‘Şeytan Etkisi’

Başlığı; ABD Stanford Üniversitesi’nce 1971’de yapılan, durumsal güçlere ve sosyal dinamiklere bağlı olarak insanların birden nasıl birer canavara dönüşebileceğini gösteren, Stanford Hapishane Deneyi olarak bilinen çalışmayı yapan yazarın ‘Şeytan Etkisi’ kitabından ödünç aldım.

Meşhur deyimdir: “Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almazmış.” Kötülük yapan hemen her insandan, kendini savunmak ya da temize çıkarmak için şu sözü duymuşuzdur: “Şeytana uydum!” İnsanoğluna her daim sufle yapan İblis ya da şeytan; kötülükle özdeşleşmiş, kötülüğün sembol ismidir. Kötülük ise iyi olanı bildiği halde kötü olanı yapmak anlamında şeytani bir eylemdir. Philip Zimbardo, Şeytan Etkisi “Kötülüğün Psikolojisi” isimli kitabında, kötülüğü, psikolojik temelli olarak şu şekilde tanımlıyor: “Masum kişilere kasten zarar veren, kötüye kullanan, kabalık eden, aşağılayan veya yıkıma uğratan ya da bunların sizin adınıza yapılmasına imkân sağlayacak yetkiyi ve düzensel gücü kullanan her türlü davranıştır.”

“Kötülüğün zafere erişmesi için ihtiyacı olan tek şey, iyi insanların hiçbir şey yapmamalarıdır.”

(İngiliz devlet adamı Edmund Burke)

“Hakkaniyetsiz bir sistemi kabul etmenin, bu sistemin kötülüğüne ortak olmak anlamına geldiğini öğrenmek zorundayız.”

(M. Luther King)

“Aldatmanın başarısı, sıradanlaşmasına ve kesintisiz devam etmesine bağlıdır.”

(William Hazlit)

Sözler isimli eserin, İblisi mağlup, şeytanı susturan 15. Sözün Zeyli’nde Bediüzzaman’ın şeytan ile hayalen yaptığı karşılıklı konuşmada, şeytanın, Kur’ân üzerinden bir takım şüphe tohumları atarak kafaları karıştırmakla insanı nasıl aldatmaya çalıştığına dikkat çekilir. Bu aldatmacalar: gaflet, dalalet, safsata, inat, yanıltıcı söz, kibirlenme, yanıltma ve görenektir. Bahsin sonunda şeytanın bir itirafı yer alır: “Çok ahmaklar var, beni dinliyorlar ve insan suretinde çok şeytanlar var, bana yardım ediyorlar ve feylesoflardan çok firavunlar var, enaniyetleri okşayan meseleleri benden ders alıyorlar.” Demek ki şeytanın, aslında gerçek bir yaptırım gücü bulunmamakta; -varsa- bütün gücü, insanın (enaniyet ve benzeri) beşerî zaafiyetlerinden yararlanmaktır. Hele, ideolojik ve ekonomik anlamda materyalizmin etkisinin en yoğun hissedildiği şu zaman diliminde, başta, kuvve-i maneviye dediğimiz manevi ve moral gücün, kuvvetli ya da zayıf olması meselesi gelmektedir. Manevi ve moral güç ne kadar kuvvetli ise (cin ve insan) şeytanı o kadar başarısız; bu güç ne kadar zayıf ise şeytan da o derece başarılı olmaktadır.

Keza Bediüzzaman, 29. Mektubun Altıncı Risalesinde, şeytanın, insana altı yönden hücuma geçtiğini anlatır. Bu yönler;

1. Makam, mevki düşkünlüğü,
2. Korku damarı,
3. Açgözlülük,
4. Irkçılık,
5. Kendini beğenme, Enaniyet, Bencillik,
6. Tembellik ve rahatını düşünme.

1971 yılında yapılan Stanford Hapishane Deneyi; Philip Zimbardo’nun “Şeytan Etkisi” kitabında, Bediüzzaman’ın bu deneyden yaklaşık kırk sene önce bahsini ettiği beşerî zaafların, şartlar oluştuğunda nasıl cisimleştirilerek insan dışı bir hale dönüştüğünü kanıtlayan gerçek ve canlı bir deneydir. Toplumsal hayatta yaşanan fenalıkları ve kötülükleri buna kıyas ederek, şeytanın etkisini azaltabilir, şeytani tuzaklara giden yolları kapatabiliriz. Mesele, sivrisineklerle uğraşmak yerine, bataklığı kurutmaktır.

Risale-i Nurlar, iman dersleriyle birlikte ehline, psikoloji, sosyoloji, pedagoji, hukuk, ekonomi ve sair bilimlerden pencereler de açar. Mesela, Hakikat Çekirdekleri’ndeki şu ifadeler onlardan ikisidir: "Deli adama 'iyisin iyisin' denilse iyileşmesi, iyi adama 'fenasın fenasın' denilse fenalaşması nadir değildir.” (68) ve “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” (50) Bu sözler, psikolojik bir gerçeğin ifadesidir.

Yukarıda ismini verdiğimiz kitabı ve kitaba konu olan deneyle birlikte benzeri ilmi eserleri okuyunca, Risale-i Nur gibi nasıl bir hazineye sahip olduğumuzun farkına varıyoruz.

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum