Ayşenur Gülkan Gezici

Ayşenur Gülkan Gezici

Kulluğun Özü Dua

Kulluğu dua ile perçinlemeli, az şikayet çokça şükür, çokça yatırım içinde şekillendirmelidir.

Acizliğini ve fakirliğini bilip, kulluğun özü dua ile hayata tutunmak varken, zıttı olan şikayeti ile imtihana imtihan ekliyoruz. Meselenin rahmani boyutunu göremeyip, eleştiri ile imtihanlarımızı çoğaltıyoruz. Oysa O rahmeti eleştirmek bize düşmez. O rahmete şikayet etmek bize düşmez.

“Ey şikayetçi nefsim, her meselenin bir rahmani boyutu ve hikmeti olduğundan, şikayet kısmını çokta kurcalamamak lazım gelir. Nasıl sivilceyi kurcaladıkça azdırırsan, meselelere de öyle odaklandıkça çekiyorsun. Bakış açını değiştirdikçe şifalanacaksın.”

Her bir hastalık ve musibet rahatını kaçırıp seni gafletten alır, böylece her bir dakikası ibadet hükmünde olduğundan ahiretin için karlı birer ibadet olur. Musibete, hastalığa ibadet gözüyle bakıp, aslında bizim ahiretimiz için dermanımız olduğunu kavrayıp, bu bakış açısıyla bakabildiğimizde, musibet ve hastalık farklı görünür.

Bu dünyadan keyif almaya gelmedik ki, haz peşinde koşalım. Biz kuluz her şeyimiz hep iyi olmayacak. Bugün ahireti kazanmak üzere verilmiş birer nimet iken, gerek malayani meraklar, gerek hazların peşinde, gerekse gelecek ve geçmiş anları düşünüp bugünün sermayesinden harcanıp, ömrü heba etmem için verilmedi. Bilakis bugünün sermayesini, anın nimetleriyle yatırım yapıp ahirete binler meyveye dönüşmesi için verilmiştir. Fazla meraklıysam, haz düşkünü isem, geçmiş ve geleceğin anılarında isem, bunların hastalık olduğunu kabul eder, onlardan biri geldiğinde fark edip, üzerinde durmayıp yoluma devam ederim. Dua vaktinin geldiğinin göstergesi olarak kabul ederim.

Dünyadaki lezzetler aralıklı dönüp durur. Lezzeti görüp şahit olurum ama peşinden koşmam. Bilirim ki, geçicidir.

“Hastalık musibeti dua musluğudur.” der Said Nursi.

“Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var.” Furkan 77

Hatırla, Ben zaten Allah’ın kuluyum, başıma gelen bana özel değil, herkesin ayrı eksikliği var.

Ömrüm sürekli geçmiş ve geleceğin hesaplarını tutayım diye değil, bugünün sermayesiyle doğru yatırımlar yaparak ahiretimi zenginleştirmem için verildi. Ben acizliğimi fakirliğimi bilmeyip, meyveye dönüştürmek dururken, şikayet ile rahmeti görmedikçe, tokatların altında eziliyorum. Meseleye odaklanmadan kurcalamadan acizliğimi bilerek, geleni misafir gibi ağırlasam, gelip gidecek.. Acizliğimi bilmezsem, misafir daha kalıcı olup, beni yükün altında ezerek daha acı veren azaba dönüşecektir. Meseleyi içime atıp kaldırmaya çalıştıkça, yükün altında kalırım. Yükün üzerinde durmaz, Allah’a teslim edip tevekkül ederim. Meselelerimin O’ndan gelip ahiretimi güzelleştirmem için verilmiş birer hizmetkar olduğu bilinciyle ve hissettiğim duygu durumunun, meselelerle çok değişmediği bir ömür duasıyla, duayla kalın….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum