Nur Etkisi

Nice zamandır düşündüğüm, şehirden uzak, sessiz ve sakin bir doğa ortamında ve bir fıtrî zeminde özellikle Lahikaları dikkatlice okuma programımı bugünlerde -çok şükür- kısmen de olsa gerçekleştirmeye gayret ediyorum. Evet, Risale-i Nurlar ve Lahikalar, dikkatlice okunduğunda şahısta Nur Etkisi yapmaktadır ve yapar.

Başlıktaki nâçizane benzetmem, Lahikalarda, Doktor Yusuf Kemal’in Bediüzzaman’a yazdığı bir mektupta kullandığı aşağıdaki ifadelerden mülhemdir. Doktor, yazdığı o mektupta, Bediüzzaman’a ve Nurlara dair takdirlerini ifade ettikten sonra şöyle der:

“Ya Râb! O ne büyük mantık, o ne büyük müskit beyan ve tarz-ı telakki! Ah Üstadım, bu mübarek dinin mübecceliyetini idrak ve ihata ve takdirde size ve ancak size medyun-u şükranım ve minnettarım. Dinî akidelerimin azim bir inkılabı var. Nur Risalelerinden aldığım dini ve insani ve vicdani ve iktisadi ve ilmi dersler bana hayatta muvaffakiyet verecektir. Tam manalarıyla mefhumlarını kavramak iktidarında o yüksek eserlerinizi fırsat buldukça okuyorum. İrşad-ı âliyeleri unutulmaz ve şaheser hatıradır. Mezarıma kadar dini akidelerinizin esiri ve kurbanıyım. Üstadım, sizin sözleriniz benim dini muhayyilemi cidden değiştirdi. Ve daha sevimli bir mecraya sevk etti. Şimdi bendeniz, doktorların düşündüğü gibi düşünmüyorum.”

Sair mektuplar gibi şu kısa mektup dahi bize, Nurları ve içindeki ezeli ve ebedi İlahî hakikatleri okuyan, dinleyen ve anlayanlarda nasıl bir Nur Etkisi yaptığını özetliyor. O zamandan ve zeminden bugünkü zamana ve zemine geldiğimizde; İlahi hakikatlerin, Risale-i Nur tarzında tebliğ, ilan ve beyan edilmesi halinde, insanların akıl, kalp, ruh, vicdanına nasıl etki ettiğine işaret ediyor. Mühim olan, içinde bulunduğumuz çağın icap ve şartlarına ve yaşadığımız zaman dilimindeki insanların tarz-ı telakkisine /anlayışına uygun bir yol izlemektir. Bu konuda Bediüzzaman, Divan-ı Harb-i Örfî’de, “müderris-i umumi” dediği vaizlerle ilgili olarak, "Ben vaizleri dinledim nasihatleri bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasâvet-i kalbimden başka üç sebep buldum.” diyerek, söz ve söylemde, zaman kavramını nazara vererek, yol-yordama dair ikaz edici hususları belirtmiştir. Bu usûle dikkat edildiği takdirde Nur Etkisi kendini, okuyan ve dinleyenlerde -inşallah- gösterecektir. Doktor Yusuf Kemal mektubunda, “Sözleriniz benim dinî muhayyilemi cidden değiştirdi.” diyerek bir itirafta bulunuyor. Dine ve dindarlara karşı mesafeli duranların, olumsuz tavır sergileyenlerin eylem ve söylemlerine bir de bu zaviyeden / açıdan bakmakta fayda vardır diye düşünüyorum. Malûm, Osmanlının medeni hukuku sayılan Mecelle’de bir kaide vardır: “Usûl, esasa mukaddemdir.” Yani, izlenecek yol, hedef ve maksattan önce gelir.

Toplum içinde yaşayabilecek şekilde donatılan ve sosyal bir varlık olarak yaratılan insanın fıtratında hem medenîlik hem medeniyet vardır. Hem bir yönüyle sosyolojik öte yanıyla psikolojik ihtiyaçları vardır. Ne sadece beden ve mideden ne sadece akıl, kalp, ruh ve vicdandan ibarettir. Bütün himmet ve gayretini cismâniyetin ihtiyacını gidermek için sarf edemez. Adını bilmediğimiz, -belki- varlığından haberdar bile olmadığımız yüzlerce letâif ve hissiyat/duygularla donatılmıştır. Bediüzzaman, onların da tıpkı mide gibi gıdaya ihtiyacının olduğunu, her birisi için kullandığı mesela “akıl midesi” gibi tabirlerden anlıyoruz ki bu, inkârı mümkün olmayan bir gerçektir. Fıtrî yapısı gereği, olumlu ve olumsuz her bir eylem ve söylemden hemencecik etkilenir. Doğasına uygun her söylem ve eylem mutlu ederken; uymayan söz ve fiiller, ona elem verir ve müteessir eder. Risale-i Nurlar; akla, kalbe, ruha, vicdana ve sair letâife hitap etmekle Nur Etkisi yapmakta, pek tabii olarak cismâniyet de bu etkiden hissesini almaktadır. Zira halet-i ruhiye dediğimiz ruh hali, düzgün ve sağlıklı olduğu vakit, bu, beden sağlığına da olumlu olarak yansımaktadır. İşte bu yüzden, Risale-i Nurlar aynı zamanda koruyucu hekimlik görevi de yapar demiştik.

Lahikalarda, Bediüzzaman’a yazılan mektuplardan ve kullanılan harikulade ifadelerden anlıyoruz ki; eserleri okuyanlarda ciddi, samimi, etkili, kalıcı ve olumlu Nur Etkisi yaptığı görülmektedir. Böyle bir etkiye, özellikle bu zamanda hem bireysel hem toplumsal planda ve Bediüzzaman’ın, Beşinci Söz’deki harika benzetmesiyle, “dalgalı bir harp meydanına benzeyen dağdağalı dünya hayatında” hepimizin hava ve su kadar ihtiyacı vardır.

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.