Ömer Faruk Topçu
Mihrimah Sultanın İçinden Süzülürken Cumasızlar
Ey kelam!
Harflerin bölük pörçük düştüğünde yerlere
İstedim ki ellerinden tutayım
Çeyrek asır geçmişken aradan
Kalkabildim daha henüz yerimden
Bir çırpıda tonlarca silinmiş hayaller
Hemencecik dökülsün istiyorsun şimdi sen
Şüphesiz beşer düşendir, düşüren hain
Besbeter halimin duman duman lekesi
Adını bilmediğim sarhoşlar caddesi
Bu kafamda patlayan ilk şarap şişesi
Cuma sabahıyla yayılırken Eyüp'ten
Raflarından İstanbul'un aç gözlü canavar
Vıcık vıcık renklerle seriliyor yerlere
Kara bürünen kaldırımlar çamurlu
Ey güzel hilekar ne olur gözlerimi hileye aç
Kalk delikanlı sen de sıcak kanın içinden
Ensende ki rehavetle düşme öyle yüzüstü
Gözlerini aç, açtıkça aç ve durma kaç!
Düşersen kaldırımlara, önüne serilecek
Peygamberlerin kaçıp durduğu kadınlar
Şüphesiz beşer düşendir, düşüren hain
Besbeter halimin duman duman lekesi
Adını bilmediğim sarhoşlar caddesi
Bu kafamda patlayan ilk şarap şişesi
Saklı sur diplerinde büyür sırnaşık
Hovardalar asılmış budaklarına
Yosmanındır, sokakları inleten, çığlık
Beş parmaklı bir balyoz düşünce aniden
Övündüğü dudaklarında patlar insanlık
Şüphesiz beşer düşendir, düşüren hain
Besbeter halimin duman duman lekesi
Adını bilmediğim sarhoşlar caddesi
Bu kafamda patlayan ilk şarap şişesi
Bir çift öküz parası buharlaşırdı korksak
Üç bedevî adama deli gibi savrulur hançer
Düşen düşene… Ortalığı yıkar masum hıçkırık
Bir sen düşme belimdeki ey cesur silah
Ne mutlu ki şarjörü boş, tetiği kırık
Şüphesiz beşer düşendir, düşüren hain
Besbeter halimin duman duman lekesi
Adını bilmediğim sarhoşlar caddesi
Bu kafamda patlayan ilk şarap şişesi
Şehirlerde her şeyden önce sağır
Hem de dilsiz ol masum delikanlı
Kim serseriyse serseri kim yosmaysa yosma
Bölüşülmüş her yer teker teker, karışma hiç
Asfalt berduşun, kaldırım sarhoşun
Gavur gibi Jiletle dolanıyor vicdansız piç
İffet ve edebe kalmamış küçücük bir yer
1999-İstanbul
(Kurban Bayramı)