Editör
Nur Talebeleri Asayişi bozmaya çalışır mı?
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Nedim Şener, FETÖ’ye karşı ciddi mücadele veren yazarlardan birisi. Bunu takdirde karşılıyoruz. Ancak 13, 15, 17 ve 20 Mayıs tarihli yazılarında Nurcu-Okuyucu grubun hükümete karşı darbe operasyonu yapmaya çalıştığını iddia ediyor. Bakınız 13 Mayıs tarihli yazısında şöyle diyor:
“Ayhan Bora Kaplan, hakkında ‘suç örgütü kurma, uyuşturucu, sahte para, adam yaralama, hırsızlık’ gibi 7 konuda soruşturma yürütülmüş, bunların beşinden takipsizlikle kurtulmuştu. Ayhan Bora Kaplan hakkında şüphelileri arasında Serdar Sertçelik’in de bulunduğu bir dosya üzerinde 2023’te yeni bir operasyon yapıldı. İşlettiği gece kulüplerinde yargı mensuplarını ağırlayıp yakın ilişki kuran mafyatik bir tip olan Ayhan Bora Kaplan, 7 Eylül 2023 tarihli operasyonla gözaltına alındı. Ancak emniyet içinde özellikle “Nurcu-Okuyucu” diye bilinen grup, bu operasyonu kısa süre içinde hükümete darbeye dönüştürdü.”
Nedim Şener, bu yazısında sadece iddiada bulunuyor. Bu iddia 31 Mart seçimlerinde oy kaybına uğrayan Cumhur ittifakını zayıflatmayı amaçlayan bir oyun gibi duruyor. Nurcu diye iddia ettiği kişi kimdir? İsmini ve nur cemaatleri ille bağlantılarını ve konuşmalarını yayınlaması gerekir. Kendisini Nurcu diye tanıtan birisi Nur Gruplarına kumpas da kurmuş olabilir. Çünkü gerçekten Said Nursi’nin eserlerinden faydalanan kimseler, hiçbir zaman asayişi bozucu hareketler içine girmemiştir.
Risale-i Nurları okuyan, anlayan ve eserlerden hakkıyla istifade eden; Kur’an ve sünnet çizgisinde dünyevi hesaplara girmeden iman kurtarma davasını dava edinen kimselere nurcu denmektedir. Cemaatler içinde de bilinir ki Nurcu olduğunu iddia eden bir kişinin müsbet hareket etmesi esastır. Böyle bir kişinin asayişi bozacak bir hareketten uzak duracağı da ortadadır. Bu insanların tek bir gayesi vardır. O da bu memleketin gençlerini dinsizlik ve imansızlık girdabından kurtarmak için çalışmak, zayıf olan imanları takviye etmek, vatanını seven, dinini seven, güzel ahlaklı insanlar yetiştirmektir. Bu yüzden Said Nursi’nin eserlerinde sıkça zikrettiği çok önemli bir prensibe canu gönülden bağlıdırlar. Müsbet hareket etmek. Yani hiçbir zaman asayişi bozucu davranışların içerisine girmemek en önemli düsturları arasındadır.
Durum bu merkezde olduğu halde sayın içişleri bakanının bütün mafya gruplarını çökertmek için yaptığı operasyonları durdurmak maksadıyla gizli tanık marifetleriyle pis işler çeviren FETÖ-Mafya çetelerinin, bir de Risale-i Nur talebelerini gerçek dışı bir şekilde bu işin içine katmak suretiyle bir taşla birkaç kuş vurma amacında oldukları anlaşılıyor. Nedim Şener’in dört yazısında bu kirli operasyona Nurcu-okuyucu grubunun adını karıştırma teşebbüsü bir gazeteciye yakışmayan bir davranıştır.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra Nurculukla uzaktan yakından alakası olmayan FETÖ ile diğer Nur Cemaatleri bilerek karalamaya çalışılmıştı. Benzer şeylerin yapılmaya çalışıldığı anlaşılıyor.
Şunu herkes gayet iyi bir şekilde bilmelidir: Risale-i Nur talebeleri Kur’an ve sünnet çizgisinde hareket eden, ülkesini, milletini seven, vatanı için canını feda etmekten çekinmeyen kimselerdir. Bazı FETÖ kalıntıları, Emniyette hala kendilerini gizleyen kripto fetöcüler kamufle olarak kendilerini Nurcu gibi gösterebilirler. Çünkü Risale-i Nur talebeleri ve özellikle de Said Nursi’nin düne kadar yaşayan Talebeleri, FETÖ’nün Risaleleri sadeleştirme projesine şiddetle karşı çıkmışlar, FETÖ’nün ipliğini pazara çıkarmışlardı. Bu onların önemli kötü niyetli bir projesini akim bırakmıştı.
İşte bazıları böyle mafya kumpaslarını kurup, bir taraftan Cumhurbaşkanını ve diğer taraftan bakanları sahte gizli tanık vasıtasıyla yıpratma hedefini güderlerken; bir taraftan da amacı Allah rızası için gençlerin imanlarının kurtulmasına hizmet etmek olan Risale-i Nur talebelerini FETÖ ile aynı kefeye koymaya çalışarak itibarsızlaştırmaya çalıştıkları anlaşılıyor. belki asıl amaçlardan birisi de Emniyetteki kriptolar üzerinden Risale-i Nur gruplarına bir operasyon yapılmasını sağlamaktır. Kim bilir.
Hürriyet yazarı Nedim Şener’in ısrarla dört yazıda Nurcu – Okuyucu grubunu, bu operasyonun içindeymiş gibi göstermesi Nedim Şener’in amacı hakkında zihinlerde soru işaretleri bırakmaktadır. Nedim Şener’in eğer samimi ise ortada ciddi hiçbir delil yokken, dört yazısında ismi geçen Risale-i Nur talebelerinden özür dilemesi gerekmektedir. Kendisinin, dünya çapında milyonlarca müntesibi bulunan Nur camiasını rencide edecek her türlü söz ve davranıştan uzak durmasını tavsiye ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.