Dursun Sivri
Okuma Performansı veya Sayfa Sayısı Meselesi
Okuma hızı ve sayfa sayısının ehemmiyeti var mı?
Evet ehemmiyeti var
Evvelâ. Okumayı hakkıyla söküp sökemediğimiz hususunu kendi nefsimizde sorgulamamız lazım.
Eğer okuma işi, okuma eylemi, resme bakmak, manzara seyretmek gibi keyifli bir fiil değil de zorlanmayı gerektiriyorsa -kusura bakılmasın- üniversite mezunu da olsa okumayı sökememiş demektir.
Üniversite sınavında çocuklar en fazla uzun paragraf sorularında zorlandıklarını beyan ediyorlar. Neden? Okumayı sökmeden üniversiteye aday olmuş da ondan.
Hızlı okuma yavaş okuma izafi, göreceli bir kavramdır.
Kime göre göre? Neye göre hızlı ve yavaş?
Harfler ve kelimeler semboldür, araçtır. Asıl olan mesaj ve mânâdır.
Metinde ifade edilen maksad ve mâna çıkış noktasındaki ile aynı ise anlaşılmış demektir.
“Portakal” “körtopal” olarak anlaşılırsa okumaktan maksad hasıl olmamıştır.
Okuma eylemi aynı zamanda bir iletişim sürecidir.
İletişimin gerçekleşmesi mesajın çıkış tarafındaki niyetin muhatapta değişime uğramadan aynı anlaşılmasıdır.
Risale-i Nur Nasıl okunmalı?
Risale-i Nur yüksek ilim ve hakikatın muhatabına mesajıdır.
Her seviyede insanın istifade edebilecek şekilde Kur’an’ın bir mucizesidir.
Metindeki mânâ, murad-ı müellif, nefsü’l emirdeki mânâyı derk etmek ciddi bir gayreti, muktesabatı gerektirmektedir.
Bunu içindir ki, tahsil seviyesi ne olursa olsun Risale-i Nur’u okuyup anlayan bir talebe keyfiyet olarak lisans mezunu sıradan insanların fevkinde bir seviyededir.
Risale- Nur sohbetlerinde daimi tekrar edilen bir husus var ki,
“Okumuyoruz!” meselesi ortak halden bir şikâyet dile getirilir.
Niye okumuyoruz? Sualine cevabımız, Kem küm…..
Bizim toplum için de okuma nispetinin çok düşük olduğu genel kanaattir.
Okuma oranının düşük olmasına bir çok sebep sayılabilir.
Önce istek sonra teknik meselesi
Hem istek az hem teknik yetersiz. Onun için okumuyoruz. Sebeplerden mühimmi.
Mevzuyu maksadından saptırmadan mühim bir sebebi ve çaresi üzerine dikkat çekmek isterim.
Mesele şu: Okuma eylemi zahmetli bir iş olduğu için nefsimize ağır geliyor.
Aslında nefsimize ağır geldiği ve okuma işi yorucu bir iş olduğu için okumaktan zevk alamıyoruz demeliyiz. İtiraf etmeliyiz.
İlk okula ilk başlangıçta öğretmenlerin yanlış taktiği ömür boyu insanların hayatlarına olumsuz yansıyor.
Öğretmenler arası rekabetten çocuğu erken okumaya geçirmek başarı kabul ediliyor. Çok yanlış. Keşke ikinci sınıfa geçinceye kadar okumaya geçmese.
Cümleden kelimeye, kelimeden heceye çok çabuk geçiliyor.
Okumayı söktü zannediliyor. Ama nafile.
Heceden tekrar cümleye geçemeden okuma işlevi o aşamada kalıyor.
Ömür boyu hecelemenin bir tık üstü okuma tarzı hayat tarzı olarak kalıyor.
Üniversite bitirmiş çok insanımızda bile bu husus görülüyor maalesef
Hızlı okuma kursuna veya hızlı okuma tekniklerini bir şekilde öğrenmeli.
Kaynak çok. Kitaplar var, videolar var. Çok alternatif yol var. Bakılabilir.
Tekrar etmekte fayda var. Hızlı okuma veya yavaş okuma diye bir şey yoktur.
Okuyabilmek ya da okumayı sökemeden hayata devam etmek diye iki durum var.
“Gazete gibi okuma” meselesi yanlış tevil ediliyor.
Mazerete bahaneden başka bir şey değil.
O ifadede neyin kastedildiğini anlamak için gazetenin nasıl okunduğuna bakmak lazım.
Gazetenin her yazısı okunmaz. Sadece manşetlere bakmak kâfi gelebilir.
Risale-i Nur’un her cümle ve kelimesi atlanmadan mânâ anlaşılması için okunmalıdır.
