Cemalettin Söğüt
İbrahim-i Çağrıya İcabet Edenler -1 Hac Notları
Serinin önceki yazıları:
İbrahim-i Çağrıya İcabet Edecek Olanlar!
1) NEYE NİYET NEYE KISMET…
Her şey 06 Mayıs 2023 Cumartesi günü Ankara İl müftülüğünden eve gelen telefon ile başladı.
Gündemimiz birden bire değişiverdi.
Niyetimiz ve programımız da 2023 yılının Kurban Bayramı’nı İngiltere’de torunlarımızın yanında geçirip kurbanı orada kesmek vardı. Bunun için 3 hafta önce İngiltere vize başvurusu yaptık haber bekliyorduk…
Lakin Yüce Rabbimiz bizim programımızı bizim için daha hayırlı olacak şekilde yapmıştı. Beytullah’a, Kâbe’ye hac için davet edilmiştik.
Eşimin İl Müftülüğünden gelen telefonla sevinci mutluluğu kelimelerle anlatılmaz ancak yaşanırdı…
2023 yılı itibarı ile, 14 yıl hac kuralarının akabinde, 6700 yedek sıradan hac sırası bize gelmişti. 3 gün içerisinde kesin kayıt yapmamız söylenmişti. Hemen karar verip hac ücreti için maddi hazırlıklara başladık ve Rabbimiz yolumuzu açtı elhamdülillah…
Bu mukaddes yolculuk için ikinci dairemizi, arabamızı, arsamızı her üçünü birden pazar günü satışa çıkardık ikisine hemen müşteri çıktı netice de dün gece 12 de verdiğimiz araba ilanı sabah 7.30 da ilk arayana verdik. Hayırlı olsun…
Şimdi 09 Mayıs 2023 günü Keçiören Tepebaşında de Hac eğitimi için Diyanet İşleri Başkanı Sn Ali ERBAŞ hocamızı dinliyoruz.
Hülasa insan kendini rüyada gibi hissediyor inanamıyorsunuz…
Rabbim böyle mukaddes yolculuğu herkese nasip etsin. Rabbim kabul eylesin inşallah.
Diyeceğim o ki yedekte olanlar bize sıra gelmez demesinler her an sizlere de sıra gelip Kabe’den/Beytullah’tan çağırılabilirsiniz. Yüce Rabbimiz Her an her şeye hazırlıklı olmak gerektiğini bize yaşayarak öğretmiş oldu. Rabbim sizlere de nasip etsin inşallah.
Foto: 1 – Ankara – Keçiören Tebebaşı M.asım Köksal Camii İlşk Hac Toplantısı
2) HACCA; MADDİ – MANEVİ – SIHHİ HAZIRLIK YAPMAK
18 Haziran 2023 Pazar günü yapılacak hac yolculuğu için maddi ve manevi hazırlıklar başlamıştı. Bir de bunların yanına ben sıhhi hazırlıklarını da eklemiştim.
Mukaddes topraklarda giyilecek kıyafetler, ihram başta olmak üzere tavafa giderken terlik, tavaf patikleri, spor ayakkabısı ve tavaf esnasında giymek için pandif terliklere, iç ve dış kıyafetlere kadar bir çok hazırlık yapıyorsunuz. Bunların yanında belki de bana göre en önemlisi sarık, takke idi. Zira sıcak memleketlerde yüz ve boyun kısmını güneşten korumak için çok elzemdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen sağlık kuruluşlarında aşılarımızı da olmuştuk.
İl Müftülüğünce organize edilen toplantılar hacı adaylarını gerçekten manevi olarak hazırlıyordu. 8 - 9 Mayıs 2023 tarihlerinde Ankara Keçiören Tepebaşında M.Asım Köksal camiinde sabah 9.00 da başlayıp 12.30 a kadar devam eden toplantılarda Hac ibadetinin gerektirdiği farz-vacip ve rükünleri anlatılmakta idi.
Ankara İl Müftüsü, daha sonra toplantıya iştirak eden Diyanet İşleri Başkanı, İlçe müftüsü, kafilerde görev yapacak olan din görevlileri bu kutsal yolculuk da sizlere ne yapılacağı ile ilgili tavsiyelerde bulunuyorlardı.
Bunların içinde de en önemlisi belki de “sabır” dı. Zira Mekke ve Medine de şeytanların babası, dedesi, amirallerinin olduğu sabrın ne kadar kıymetli olacağını ifade ediyorlardı.
