Atilla Yargıcı
Kişisel İnziva Kampları Tuzağı ve İnsanın Gerçek İnzivası
Şehir hayatının karmaşası, çalışma hayatının aşırı stresi ile birleşince insanlar bu bedensel yorgunluk, zihinsel ve ruhsal karmaşa ve baskıdan kurtulmak istiyor. Hele de maneviyatla bağlantısı olmayan, İslam dininin ibadet ve dua gibi bedeni ve ruhu dinlendiren, aklı sakinleştiren, insanı ruhsal olarak kirlerden, günahlardan arındıran ve geliştiren güzelliklerinden habersiz olan kimselerin bir arayış içinde olmaları normal.
Şu bir gerçek ki, insanların önemli bir kısmı da telkinlere çok açık. Konuyla ilgili çekilmiş dizilerin ve özenle hazırlanmış reklamların etkisinde kalabiliyor insan. İşte bu yorgun, stresli, telaşlı ve kaygılı insanların son zamanlarda kandırıldığı hususlardan birisi de kişisel inziva. Bir çok çok şirket inziva kampları düzenliyor. Aslında tatil programına benziyor. İçine sadece yoga, meditasyon, inziva, bunlarla ilgili farkındalık vs gibi kökü Hint dinlerinde olan ama bize batıdan gelen bir takım kulağa hoş gelen aktivitelerin katıldığı, bir ya da birkaç rehber eşliğinde düzenlenen programlar… Doğa yürüyüşünden masaja, vejeteryan beslenmeden detoksa kadar bir çok unsur içinde bulunuyor. Ama günlük, barınma dahil 2.500 liradan başlayan, bir hafta, hatta bir ay süren programlar var.
Adı inziva kampı ama toplu olarak yapılıyor. Aslında inziva kişinin yalnız kalması. Evde inziva paketleri bile var. Bir gazeteci bu ev inziva kampını düzenleyen bir rehber ile görüşmüş. Kendi evinde kalıyorsun. Sözüm ona rehber seni yönlendiriyor ve günlük 1750 lira paranı alıyor. Taoizmin, Şamanizmin bir takım unsurlarını kullanıyor bu sözüm ona rehberler.
Bu iş çığrından çıkmışa benziyor. Bazıları bunun eğitimini veriyor, rehber yetiştiriyor yüksek paralarla. Bunlarda cazip reklamlar ve mesafesiz konuşmalarla insanları etkileyip tabiri caizse inziva kampı tuzağına çekiyor.
Tabii yalnızlıktan, çalışma hayatının stresinden bunalan insanlar tam bir çıkış yolu ararken böyle bir tatil reklamı ile karşılaşınca balıklamasına atlıyor. Ruhsal tekamül mü yaşıyor, yoksa nefsani bir düşüş mü, onunda farkında olduklarını sanmam doğrusu.
Gençler bu tür aktivitelerin etkisinde çok kalıyor sanırım. Kendi içinde yaşadıkları toplumun manevi dinamiklerinden, ruhsal tekamül unsurlarından, duadan, ibadetten, kısacası dinden uzak olan insanların içlerindeki boşluğu doldurmak için hep bir arayış içinde olurlar zaten. Ne yazık ki bu insanlar, hem yüksek miktarda para verirler, hem de her birisi bir beşeri dinin adeta ibadeti olan şeyleri yapmaya alışırlar. Bununla ruhsal ve akli olan olgunlaşmayı umarlar, sakinleşmeyi hedeflerler.
Bu tür gittikçe yaygınlaşan ve iyi bir para kazanma aracı olan aktivitelere katılanlar, artık dinimizin insana dünyevi ve uhrevi mutluluğu sağlayan, akli ve ruhi tekamüle ulaştıran güzel ilkelerinden mahrum kalırlar.
Kalbinde iman taşıyan bir müminin şunu düşünmesi gerekir: katıldığım bir aktivite benim hem dünyama, hem ahiretime fayda veriyor mu? Dünyama şüpheli bir katkısı olsa bile bana uhrevi olarak hiçbir şey katmayan, üstelik de nefsin arzularını tatmin etmeye vesile olacağından beni gittikçe bir bataklığa sürükleyen etkinliğe niçin paramı vereyim?
Her reklamı yapılan şeyi balıklamasına atlamak doğru değil. Unutmayalım; bazıları para kazanmak istiyor. Ve bunu sizin duygularınızı ve içinde bulunduğunuz ruhsal, akli ve bedensel stres ve sıkıntılarınızı iyi kullanıyor.
Şunu bilmek gerekir ki, çalışma güzeldir, iyidir ama sürekli çalışmak doğru değil. İnsan çalışmalarına beş vakit namazı kılarak ara verebilir. Bu, insanı hem dinlendirir, hem de kendini kontrol etmesine sebep olur. ibadetler insana Allah’ı hatırlatır. Allah’ın emir ve yasaklarını, helal ve haramı bilen bir insan, namazlardan sonra bunu hatırlar ve bir yanlışlık yapıyorsa bundan vazgeçer. Namaz insanın günlük inzivasıdır. Ama nefsiyle değil, Allah’la baş başa kalmasıdır.
Sıkıntıların varsa bütün sıkıntıları kaldıracak olan Allah’a dua edersin. En iyi dost Allah’tır. Gerçek dost Allah’tır. Bir de Allah’ın sevdiği insanlardır. Sana konuştuğun zaman Allah’ı hatırlatan kimselerdir.
Seni bir takım kötü alışkanlıklara, uzak doğunun karmaşık dinlerinin ritüellerine çağıran kimse senin dostun değil, senin paranı almak isteyen, kendini iyi pazarlayan bir sahtekardır. Gerçek dost senin cebindeki paranda gözü olmayan, seni zihinsel, akli ve ruhsal olarak tekamül ettirmek için elinden geleni yapan, sevgi dolu, şefkat dolu kimsedir. Böyle dostları olmalı insanın. Dostunu düşmanını iyi bilmeli insan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.