“Said bugün 200 sayfa risale okudu. Said’i tebrik ederim”(Said Nursi) diyor. Cümlesini bilenler hatırlasın.
Bir gecede bir kitabı ezberleyen. Seksen cilt “Kamus-u okyanus”u bab-ı sine kadar ezber eden birinin gazete gibi okumadan kastettiğini doğru yorumlamak lazım.
Rahat, akıcı ve anlayarak okuyabilmeyi Risale-i Nur metinleriyle egzersiz yaparak kısa zamanda okumayı sökme ve hızlandırma imkânı elde etmek mümkündür.
Kelime çeşitliliği, uzun ve zor telaffuz edilen kelimeler, uzun tamlamalı kelimeleri, terkipleri bir hece hızında okumak satırın yarısı demektir. Gözün görme alanını genişletmek vesilesi olacaktır. En az üç kelimeyi tek hece gibi görebilmek ve hece hızında okuyabilmek, okuma hızını artırır ve anlamayı kolaylaştırır.
Normal okuma şekli kelimelere ve heceye odaklanmadan bir bakışta en az iki veya üç kelimeyi tek hece hızında okuyabilme kabiliyeti kazanmaktır.
Normal bir kitabın bir satırı iki noktaya odaklanmakla çekirge sıçrayışıyla okunabilir.
Büyük boy risale kitaplarında bu en fazla üç noktaya göz atıp sıçrayarak bir satır okunabilir.
Bu alışkanlık zamanla kazanılır. Üzerinde uğraşmaya değer.
Meselâ: Bir sayfa metin bir kere sesli sonraki defalar sessiz on kere yirmi kere aynı sayfa veya metin tekrar tekrar okunmalı. Her seferinde hız kronometre ile kontrol edilerek artırılmalı. Ezber noktasına kadar tekrar edilmeli.
Sonra başka sayfalar. Aynı tekrar defalarca yapılmalı.
İlk sefer okumada anlaşılıp anlaşılmadığına takılmadan hızla sona varmaya çalışılmalı.
Müteakip seferler hızı artırarak süreç sürdürülmeli.
Sona doğru göz bir satırın başına bir sonuna mümkün olan en hızlı gidip gelmeli.
Yüz elli km hızla giden araba yüz km ye düşünce çok yavaş gidiyor gibi algılanır.
Farklı sayfalarda bu formula 1 hız denemesi gibi tekrar edilmeli.
Bir ay veya en az iki hafta bu egzersizler günde birkaç kez tekrarlanmalı.
Sonunda okuma hızınız en az iki kat artması garanti diyebilirim.
Ortalama üç dört kat arttığını göreceksiniz.
Risale-i Nur metinlerindeki kelimelerin çoğuna göz aşina olduğu için takılmadan okunabilir. Kelimeyi hecelemek bilinçaltından kalkacak.
Kelimeye değil resme bakar gibi okumak. Fotoğrafik hızlı okumaya geçilecek.
Bu seviyeye gelenler bir paragrafa hatta bir sayfayı bir hece hızında okuyabilecek seviyeye gelebiliyor.
Dakikada 12 bin kelimeyi noter huzurunda okuyanları vaki.
Allah her insana aynı beyni ve kapasiteyi vermiş.
İşte bu safhadan sonra okuma işi zor ve zahmetli bir iş olmaktan çıkacak, çerez yemek, manzara seyretmek gibi zevkli bir faaliyete dönüşecek inşallah
Önce okuma frenlerini boşa almak lazım. ‘Hızlı okursam anlayamam’ düşüncesi el freni çekili aracı birinci viteste kullanmak gibi bir şeydir.
El freni çekili birinci viteste yol giden otomobilden beşinci viteste el freni indirilmiş oto yolda giden bir araçla gitmek gibi keyifli bir iş olabilir.
Bundan sonra yavaş okuyorum zannettiğiniz hızınız bile eskisinden çok daha fazla olması şuur altına yerleşip meleke haline gelecektir.
Ölçü şudur:
Vasat ve yavaş okuyan ama okumayı sökmüş birisi büyük boy Risale-i Nur kitaplarından bir saatte 20 sayfayı okuyabilmeli.
Gazete gibi okunmamalı mazeretinin arkasına sığınmamalı.
Zaten günde yirmi sayfa okumayan birinin Risale-i Nur talebesiyim, dava adamıyım, hizmet ehliyim diyebilmesi zor. Önce sayfa sayısı sonra sürenin kısaltılması esas.
Ölçü Zübeyir Gündüzalp rh. Ağabeyimizden tavsiye de böyle zaten.
İyi okumalar. Feyizli anlamalar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.