25 Mayıs 2023 Perşembe günü; Kafile Grup sorumluları ile Ankara Hipodrom’da yeni yapılan Millet bahçesinde bulunan camide son toplantımızı yapıyorduk.
Vize başvuru işlemleri için mobil uygulama geliştirilmiş, fotoğraflarımızı kendimiz düz bir alanda cep telefonundan çekiyor, parmak izlerimizi de mobil uygulamaya tanıtmaya çalışıyorduk.
Mobil uygulama, bazı hacı adaylarımızın parmak izlerini çok kolay okurken bazılarını da okuyamıyordu. Bunu, 2-3 gün denediğimiz halde, yine olmayabiliyordu.
Sonra şunu anladık ki; baş parmağı nasır olan, özellikle kırsal kesimde tarım ile meşgul olmuş ablaların parmak izi alınması daha titiz yapılmalıydı. Grup sorumlumuz, 15 yıl Gülhane’de bulaşık yıkayan bir hacı abimizin parmak izini, ancak 7 gün sonra ancak uygulamaya tanıtabilmişti.
Foto: 2 – Ankara – Millet Bahçesi Camii grup toplantı sonrası
Artık gideceğiniz bu mübarek yolculuğa bizleri safha safha adım adım hazırlıyorlardı. Yaptığınız dünyevi işleri ve ticaret yapanların yavaş yavaş ticareti bırakmaları söyleniyordu. Zira; Ahiretin bir provası olan mahşeri kalabalık olacak olan hacca sizleri hazırlıyorlardı.
Teşrik-i mesai ettiğiniz kimler varsa, hepsinden ayrı ayrı helallik almanız gerektiği söyleniyordu. Bizde, bütün üzerimizde hakkı olan en yakın akrabalar başta olmak üzere, komşu, iş arkadaşlarımız ve sevdiğimiz dostlardan ya bizzat giderek, gidemediğimiz yerlere ise telefonla arayarak helalliklerimizi almaya çalıştık.
Bunun için, 12 Haziran 2023 günü helallik dilemek için ajandama telefonla arayarak 60 civarı isim, 20 ye yakın, bizzat giderek yerinde helallik dilediğim selam ve dua notlarımı almıştım. Öğle ya Rabbimizin huzuruna kul hakkı olmadan bütün üzerimde hakkı olanlardan helallik alarak gitmeli idik.
Yine Keçiören Belediyesi ve İlçe Müftülüğünce ilk defa Kent Meydanında 30 Haziran 2023 günü organize edilen hac uğurlama programı yapılmıştı. Burada da hacı adaylarına maddi-manevi hazırlıklarla ilgili neler yapılacağı bir bir anlatılıyordu.
Yine sıhhi hazırlık kapsamında gideceğimiz yerlerde acil durumlar karşısında bir ilk yardım çantası oluşturmuştuk.
İçine sürekli kullandığımız ilaçlar, pişik merheminden tutun ağrı kesici, antibiyotik, öksürük şurubu, gargara, güneşten korunmak için krem, pudra, vitamin ilaçları, yara bandı aklınıza ne gelirse almıştık.
Hac ile ilgili İlmihal ve fıkhi bilgiler içeren ve her an ulaşabileceğim e-posta adresime ve cep telefonumun fotoğraflar kısmına Ömer Nasuhi BİLMEN ve İsmail Mutlu’nun ilmihalinden ilgili hac bölümlerini taratıp e-postama atmıştım.
Yedek olarak da bu sayfaların fotoğraflarını çekerek cihazımın fotoğraflar kısmına arşivlemiştim. Öyle ya hac ibadeti her zaman yapılan bir ibadet değil, belki de ömürde bir-iki defa nasip olacak olan bir ibadetti.
Hem mal hem de beden ile yapılan bu ibadetin farzları, vacipleri, sünnetleri, cezaları daha doğrusu hac menasiklerini bilmek anlamak ve uygulamak gerekli idi.
Çünkü Hz. Resulullah’ın hac vazifesini hakkıyla yapan bir hacı annesinden yeni doğmuş gibi dünyaya gelir hadisini tam yaşamalı idik.
|
| |
3- Diyanet İşleri Başk. Ali ERBAŞ ve Mustafa Özcan GÜNEŞDOĞDU ile birlikte |
|
|
3) KUR’AN-I KERİM, HADİS, TEFSİRLERDE HACCIN ÖNEMİ
Kur’an-ı Kerimde 78 ayetten oluşan Hac Süresi ismini alan, hem beden hem mal ile yapılan tek farz ibadet HAC olsa gerek. Zira diğer farz ibadetlerden farklı olarak, hac ibadetinin rükünleri, menasikleri detaylı olarak ayetlerde yer alıyordu.
"... Ona (Kabe'ye) bir yol bulabilenlerin, gücü yetenlerin Beyt'i hac ve ziyaret etmeleri Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır..."
(Âl-i İmran, 3/97)
"Haccı da umreyi de Allah rızası için tam olarak yapın! ..."
(Bakara, 2/196)
Yine Yüce Rabbimiz Hac Süresi 27. Ayette şöyle buyuruyor:
“(Ey İbrahim): İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde binekli olarak her derin vadiyi aşarak sana gelsinler.”
(Hac: 27)
4- Beytullah / Kutsal Mekan; KABE
Hac sûresi dört ana bölüm halinde ele alındığında;
Birinci bölüm de (âyet 1-24) bütün insanlara Allah’tan korkmayı ihtar eden bir emirle söze başlanarak, kıyametin korkunç bir sarsıntıyla kopacağının haber verilmesi, O gün korkudan her emzikli kadın emzirdiği çocuğunu unutacak, her gebe kadın çocuğunu düşürecek ve insanlar sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi görüneceklerini, bir kısım insanların bilgisizce Allah hakkında tartışmaya girişmesi ve şeytana uyup yoldan çıkmasının kınandığını, Allah’ın ölüleri dirilteceğinde şüphesi olanlara bir insanın yaratılışındaki aşamalar hatırlatıldıktan sonra bunun kâinat hadiselerinde de sürekli olarak gerçekleştiğine dikkat çekilir.
Ölü toprağa yağmurla hayat veren Allah’ın hak olduğu ve üstün kudretiyle ölüleri dirilteceği kesin biçimde ifade edilir. Bir bilgisi, bir rehberi ve vahye dayalı aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde sırf Allah yolundan saptırmak için büyüklük taslayan inkârcılara, hem dünyada rezil olacakları hem de âhirette yakıcı bir azaba uğrayacakları ihtar edilir. Bunun yanında iman edip iyi davranışlarda bulunan kimselere cennete girecekleri müjdelenir.
Allah’ın Kur’an’ı âyetler halinde indirdiği; O’nun müminler, yahudiler, Sâbiîler, Mecûsîler ve müşrikler hakkında kıyamet günü ayrı ayrı hükümler vereceği; ay, güneş, dağlar, ağaçlar, hayvanlar gibi akıl ve şuurdan mahrum bütün yaratıklar Allah’a secde ederken insanların bir kısmının inkâra kalkıştığı ve bu yüzden azabı hak ettiği anlatılır.
Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 25-41) inkâr edenlerden, inkârla yetinmeyip insanları Allah yolundan saptırmak ve haccı engellemek suretiyle küfür ve zulümde ileri gidenlerden söz edilir. Kâbe’nin yapılışında gözetilen tevhid akîdesi gibi kutsal amaçlar ve haccın sağladığı dünyevî ve uhrevî faydalarla kurban konusu ele alınır.
Allah’ın koyduğu kurallara ve yasaklara saygılı davranmanın önemi üzerinde durularak asıl amacın kalplerde takvâyı pekiştirmek olduğu vurgulanır (âyet 32).
İyilerin kötülere karşı mücadelesi olmasa yeryüzündeki mâbedlerin yıkılıp yok edileceği, bundan dolayı zulme uğrayan müminlerin kendilerini ve inançlarını savunmak için savaşabilecekleri bildirilir. Bu bölüm, bütün işlerin sonunun Allah’a ait olduğunu vurgulayan bir âyetle sona erer.
Üçüncü bölümde (âyet 42-57) Hz. Peygamber’e karşı inkârda direnen müşriklerin durumu ele alınır. Eski beldelerin inkâr, kötülük ve zulüm yüzünden yıkıldığı, gezip dolaşanların yeryüzünün birçok yerinde hâlâ görülen o harabelerden ders almaları gerektiği hatırlatılır. Hiçbir peygamberin kötülerin şerrinden ve şeytanın vesvesesinden uzak kalmadığı, ancak bu kötü tesirlerin Allah’ın yardımıyla etkisiz hale geldiği bildirilir
Dördüncü bölüm (âyet 58-78) sûrenin bir özeti gibidir. Bu bölüm Allah yolunda öldürülen veya göçe zorlanan, açlık ve yokluk çeken insanlara Allah’ın yardımını vaad eden âyetlerle başlar. Hakka tapanlarla bâtıla uyanların bir tutulmayacağı vurgulanır.
