Maruf Özülkü

Maruf Özülkü

Kadın soykırımı var

Çağın istismarcıları, kadın bedenini reklamda, eğlencede, hoyratça tüketiyor. Her sene özellikle havaların ısınmasıyla birlikte birçok kadın daha çok açılıyor.

Yazık ki...

Kadının gizemi gizliliği ve burada yüklü güzelliği adeta işporta tezgahı gibi aleladeleştiriliyor.

Hürmetle muhabbetle karşılanması gereken aile sultanlığı namzetleri, modern cariyeler olarak gelip geçiyorlar.

Sorsan kadını özgürleştirdiklerini ileri sürecekler.

Oysa değersizleştirilen anlamsızlaştırılan kadınlık sergilenmektedir.

Kadını değerli kılan iffetidir. Çünkü o, aile kurumunun sadakatli temelidir.

Ama güya yüceltme adına kadını evinden çıkaran ve "Erkek ne yapıyorsa o da yapmalı" diyerek hiçleştiren; naifliğini latifliğini zerafetini ve fıtrî asaletini bir kalemde silen çağdaş öğreti, aslında kadınlığın bizzat katilidir.

Mütefekkir Cemil Meriç "Bir Facianın Hikayesi" isimli eserinin bir yerinde şöyle der:

"Aile topluluğu çöktü, ev diye bir şey kalmadı. Kadınlar pazarda iş aramağa başladılar. Feminizm eskiden hayatını evinde kazanan kadınlara pazarlarda iş bul­ma davasıdır."

Kadını erkekleştirme de kadını öldürmedir, metalaştırmak da.

Kadının ev saltanatına göz dikenler de haindir, kadını süfli ve herkese açık haz konusu yapanlar da.

İşte sokakta okulda alışverişte dört duvar arasında olması gereken görüntülerle gezen kızlarımızın kadınlarımızın mutlu olduklarını sanmıyorum.

İnciye mercana çakıl taşı muamelesi yapmak gibi bir şeydir bu.

Hülasa bu açık saçıklık kadını hem maddeten hem manen öldürüyor.

Şehvetleri tehyiç ederek, mahrem olması gereken kolay ve izinsiz erişilmemesi gereken objelerin ortalığa saçılması tam bir kadın soykırımıdır.

Kadınları kadınlığı ve kadın itibarını savunmak, herkesin görevidir. Zira kadın annemiz halamız teyzemiz veya ablamız kardeşimiz hatta belki de öz kızımızdır.

Bu yüzden kimse "Bana ne" diyemez.

Ama herkes televizyon sosyal medya ve birbiriyle yarış ederek ateşe dökülmeye karar vermişse vah ki ne vah...

...

Bediüzzaman asrın başında uyarır:

"Mimsiz medeniyet, taife-i nisayı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul-metaı yapmış. Şer'-i İslâm onları rahmeten davet eder eski yuvalarına.

Hürmetleri orada,

Rahatları evlerde,

Hayat-ı ailede temizlik zînetleri.

Haşmetleri, hüsn-ü hulk;

Lütf-u cemali,

İsmet; hüsn-ü kemali,

Şefkat; eğlencesi, evlâdı. Bunca esbab-ı ifsad, demir-sebat kararı."

(BSN. RNK. Sözler - 727)

"Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor" diyen Üstad son noktayı da koyar:

"Medeniyetin ref'-i tesettürü, hilaf-ı fıtrattır. Kur'an'ın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o maden-i şefkat ve kıymetdar birer refika-i ebediye olabilen kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve manevî esaretten ve sefaletten kurtarıyor."

(Hanımlar Rehberi - 52)

Gelin ey kadın haklarını samimiyetle savunan ve kadınlığın makamını hakikaten yüceltmek isteyen hareketler, komiteler, teşekküller vesair organizasyon sahipleri.

Gelin kadını tahtına tekrar oturtalım.

Kadını hakaretten tacizden ve ağzı salyalılardan kurtaralım.

Fani ve ani zevklerin peşinde koşan küstahlardan koruyalım.

Pespayeleşen duygulardan arınarak, hakikate ve fıtrate yüzde yüz uyarak gelin vicdanımızın mualla köşkünde ağırlayalım kadınlarımızı.

Kadın katillerini hoşgörmeyelim artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum