Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkanları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar gönderip evlerinin altlarından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helak ettik. Biz onları günahları sebebiyle helak ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.”
(En’am, 6/6)
Allah’ın kanunu olan musibetlerin şifrelerini Kur’an nasıl açıklıyor? Helak olan kavimler neden helak oldu?
“Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkanları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar gönderip evlerinin altlarından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helak ettik. Biz onları günahları sebebiyle helak ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.” (En’am, 6/6)
Bu ayet Allah’ın bir sünnetini; yani bir kanunu bize gösteriyor. O da tarih boyunca birçok kavmin işlediklerini günahları sebebiyle helak edilmeleridir. Kur’an’da anlatılan helak edilen kavimlere baktığımızda, peygamberlerini alaya alan, Allah’a inanmayan, O’na ibadet etmeyen, onun yerine kendileri icat ettikleri putlara tapan, bu inançsızlığın etkisiyle her türlü ahlaksızlığı serbestçe işleyen kavimlerin Allah’ın azabına, helakına maruz kaldığını görüyoruz. Örneğin Nuh suresinde, Nuh aleyhisselam, kavminin maruz kaldığı kırk senelik kıtlıkla ilgili olarak şöyle diyor: “Ey kavmim, başına gelen bunca belalar, işleyegeldiğiniz günahlar ve kusurlar yüzündendir. Allah’a ibadeti bırakıp putlara taparak kainatı yaratan Cenab-ı Hakkı gazaplandırdınız. Bu sebepten yağmurlar kesildi. Sizin yüzünüzden masum hayvanlar da zarar gördü”(Nuh suresi, 11-12)
Hz. Nuh aleyhisselam tebliğ görevini hakkıyla yerine getirmiş ama kavmi onu dinlememişti. Bunun üzerine kendi iradeleriyle küfür ve zulümlerinden dolayı Allah onları tufanla yok etti. Sadece Hz. Nuh’a inananlar kurtuldu.
Kur’an’da helak olan Ad, Semud, Lut kavmi gibi kavimlere baktığımızda hep kendi elleriyle yaptıklarının, kendi iradeleriyle saplandıkları küfür ve zulmün dünyevi cezası olarak büyük helaklara maruz kaldıklarını görürüz.
Ayet kendilerine nimet verilen insanların daha sonra günahlara daldığına dikkat çekiyor. İçine düşülen günahlar ise helaka sebep oluyor.
Ayetin maksadı sadece tarihi olaylara anlatıp insanlara bu konuda bilgi vermek değildir. Ayet kendisine okuyanların ibret almasını istiyor. Küfür, şirk, zulüm ile Allah’a isyan eden milletlerin akıbetleri bu dünya da bile çok kötü olmuş ve olacaktır. Her türlü kötülüğün başı küfürdür, inançsızlıktır. Allah’a ve resulüne inanan insanlar hata yapsalar da bunun ahiretteki sonuçlarını düşünerek hatalarından çabucak dönebiliyorlar. Ama inançsız insanı işlediği küfür, şirk ve zulümden engelleyecek böyle bir güç yoktur. Küfründe, şirkinde, günahlarında ve zulmünde ısrar eden insanların sonu hüsran olmuştur. Hem bu dünyada hüsran, hem de ahirette hüsran....
Şu anda çok şaşaalı görünen bazı ülkelerin insanları, inançsızlık, isyan, günah ve zulümde çizmeyi aşmış durumdalar. Bazı ülkelerin depremle, bazılarının sel ile, bazılarının kasırga ve hortum ile, bazılarının da tsunami ile büyük musibetlere uğraması boşuna değildir. Allah’ın kanunu işlemeye devam ediyor. Bu kainatın yaratılış hikmetine aykırı işler artmaya başladığı anda çeşitli musibetlerle Yüce Allah geride kalanları ikaz ediyor. Bu musibetlerde ölen masum insanlar hakkında ise büyük rahmet eserleri var. Bu musibetler sadece Müslüman olmayanlara gelmez. Müslüman olup da günahlarda ısrarcı olan, tıpkı bir inançsız insansız gibi pervasız bir şekilde günah işleyen insanların da başlarına gelir.
Özellikle de birileri günah işlerken, diğer insanlar seyirci kalır ve o hataları hoş görürse, o takdirde musibet de umumiyet kazanır. Hiç hatası olmayan insanlardan musibetlerden zarar görebilirler. Bunlar da imtihan sırrının bozulmaması içindir. Ve yüce Allah’ın müminlerin musibetten dünyevi zarar görenlere ahirette çok büyük mükafatlarının olacağı ümit edilir.
Allah’ım sen bizleri böyle musibetler ve felaketlerden muhafaza eyle. Amin.
www.muhabbetmedya.com
Her müslümanın musibet anında okuması gereken ayet
Başımıza gelen musibetler ceza mı imtihan mı? Başımıza gelen musibetlere karşı nasıl davranmalıyız?
Peygamberimizin ümmeti için korktuğu imtihan: Bolluk
Allah’ın inkarcılara, kafirlere mühlet vermesi ne demek? Allah’ı inkar edenlerin sonu