Ateist biriyle Arkadaş; Kafirle, Hristiyanla Dost olmak ile ilgili ayet

Ateist biriyle Arkadaş; Kafirle, Hristiyanla Dost olmak ile ilgili ayet

Bir müslümanın çevresindeki ateist biriyle, kafirlerle ya da Hristiyan ve Yahudi gibi başka dinlere mensup bireylerle arkadaşlık kurması, dost olması ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran suresinde geçen bu ayeti doğru anlamak gerekir...

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, artık Allah'tan hiçbir şey beklemesin. Ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı gelmekten size sakındırıyor. Dönüş yalnız onadır.”
(Ali İmran, 3/ 28)

Bu ayet Hatib b. Beltea ve benzerleri hakkında inmiştir. Bunların Yahudilerden dostları vardı ve Müslümanların ne yaptıklarını onlara haber veriyorlardı. Bu ayeti, bu nüzul sebebini ve Peygamberimizin (s.a.v) diğer din mensuplarıyla ya da müşriklerle barış zamanlarındaki ilişkisini de nazara alarak değerlendirmek gerekir. Yoksa ayetin zahiri hükmüne bakarak dünyadaki herkesi hangi durumda olursa olsun, savaşta da barışta da olsa düşman ilan etmek gerekir. Bu da İslamın genel mesajlarıyla bağdaşmaz.

Kafirlerle, Hristiyan ve Yahudilerle üç şekilde dostluk olabilir. Bunlardan birincisi, onların dinlerini, ya da dinsizliklerini hoş görerek, onların batıl dinlerine taraftar olarak onlarla dostluk kurmaktır. Ayette böyle bir dostluk, yakınlık yasaklanıyor. Çünkü küfre rıza küfürdür. Batıl bir dine razı olmak, o dine girmek demektir.

İkincisi, onlarla sadece yakınlıktan ya da komşuluk gibi sebeplerden dolayı dostluk yapmaktır. Bu ayette yasaklanmıyor. Barış zamanlarında bir Müslüman komşusu hangi dine mensup olursa olsun, onunla iyi münasebetler içinde bulunmak durumundadır. Onlara iyi davranmak, iyilik yapmak durumundadır. Peygamberimiz (s.a.v) barış zamanlarında onlarla çok iyi ilişkiler içinde olmuştur. Onların hastalarını ziyaret etmiş, iyilik yapmıştır. Bu, İslamî ve insani bir görevdir.

Üçüncüsü de, onlara yardım etmektir. Eğer bu yardım savaş zamanlarında casusluk şeklinde, müminlerin aleyhine olacak şekilde değilse, yani barış zamanlarında ise makbuldür ve yasaklanmamıştır. Ama savaş zamanlarında onlara yardım etmek, ihanettir. Onlara Müslümanların planlarını söylemek İslam’a, Müslümanlara ihanettir.

Hatib b. Beltaa savaş zamanında Yahudi dostlarına Müslümanların durumunu haber vermişti. Böyle bir dostluk, münafıklık alameti taşıyacağından yasaklanmıştır. O halde bu gibi ayetleri incelerken, anlamaya çalışırken bütün yönleriyle incelemek gerekir. İslam, Müslümanlara savaş açmayan, onları yerlerinden yurtlarından çıkarmayan kimselerle düşman olunmasını istemiyor ve onlarla dostluk yapılmasını, komşuluk haklarına, akrabalık haklarına riayet edilmesini yasaklamıyor, aksine teşvik ediyor. Onlarla ticaret yapmak bile normal şartlarda bu yasaklamanın içine girmez.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum