddi ve manevi zaferlerle taçlandırsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.