Camimizden ve Hutbemizden Çekin Elinizi!

Bu ülkede ne zaman darbe yapılmışsa, ne zaman dine ve dindarlara saldırı olmuşsa, ne zaman özgürlükler kısıtlanmak istenmişse birileri hep Atatürk’ü vitrine koyar, onu kalkan yapar. Bütün darbe metinlerini inceleyin hep ‘onun ilke ve inkılaplarını korumak’tan, ‘emanetine sahip çıkmak’tan söz edildiğini görürsünüz. Çünkü bu ülkede -şimdiki tabirle- Atatürk duyarı kasarsanız, her türlü kanunsuzluğu irtikap edebilirsiniz.

Atatürk’ü ön plana çıkaranların çoğu, aslında samimiyetsizdir. Onun arkasına saklanarak ya ceplerini doldururlar ya da onu mevki/makam için basamak olarak kullanırlar. Ağzından Atatürk’ü düşürmeyenler, menfaatlerinin zedeleneceğini anladıklarında, Atatürk’ü falan unuturlar. Mesela; geçtiğimiz günlerde Disney Plus isimli kanal, Ermeniler’in baskısı sonucu, Atatürk’le ilgili bir filmi, kanalında oynatmama kararı aldı. Kanal, Atatürk’ün soykırımcı olduğunu ileri sürerek, filmi yayından kaldırdı. Aslında bu, Atatürk’e yapılmış ağır bir hakaretti. Fakat Atatürkçülüğü dillerinden düşürmeyen, çakma kahramanların hepsi suspus oldu, ortalıkta hiçbirini göremedik. Neden? Çünkü “sanatçı” geçinen tiplerin çoğunun Disney Plus kanalından kazançları var. Atatürk’ü tercih etselerdi, ceplerinden bir şeyler gidecekti. Kısaca; üç kuruşa sattılar atalarını. Cumhurbaşkanımızın şu ifadesi çok yerinde; “Türkiye dün ‘Gardrop Atatürkçüleri’nden, bu gün de ‘sosyal medya Atatürkçüleri’ olarak ifade edeceğimiz kesimden çok çekmiştir.”

Bu “Gardrop Atatürkçüleri” veya “Sosyal Medya Atatürkçüleri”, bu günlerde Cuma Hutbelerine kafayı taktılar. 10 Kasım’da niye Atatürk’e dua edilmemiş, hutbede ismi dahi zikredilmemiş… Bunlardan biri olan Fatih Altaylı şöyle zırvalamış:

"Bugün içinde bir nebze insanlık, bir damla vatan sevgisi, bir katre vefa duygusu olan herkes ama herkes Atatürk'ün aziz hatırasını saygı ile anıyor. Bir kurum hariç. Diyanet İşleri Başkanlığı. Ali Erbaş’ın başında olduğu Diyanet. Amacının ne olduğu çok açık. Bölücülük yapmaya çalışıyor. İktidarı yıpratmayı amaçlıyor. Bir ulusal kahramanı, aramızdan fiziki ayrılışının yıldönümünde, üstelik de Cuma gününe denk gelmişken, Cuma hutbesinde tek kelime ile bile olsa anmamanın başka hiçbir gerekçesi olamaz. Ali Erbaş, bu ülke için büyük tehlikedir."

Fatih Altaylı, o taraklarda bezi olmadığı için, Cuma Namazını resmi bir tören zannediyor galiba. Biz Cuma Namazına Allah’ın emri olduğu için gidiyoruz. Cuma Namazında Müslümanların camide toplanması, verilen vaazlar, okunan hutbeler, kılınan namazlar, yapılan dualar hep İslam’ın emir ve tavsiyeleri dairesinde yapılan amellerdir.

Cuma Namazı ile uzaktan yakından alakası olmayan “tip”ler, bizim Cuma Namazında ne okuyacağımız, kimin adını anacağımız, kime dua edeceğimiz konusunda bize talimat veriyor. Cuma Namazı ve bu namazda yapılanlar, dışarıdakileri alakadar etmez.

İsteyen Atatürk’ü sevebilir, onu hayatında önemli bir mevkie koyabilir, vücuduna onun dövmesini yapabilir, arabasına resmini/imzasını yapıştırabilir vs. Bunları yaptığı için kimseye bir şey demeyiz. ‘Herkes sevdiğiyle beraberdir.’ der geçeriz.

Ama birileri, ısrarla ve zorla sen Atatürk’ü seveceksin, onu anacaksın, ona dua edeceksin, öldüğü gün ağlayacaksın, 23 Nisan’da neşeyle dolacaksın demeyi kendinde hak görüyor. Bunu öyle nazikçe, izah ederek de yapmıyorlar. Hakaret ederek, ‘vatan haini’ diyerek, ‘vefasız’ diyerek, ‘insanlıktan nasipsiz’ diye aşağılayarak yaptırmaya çalışıyor. Eğer bunların isteklerini yerine getirmeye başlarsak, isteklerin sonu gelmez… Yarın camilerde, mevlidlerde 10.Yıl Marşını okumamızı da isterler, namaza başlarken saygı duruşunda durmamızı da isterler, camilere Atatürk’ün resmini asmamızı da isterler… (Akıllarına getirmemişimdir inşallah )

Yalnız sosyal medya Atatürkçüleri belki farkında olmayabilirler ama artık Türkiye, eski Türkiye değil. Bu millet Atatürkçülük üzerinden duyar kasan, samimiyetsiz tiplere zerre kadar itibar etmiyor. Kimsenin talimatıyla birilerini sevmiyor ya da birilerinden nefret etmiyor. Cuma Hutbeleri konusunda, doğru ve kararlı duruşundan dolayı sayın profesör doktor Ali Erbaş’ı takdir ve tebrik ediyor, bütün Diyanet teşkilatı çalışanlarını da aynı şekilde bilinçli ve duyarlı davranmaya davet ediyorum.

Av. Ahmet YILMAZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum