Taha Çağlaroğlu
Aşk ve Yolculuk
Kâinatın bin bir köşesine binler ihtiyaç ile bağlanan insan, binbir esma ile yaradılışı gereği ilgilidir. Mahiyeti yücedir insanın, fıtratı câmia. Özlemle, sevgiyle, aşkla donanmıştır ruhu.
Şiddetli ihtiyaç, özlemdir, şevklenmedir.
Şiddetli özlem ve şevklenme ise sevgidir.
Şiddetli sevgi, aşktır.
Aşkın çekirdeği, insan ruhunun derinliklerinde gizlenmiş, oraya ustaca yerleştirilmiştir. Kâinattaki bin bir güzellik, aşkın çekirdeğini filizlendirmek, çiçeklendirmek, meyvelendirmek için konuşur, eser, yağar, gürler, sessiz söyler, bakar, dinler, dinletir. İlk andan itibaren yolculuğa çağırır aşkın çekirdeğini.
Aşk, aşkın olan’a ulaşabilmek, çekirdekten ağaca dönüşebilmek için uzun bir yolculuğa çıkar sonunda. İhtiyacının, şevkinin, sevgisinin derecesine göre biçimlenen bir yolculuktur bu.
Aşk, arayış gemilerine binip güzellik denizlerine açılmıştır.
Aşk, semaya gözlerini dikmiş, yıldızları seyre dalmıştır. Âlemlerin gök ve deniz şehirleri, yeryüzüyle birlikte aşkı, daha doğrusu aşkı taşıyan ruhu beklemektedir okunmak için.
Aşk, okumayı öğrendiği, okuyabildiği oranda mutluluğu tadabilecek, binlerce muştu mektubunu açabilecek yaşam seyrinde.
Mâşukun güzelliği, âşığın nazarını gerektirir. İnsan da hayret ve tefekkürle, takdir ve tahsin ile aşk yolculuğundadır; güzelliklerin farkında ise.
Güllerin ve çiçeklerin yüzlerini güzelleştiren, o güzel yüzlere arılardan, bülbüllerden âşıklar da icat etmiştir. Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratmıştır.
Okunmayı bekleyen güzellikler, çiçekte, kelebekte, göğün güzel yüzünde değildir her zaman. İnanmanın, adaletin, merhametin, ruhun da güzelliği vardır. Hastalıktaki, ölümdeki, depremdeki, musibetlerdeki hikmet güzelliği de okunmayı bekler.
Neler yoktur ki aşk yolunun üzerinde... Mucize manzaralar, denizaltı âlemleri, insan güzelliği, hayran olunası esintiler, semavatta ve insan ruhunda gizli defineler, kuş seslerindeki mesajlar... Aşk çekirdeğinin gür bir sese dönüşebilmesi, güzellikleri görebilmek ve onlarla ruhsal evrende konuşabilmek iştiyakına bağlı.
Cemal, hüsün, güzel sözcükleri değişik giysilerle çıkıp dururlar karşısına aşkın. Bazen de celalden tecelli ederler. Cemildir cemalin gözünde celal; celildir celalin gözünde cemal.
Özlem-sevgi-aşk üçlemesi, ihtiyaç temelinin üstünde yükselir. Sonsuzluk ülkesine ihtiyaç duyan, sevgiye muhtaç olan insan, aşk makamında zirvelere tırmanır. Dünya gurbetinin sancılı, sıkıntılı, hasretli bekleyişi, bir başka âlemde konuşlandırılma gerçeğinin habercisidir.
İşte insanın bekleyişi, güzellikleri arama yolculuğunun adıdır. Bu yolculuğun sonunda aşk vardır. Başında ise aşkın çekirdeği.
Aşk, güzelliklerin adında veya ardında hep “bir”ini arar. Güzellikler “bir”inin konuşmasıdır zaten. Bu ses, aşkları çağırır yanına. Aşkla güzellik arasında ise yol haritası vardır.
Kalp haritası, yol haritasıyla örtüştüğü oranda yolculuk sükûnet içinde sahile doğru akar. Kalp “aşkın” asliyetini korudukça...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.