Hayatımıza Yön Veren Seçı̇mler

Hayat, seçimlerimizin oluşturduğu çizgilerin bir bütünü gibi gelmeye başladığında 2025’in sonlarına gelmiştik. Geçenlerde katıldığım bir seminerin başlığı da tam olarak buydu: “Hayatımıza Yön Veren Seçimler.”

Şöyle bir düşündüm de, imanın temel dayanaklarından biri kadere iman iken, bu koskoca evreni tekdüze yazılmış bir metinden ibaret yaşamıyor olmalıyız.

Seminerin girişinde hanımefendi biyografileri çok sevdiğini söyleyerek kendi hayatından ve seçimlerinden kısaca bahsetmişti. Benim de bugüne kadar gerek idol olarak gördüğüm gerekse hayranlık duyduğum kişilerin yaşamlarını okuduğumda veya dinlediğimde mutlaka bana bir şeyler katılmıştır. Ayşe Şasa, Malcolm X, Aliya İzzetbegoviç, Necip Fazıl, Necmettin Erbakan… daha niceleri. Ümmet olma bilinciyle okuyunca insan, “Nereden, ne tür bir fayda elde edebilirim?” diye bakmaya başlıyor.

Seminerin sahibi, son derece seküler bir çevrede doğmuş bir hanımefendi. 90’ların Türkiye’sinde üniversite okurken kazandığı bir burs programıyla İngiltere’ye gidiyor ve orada bir ailenin yanında yaşamaya başlıyor. Hocanın hayatından çok etkilendiğim için farkında olmadan anlatmaya başlamışım bile.

Filmlerde olduğunu zannettiğim bir klasiklikle başlayan bu hayat hikâyesi şöyle devam ediyor: Hanımefendi Uluslararası Finans bölümünde okuduğundan, dil bilmenin ne denli önemli olduğunun farkında. 22’li yaşlarındayken, daha önce Arap harfleriyle bile karşılaşmamışken, tevafuken arkadaşının gittiği bir kursa “Belki Arapça da öğrenirim” diyerek başlıyor. İşte yaptığı bu seçim, hayatını öylesine değiştiriyor ki…

Meğer gittiği bu kursta Kur’an-ı Kerim fasılları yapılıyormuş ve ayetler ezberleniyormuş. Elif harfini bile bilmeyen bu hanımefendi, başta istemese de sonrasında herkesten çok gayret göstererek Kur’an ayetlerini ezberler hâle geliyor. Nasip ve huzur bu ya; Müslüman ülke Türkiye’de bulamadığı ortamı, İngiltere’de tesadüfen katıldığı bir kursta buluyor.

Gün geçtikçe, yurt dışında karşılaştığı çoğu kişi “Nerelisin?” diye sorduğunda, “Türkiye” cevabı üzerine saçını tutan yabancıların varlığı, onun kendini sorgulamasına neden olmuş. “Biz Türkiye’yi Müslüman sanıyorduk!” diyenler, aslında ona kendi kimliğini yeniden gösteren bir ayna olmuş.

Zamanla İslâm’ın diğer gereklerini de yerine getirmeye başlıyor; tesettüre giriyor vs. Elbette bu seçimler, onun ailesiyle arasına ciddi bir mesafe koyuyor. 2000’li yılların başında, dil bilen, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden birinde okumuş, kendini çok geliştirmiş bu genç kadın, bir iş başvurusuna gidiyor. Pazartesi günü işe başlayacağını duyunca sevinse de, söylemeden geçemeyeceği bir şeyi dile getiriyor: “Bu arada ben namaz kılıyorum.” Bunun üzerine aldığı cevap şu oluyor: “Biz size döneriz.”

Çok klasik olacak ama o dönemin Türkiye’sinde bu tavırlar her ne kadar “özgürlüğe vurulan zincir” söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılsa da yeni nesil bizler için hem şaşırtıcı hem de sarsıcı geliyor.

En başa dönecek olursam, evet, ben kaderin var olduğuna ve bu kaderin içinde dönüp durduğumuza inanıyorum. Bu, bir yönüyle Truman Show’daki gibi, sadece sahnelerin ve fondaki dekorların değiştiği, basit bir hayatı çağrıştırıyor olabilir.

Fakat şimdi geriye dönüp baktığımda, bu zamana kadar aldığım tüm kararlarda; gerek seçimlerim, gerek vazgeçtiklerim… hepsi benim özgür irademle yaptığım tercihlerdi. Peki ama bu seçimler hayatımızı nasıl şekillendiriyor?

Yukarıda kısaca bahsettiğim biyografiyi düşündüğümde, gözümün önüne birçok alternatif senaryo geliyor. Lisedeyken bol bol tiyatro oyunu yazar, bunları sahnelerdim. Severim yani “Öyle olmasaydı nasıl olurdu acaba?” diye düşünmeyi.

Ya o hanımefendi hakiki anlamda Müslüman olmasaydı hayatında neler değişirdi? Göründüğü gibi, bu onun kararıydı ve sonuçlar da o minvalde şekillendi.

Sanırım düşünmemiz gereken asıl soru şu: Kader dediğimiz şey, bize yazılmış tek bir yol mu, yoksa aldığımız her kararla dallanıp budaklanan, seçimlerimizle anlam kazanan bir yol ağı mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.