Abdulkadir Menek
Nur Talebeleri ve Büyük Sorumluluk
İman ve Kur’an hizmetinin kahraman ve fedakâr mensupları olan Nur Talebeleri, hizmetlerinde sadece ve sadece ihlası esas almışlar, bu büyük ve ulvi hizmeti hiçbir menfaate alet etmemişlerdir. Bu Kur’ani davaya bir halel getirmemek için gerektiğinde her türlü meşakkati göze almışlar, bunun için bedel ödemekten asla çekinmemişlerdir.
Geçmiş dönemlerde, zaman zaman İslam düşmanı örgüt ve oluşumlar tarafından bazı tertipler ve provokasyonlara girişilmiş ve bu büyük ve cihanşümul hizmet etkisiz hale getirilmeye çalışılmıştır.
Bazı zamanlarda da, ipleri İslam düşmanlarının elinde olan İslami görünümlü bazı oluşumlar tarafından İslam’ın özüne ve ruhuna asla uygun olmayan çirkin senaryolar sahneye konmuş, bu kirli oyunlara Nur Talebeleri de bulaştırılmak istenmiştir.
Nur Talebeleri, bütün çalkantılar ve kargaşalar arasında hep mutedil davranmışlar, iman ve Kur’an hizmetini hiçbir şeye alet etmeden yollarına devam etme gayretinde olmuşlardır.
Bu asrın ve gelecek dönemlerin en büyük ihtiyacı ve insanlığın huzur ve saadetinin yegâne kaynağı olan iman hakikatlerini muhtaç olan insanlara anlatmak ve onları ikna ederek ebedi kurtuluşun yollarını açmaya çalışmak, hiç şüphesiz insanlığa yapılabilecek en büyük ve en gerekli hizmetlerin başında gelir.
Bir asra yaklaşan bu büyük ve müstakim İslami hizmet ile milyonlarca insan iman hakikatlerini, bütün varlıklarına tahkiki bir şekilde hazmettirerek, başka insanların da imanlarına ve ebedi saadetlerine hizmet etmeyi, hayatlarının en büyük gayesi haline getirdiler.
Ülkemiz ile birlikte dünyanın dört bir tarafında yaşayan, her birisi birer kutup yıldızı vazifesi gören bu kahraman Nur Talebeleri, Müslüman milletimize ve insanlığa kılavuz ve rehber olmanın şeref ve bahtiyarlığını yaşamaya devam etmektedirler.
Büyük bir manevi buhran geçiren, materyalizmin ve hedonizmin pençelerinde kıvranan, insani benliğinden uzaklaşarak farklı yapılara bürünen biçare insanlara, insaf ve vicdan sahibi herkes ve özellikle İslam’a hizmeti dava edinen insanlar, çok daha büyük bir gayret ve fedakârlıkla el uzatmalı ve bu inançsızlık ateşini söndürmeye çalışmalıdırlar.
Yayılma istidadı gösteren ve İslam ülkelerinde de büyük oranda etkili olmaya başlayan bu inançsızlık ateşini söndürmek için, iman sahibi olan herkesin, ellerinden gelen bütün gayretleri göstermeleri gerekir.
Hiçbir insaflı mümin böyle bir kargaşada ve bu müthiş yangın karşısında, bigâne kalamaz ve bugüne kadar büyük bedeller ödenerek elde edilen kazanımların ve alınan mesafelerin berhava olmasına razı olamaz.
Bu büyük inançsızlık ve küfür fırtınalarına karşı Nur Talebeleri, elbette daha büyük bir gayret, vazife aşkı ve heyecan ile çalışmaya devam etmelidirler.
Mademki Nur Talebeleri, Ümmet-i Muhammediyeyi (ASV) sahil-i selamete çıkaran bir gemide çalışan hademelerdir. O halde bu geminin ve mürettebatın zarar görmeden menzil-i maksuduna ulaşması için, herkesten çok daha fazla dikkatli, basiretli ve gayretli olmak zorundadırlar.
Böyle sisli ve zor dönemlerde, elbette hizmet ve hamiyet davasında bulunan Nur Talebeleri, davalarının gerektirdiği bütün hususlara ve hassasiyetlere çok daha fazla itina göstermeli, hizmet prensiplerine bağlılık konusunda taviz vermemelidirler.
Nur Talebeleri her şeyden önce hakkın hatırını âli tutarlar ve hiçbir hatıra, hasis menfaate ve grup fanatizmine feda etmezler.
