Atilla Yargıcı
Taliban Yönetimi, Molla Rejimi, Türkiye ve Yasaklar
Afganistan çok çile çekmiş bir ülke. Afgan milleti kendi haline bırakılmayan bir millet. Rusya ayrı bir tokat vurdu, batı ayrı bir tokat. Herkesin amacı menfaat. Artık Afganistan Taliban’ın kontrolünde. Afganistan bir İslam ülkesi. Taliban radikal bir grup. Bu grup çağın gereklerini bilmeyen, İslam’ı da dar bir çerçeveden yorumlayan bir grup. Taliban Rusya’nın Afganistan’ı işgaliyle ortaya çıkmış, Ruslara karşı Batılıların desteğini almış “mücahid” bir grup olarak biliniyordu. Ne yazık ki, bunların geçen bunca zaman içerisinde kendilerini yenileyememiş, çağın bir hayli gerisinde kalmış bir grup olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılıyor.
Taliban yönetiminin son uygulaması aklı ve vicdanı olan, İslam’ı bilen herkesi ayağa kaldırdı. Yönetim kadınlara, kızlara üniversite eğitiminin kapılarını kapattı. Çeşitli fakültelerde okuyan, kendi ülkesinin insanlarına faydalı olmak için yüksek eğitim ve öğretimde tahsil gören öğrenciler perişan oldular. Haberlere baktığımızda üniversite kapılarında bekletilen, ağlayan bayan öğrencileri görüyoruz.
Kadınların eğitim görmesi İslam’a aykırı değildir. Kur’an erkek kadın ayrımı yapmadan bütün insanlara inmiştir. Kur’an’da onlarca ayet ilmin, öğrenmenin, düşünmenin, aklı kullanmanın, tefekkür etmenin öneminden bahsediyor. Sevgili Peygamberimiz (sav) beşikten mezara kadar ilim tahsil edilmesini emir buyuruyor. Bugün toplumda kadınların yapacağı önemli işler görevler var. Okul öncesi ve ilkokul öğretmenliği, hemşirelik, doktorluk bunlar arasında. Bunun dışında bir kadının mühendisin olmasının kime ne zararı olabilir. Hatta bazen çok zeki kızlar çıkabilir, erkeklerin yapamadığı işleri yapma kabiliyetine sahip olabilir.
Taliban yönetimi kadınları ve kızları üniversite eğitiminden mahrum bırakmakla kendi ülkesinin insanlarına büyük zarar veriyor. Kadınların eğitim görmesi çocuklarını daha bilinçli büyütmelerine de sebep oluyor. Bu zihniyeti anlamak mümkün değil. Önüne gelen kendine göre yeni bir din uyduruyor. Bu yasak sadece kızları değil, erkekleri de rahatsız etmiş durumda. Aileleri de huzursuz ediyor. Çünkü bu sadece İslamî açıdan değil, insanî açıdan da bir zulümdür, haksızlıktır. İnsanlık dışı bir davranıştır. Bu yasak toplumu huzursuz etmeye devam edecek. Bir de üstelik kadınlara getirilen bu yasak, kadınların bir araya gelmesine ve güçlü, çok güçlü tepkiler vermesine sebep olacaktır. Şu bir gerçek ki, kadınların bir araya geldiklerinde, bir amaç için güçlerine birleştirdiklerinde çok şey yapabilirler. Bir bakalım dünyada en güçlü örgüt ve teşkilatlar kadın örgütleridir. Bu yasak bir müddet sonra kadınların yurt dışına çıkmalarına, eğitimlerine orada sürdürmelerine sebep olabilir.
Yasaklarla sonuç alınacağını zanneden ülkelerden birisi de bizim ülkemizdi. Türkiye idi. Türkiye’de bir zamanlar başörtüsü yasağı vardı. Kızlar, kadınlar üniversite kapılarında bekletiliyor, başlarını açmaya zorlanıyorlardı. İkna odalarında ikna edilmeye çalışılıyorlardı. Bazılarına göre bu yasaklar bin yıl sürecekti. Ama yasaklamayla bir sonuç alınamayacağı ortaya çıktı. Seçimler oldu. Yönetim değişti. İktidar zaman içerisinde başörtüsü yasağını kaldırdı. Şimdi ise tamamen gündemden çıkması için anayasa değişikliği teklif ediliyor. Bu da çok olumlu bir gelişme.
Yasaklarla bir yere varılacağını zanneden ülkelerden birisi de İran’dır. İran’daki molla rejimi başı açık olan bir kadının ahlak polisleri tarafından öldürülmesinden sonra zor duruma girdi. Ülkenin her tarafında gösteriler yapılıyor. İnsanlar baskıları kabul etmiyor. Kadınlara zorla baş açtırmak, onların zorla eğitim hakkını elinden alınmak nasıl yanlışsa, zorla başörtüsü taktırmak da o kadar yanlış. Örneğin birisine zorla namaz kıldırmaya çalışırsanız, o kişi gerçekten namaz kılmanın farz olduğuna ve önemine inanmamışsa, abdest almadan namaz kılıyor gözükür. İnsanı amelî olan nifaka sürükler bu zorbalık.
Baskı ve yasaklarla bir insanı dindar ya da dinsiz yapmak mümkün değildir. Baskı ve yasaklarla kızların üniversite eğitim haklarını ellerinden almak ne İslam’a, ne insanlığa ne de vicdana sığar.
Allah insanları özgür bırakmıştır. Özgür irade insanın tek sermayesidir. Bunu başkasının baskısıyla yönlendirmek hiçbir zaman iyi netice vermez. İnsan kendisi düşünecek, inanacak, inandığı gibi yaşamaya kendisi karar verecektir. Diğer taraftan insan eğitim hakkına sahip olacak, kendini geliştirip geliştirmemeye, yüksek öğretime devam edip etmemeye kendisi karar verecektir. İnsanların iradelerine ipotek koymak gerçek gericiliktir, zorbalıktır, vicdansızlıktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.