İslam'ın beş temel esasından biri olan hac; İslam'ın evrenselliğini, birlik ve beraberliğini, ırk, renk, cinsiyet, dil, ülke ve kültür ayırımı yapmadan müminlerin kardeşlik ve eşitliğinin temsil edildiği bir ibadettir.
Hac, kefen misali bembeyaz giysiler içinde ahiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli köylü ayırımını ortadan kaldıran, “ben”liği yıkıp “biz”i öne çıkaran, şeytan taşlama, tavaf ve Sa'y gibi “temsîli” görevlerin îfa edildiği, helal olan bazı şeylerin ihrama girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, yüz binlerle birlikte Allah'a açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.
Hac, dünya Müslümanlarının kaynaşmasını, birbirlerini ve değişik kültürleri tanımalarını sağlar. İslâmî bilinçlenmeye, imanın aksiyona geçirilmesine, manevî kirlerden arınmaya, gönlü bütün safiyeti ile Yaratan'a açmaya vesile olur.
“Kim Allah için hacceder de (Allah'ın rızâsına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı hariç) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner.”(Buhârî, Hac, 4. II, 1141. Nesâî, Menâsikü'l-Hac, 4. V, 114. Müslim, Hac, 438. I, 983. İbn Mâce, Menasik, 1. II, 962)
“Hacılar ve umre yapanlar Allah'ın (evinini) ziyaretçileridir. Kendisine dua ederlerse dualarına icabet eder, On'dan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar”( İbn Mâce, Menasik, 5. No: 2892. II, 966) anlamındaki hadislerde de ifade edildiği gibi hacda yapılan dualar ve tövbeler kabul görür. Böylece bu ibadeti îfa edenler, işlemiş oldukları hata ve günahlarından arınarak hayata yeni bir canlılık ve şuurla dönerler.
Bediüzzaman, Sözler adlı eserinin 16. Sözün 4. Şua’ında “İşte, hacda pek kesretli Allahu ekber denilmesi şu sırdandır. Çünkü, hacc-ı şerif, bil’asale herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubûdiyettir. Nasıl ki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta, ferik dairesinde, bir ferik gibi padişahın bayramına gider ve lütfuna mazhar olur.
Öyle de, bir hacı, ne kadar âmi de olsa, kat’-ı meratip etmiş bir velî gibi, umum aktâr-ı arzın Rabb-i Azîmi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir, bir ubûdiyet-i külliye ile müşerreftir.
Elbette, hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i Rububiyet ve dürbünüyle nazarına görünen âfâk-ı azamet-i Ulûhiyet ve şeâiriyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devâir-i ubûdiyet ve meratib-i kibriyâ ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i Rububiyet Allahu ekber, Allahu ekber ile teskin edilebilir. Ve onunla, o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvere ilân edilebilir.
Hacdan sonra, şu mânâ-yı ulvî ve küllî muhtelif derecelerde, bayram namazında, yağmur namazında, husuf, küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte, şeâir-i İslâmiyenin, velev sünnet kabilinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır”.(Sözler, 182, 183. Sayfa) şeklinde ifade ediliyor.
İslam aleminin bir kongresi olan Hac’da bütün mü’minlerin tanışıp kaynaşması, ticari, ekonomik, fikir anlamında alış verişlerinin yapılamamasının nedenini de Bediüzzaman Sünuhat adlı eserinde şöyle ifade eder.
“Hac da Rüya hacda sükût etti. Çünkü, haccın ve ondaki hikmetin ihmali, musibeti değil, gazap ve kahrı celb etti. Cezası da keffâretü'z-zünub değil, kessâretü'z-zünub oldu. Haccın bahusus taarüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslâmı, İslâm aleyhinde istihdama zemin ihzar etti.” şeklinde ifade ederek bir gerçeği ortaya koymaktadır.
sonraki yazı
İbrahim-i Çağrıya İcabet Edenler -2 Hac Notları
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.