Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Çünkü size çamurdan yaratan, sonra eceli, ölüm zamanını takdir eden ancak O’dur. Kıyametin vakti de O’nun katındadır. Hal böyle iken siz hala şüphe mi ediyorsunuz?”
(Enam, 6/2)
Bu ayet hem Allah’ın varlığının hem de öldükten sonra dirilmenin delillerinden bahsediyor. Ayet önce insanın çamurdan yaratılmasına dikkat çekiyor. Hazreti Adem bildiğimiz çamurdan yaratılmıştır. Allah önce çamurdan bir insan yaratmış, sonra onu ruh üflemiş ve onu canlı hale getirmiştir. Hz. Havva’yı Hz. Adem’den yaratmıştır. Hz. Adem’den sonraki bütün insanlar da aslında dolayısıyla çamurdan yaratılmaya devam ediyor. Çünkü insan, bitki ve hayvan ürünleriyle besleniyor, vitaminlerini alıyor. Hayvanlar da bitkilerle besleniyor. Bitkilerin ise çamurdan başka yiyecekleri yok. İncir çamur yiyor, tatlı üretiyor. Limon çamur yiyor, ekşi üretiyor. Pamuk çamur yiyor, pamuk üretiyor. Topraktaki bütün vitaminler, çeşitli bitkilere veriliyor, onları da hayvanlar ve insanlar tüketiyor. İnsan ayrıca hayvanlardan da istifade ediyor.
O halde insanın asıl maddesi çamurdur. Allah çamurdan insanları yaratıyor. İnsanın eli, ayağı, yüzü, gözü, saçı, kalbi, böbreği, karaciğeri, akciğeri, beyni, aklı, damarları, sinirleri, kanları, hücreleri, alyuvarları, akyuvarları hasılı her şeyi bu çamurdan yaratılıyor. Çamurdan bitkilere ve hayvanlara geçen elementler, vitaminler insanın vücudun şekillenmesinde kullanılıyor. Yenen vitaminlerin hiçbirinde insanın azalarını ve duygularını oluşturma bilgisi ve gücü yok. O halde bütün insanın maddi uzuvlarını ve duygularını Allah yaratıyor. Yoktan var ediyor. Bitkiler, vitaminler sadece bir sebep. Bütün sebepler bir araya toplansa kendi kendine hiçbir şey olmaz. Bizi bir çamurdan mükemmel bir varlık haline getiren Allah, bizi öldükten sonra diriltmeye de kadirdir. Bu O’nun her şeye gücü yettiğini gösteriyor.
İkinci olarak ayet insanın ecelinin ancak Allah tarafından bilindiğini ifade ediyor. Hiçbirimiz ne zaman ve nerede öleceğimizi bilemeyiz. Bu Allah’ın ilminde, bilgisinde olan bir şeydir. Allah’ın ecelimizin ne zaman ve neden olduğunu bize bildirmemesi de bizim için büyük bir rahmettir. Eğer insan nerede, ne zaman nasıl öleceğini bilseydi, hayatta yaşamasının hiçbir anlamı kalmazdı. Hayatının ilk yarısını eğlence ile, ikinci yarısını da hep üzüntüyle geçirirdi. Ecelin ne zaman olduğunun bilinmemesi, insana dünya rızkı için çalışma aşkı veriyor. Her an ölebileceğini düşünmesi ise onun ahirete hazırlanmasına sebep oluyor.
İnsanın eceli bilinmediği gibi dünyanın eceli de bilinmiyor. Kıyametin ne zaman kopacağını da ancak Allah biliyor. Bu da insanların hayatlarında daha dikkatli olmalarını sağlıyor.
O halde Allah hem insanı öldürecek, hem de dünyanın başına kıyameti koparacak. Elbette insanı ve dünyayı yoktan var eden Allah, bunları öldürmeye de, tekrar diriltmeye de gücü yetendir. Bunda hiçbir şüphe ve tereddüt olmamalıdır.
Allah’ım! Sen bizleri ecel vaktimiz gelene kadar sağlıklı, sıhhatli ve imanlı bir şekilde yaşat. Amin.
www.muhabbetmedya.com
Yakını ölen biri için ölen kişinin arkasından ağlamak günah mı? Kader Ölüm İlişkisi
Kıyamet gününde ağlamayacak üç göz
Hz. Muhammed’in (sav) kızı Fatıma’ya kıyamet günü ile ilgili nasihati