Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Neyi çok sevmeli: Aynayı mı, Güneşi mi?

Yüce Allah kainatı bir ağaç gibi yaratmıştır. Bu ağacın meyvesi insan, meyvenin çekirdeği de kalptir. Yüce Allah kalbimize bütün kainatı kuşatacak bir potansiyele sahip olan sevgiyi yerleştirmiştir. Batılı psikologlar, sevgiyi “unlimited love” olarak nitelendir. Bu da sınırsız sevgi anlamına gelir.

Zaten insanın içindeki sevginin doymak bilmeyen bir özelliğe sahip olduğunu da yaşayarak görüyoruz. Sevgi iradesiz meydana geldiği için insan, güzel olan şeyleri, fayda veren, kamil olan, iyilik yapan insanları sever. Bunları severken de seveyim mi, sevmeyeyim mi diye düşünmez. Çünkü sevgi akılla tartılan bir şey değildir.

İnsan sevgiyi sınırlandıramaz. Ancak sevginin yönünü değiştirebilir. Ebediyet için yaratılan, vücudu, azaları, kuvveleri, latifeleri ona göre dizayn edilen insan, sevgisini yalnızca dünyadaki geçici güzelliklere yönelttiği zaman, büyük bir sıkıntı içinde kalır.

Sevgi sınırsız, ama insanın sevdiği her şey sınırlı ve geçici. Üstelik Said Nursi’nin 24. Sözde bildirdiği gibi, sevdiği şeyler çoğu zaman insanı tanımıyor, sevgisine karşılık vermiyor. Hatta sevdiğimiz bazı objeler, bizim haberimiz bile olmadan, bize bir el bile sallamadan çekip gidiyor. Örneğin insanın gençliği. Gençliğini sevmeyen olmaz. Gençlikte gücü, kuvveti ve duygularıyla zirvede olur insan. çok severiz hepimiz. Hiç bitmeyecek sanırız. Ama biter. İnsanın böylece gençliğine olan sevgisi karşılıksız kalmış olur. vefasızdır gençlik. Arkasına dönüp bakmaz, bir çift laf bile etmez.

İnsanın mala olan sevgisi de öyledir. Malı, mülkü, parayı çok sever insan. taparcasına sever çoğu kişi. Ama bir ya mal-mülk ondan ayrılır, ya da o mal mülkün ayrılır. Bir deprem, bir sel, bir yangın, bir iflas insanı sıfıra düşürebilir. Yine insanın sevgisi devamlı karşılık görememiştir.

En sevdiğimiz kişilerden, şeylerden ayrılırız bir gün. Hiçbir şey ebedî değil dünyada. Sevgi bu fani sevgililerle asla tatmin olmaz, mutlu olmaz. Gözü hep sonsuz bir sevgi objesi arar. Sınırsız sevginin, sonsuz bir varlığı arayacak şekilde yaratıldığı apaçıktır. Her şey fani, Allah Bakî ve Ebedîdir. Üstelik bütün sevdiğimiz güzelliklerin asıl kaynağı onun sonsuz ve kusursuz güzelliğidir.

Bizi insan olarak yaratıp ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bize gönderen, ihsan eden de O’dur. O’ndan fayda gelir, zarar gelmez. O halde Zatı, isim ve sıfatlarıyla sonsuz, kusursuz ve ebedi olan Allah'tır bizim sevgimizi tatmin edecek olan. Gerçek sevgi Allah’a olan sevgidir. Diğer varlıklara olan sevgiler, mecazîdir. Bu sebeple Mahbub-u Hakîki, yani gerçek sevgili Allah'tır.

Kur’an’a göre de müminlerin Allah’a olan sevgisi çok fazladır. Yani müminler, Allah’ı her şeyden daha fazla sevmelidir. İnsanın sınırsız sevgisini tatmin edecek olan gerçek sevgi Allah sevgisidir. Allah’ı güzel ve noksansız isim ve sıfatlarıyla tanımadan ve sevmeden diğer varlıkları seversek, bu defa o sevdiklerimizi putlaştırma riski doğar. O varlıkları Allah gibi sevmeye başlarız. Zaten putperestler de Kur’an’ın ifadesiyle sevdikleri putları Allah’ı sever gibi seviyorlardı.

O halde sevgimizin yönü önce Allah olmazsa yolunu şaşırmış olur. Allah’a inanıp, Allah’ı tanıyıp O’nu sevdiğimiz zaman ise, bütün varlıklara olan sevgimiz de bir anlam kazanır. Biliriz ki bütün sevdiğimiz şeyler, güzel ve menfaat sağlayan, kamil varlıklar, Allah’ın güzel isimlerinin aynalarıdır. Aynadaki güzellik ve iyilik, Allah’tan geldiği için güzeldir. Bu yüzden aynalar da çok kıymetlidir.

Aynaların kırılması; sevdiklerimizin ölmesi, gitmesi, bizden ayrılması bizi o kadar üzemez artık. Çünkü aynada yansıyan güzelliklerin aslını bulmuşuzdur. Aynalar geçici, Allah Bakîdir.

Günümüzde aynaya güzelliklerin hangi asıldan geldiği düşünülmediğinden aynalar ilah haline getiriliyor, putlaştırılıyor. Aynaların kırılması da insanın gönlünü, kalbini yaralıyor ve kanatıyor. Sevgilerin yönünü, aynalardan asla çevirmek, aynaya da ayna kadar değer vermek gerekir.

Aynada yansıyan güneşin ışığına aşık olup da güneşten habersiz yaşamak ne büyük bir aldanış?

Sahi siz en çok neyi, kimi seviyorsunuz? Aynaları mı, yoksa …………?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.