Nur Talebeleri millete her zaman noktayı istinat ve ümit kaynağı olurlar. Milleti ye'se düşürecek bir hareket ve propaganda içine giremezler.
Nur talebeleri, İslam düşmanlığı tartışma götürmez bir şekilde kesinleşmiş fitne ve nifak ehlini sevindirecek hareketler içinde olamazlar.
Nur Talebeleri Üstad’larından aldıkları dersin gereği olarak dine hizmet eden, dindar ve dine hürmetkâr olan idarecilerin başarı ve selameti için dua ederler.
Nur Talebeleri, devlet idarecilerinin müspet işlerinde her zaman yardımcı olur ve destek verirler. Rekabetkarane düşmanlıklar içine girmezler. Hata ve yanlışları için de, samimi bir şekilde ikaz vazifelerini yerine getirirler.
Nur Talebeleri, dehşetli komitelerin ve şer şebekelerin tuzaklarına düşmez, onların maksatlarına hizmet manasına gelebilecek bir cepheleşmenin parçası ve tarafı olamazlar.
Nur Talebeleri, öncelikle ve her şeyden önce iman hizmetine yoğunlaşır ve mesailerinin büyük bir çoğunluğunu bu mukaddes vazifeye teksif ederler.
Nur Talebeleri, her zaman ve her şekilde hayrın ve hakikatin tarafında olurlar. Mutlak hayrın mümkün olmadığı durumlarda tartışma götürmeyecek şekilde "ehven-i şerri" ihtiyar ederler.
Nur Talebeleri, İslam’a hizmet eden bütün gruplarla, uhuvvet ve tesanüde dayalı bir strateji ile birlikte hareket ederler.
Nur Talebeleri, "dostları ile mürüvvetkarane muaşeret ve düşmanlar ile sulhkarane bir münasebet" içinde olurlar
Nur Talebeleri, İslam’a hizmet edenlerin yolunu açar, onlara destek olur ve onlara ellerinden gelen yardımı yapmaktan geri durmazlar.
Nur Talebeleri, sisli ve puslu havalarda, insanların yanlış yapmalarının ve yanıltılmalarının kolaylaştığı günlerde, bir işaret feneri görevi görürler.
Nur Talebeleri, hayatları boyunca müspet hareketi değişmez bir prensip olarak kabul etmişler, menfi hareketlerin içinde asla olmamışlardır.
Nur Talebeleri, Müslüman kardeşlerine, müminlere asla ve asla tuzak kurmazlar, onların hata ve yanlışlarından menfaat ve rant devşirmezler.
Nur Talebeleri, maddi güç ve kuvveti hedeflemezler, bunları merkeze koymazlar, insanları para makinesi olarak görmezler, tezellül etmezler.
Nur Talebeleri, memurları, amirlerine karşı düşmanlık yapmak için örgütlemezler, onları bu konuda teşvik etmezler.
Nur Talebeleri gördükleri hata ve yanlışları usulüne uygun bir şekilde ve suhuletle çözmeye çalışırlar. Bunları bahane ederek kaos çıkarmazlar.
Nur Talebeleri, intikamkarane hareketlerde bulunmazlar, haklarını meşru dairede savunmakla birlikte, gayrı meşru vasıtalara başvurmazlar.
Nur Talebeleri, müminleri tecessüs ile takip etmez, hata ve kusurlarını basit grup çıkarları ve güç kazanmak için alet etmezler.
Nur Talebeleri müminlerin menfaat ve huzurlarını, kendi huzur ve menfaatlerine tercih ederler. Kendileri için yaşamaz, cemiyet için yaşarlar.
İslam dünyası ve bütün dünyayı ve özellikle gençleri nefsin tuzaklarına düşürerek İslam’dan uzaklaştırmaya çalışan fitne ateşleri, Nur Talebelerinin ve diğer bütün şuurlu müminlerin gayreti, fedakârlığı, asil duruşu ve feraseti sayesinde sönecek ve bu dehşetli tehlikeler inşallah bertaraf edilecektir.
Bizleri bekleyen mes’ud istikbalin kararmaması için hep beraber üzerimize düşen bütün vazifeleri yerine getirmeli, küfür ve nifak odaklarının teşvik ve himayesinde olan bütün fitne ve kargaşa hareketlerinin akim kalması için gayretimiz ile birlikte dualarımızı da eksik etmemeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.