'Allah'ın ipine sımsıkı sarılın' ayetindeki 'Allah'ın ipi' ne demek?
Al-i İmran Suresinin 103. ayetinde geçen 'Allah’ın ipine sımsıkı sarılın' ifadesi ne demek? Allah’ın ipine sarılmak nasıl olur? Bu ayetin anlamı Peygamber efendimizin birçok hadisi şerifinde desteklenmiştir ve tüm İslam ve iman kardeşleri için önemlidir.
Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın; hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de, O gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine biz , bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi o kurtarmıştı.İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.”
(Al-i İmran, 3/103)
Bu ayetin mesajlarının birincisi “Allah’ın ipine sımsıkı sarılma” emridir. İslam dini dikkat ederek yürünmesi gereken ve yolun kenarlarında uçurumlar bulunan bir ince yoldur. İnsanın bu yolda sağa sola inhiraf etmeden yürümesini sağlayacak şeyler de Allah’ın ipidir. Çünkü böyle bir yolda ayağın kayıp düşülmesi muhtemeldir. Bu korkudan emin olmak için Allah’ın ipine sarılmak gerekir. Allah’ın ipi hadis-i şeriflerde beyan edildiği gibi “Kur’an’dır.” Peygamberimiz (s.a.v), “bir gün gelecek fitneler zuhur edecektir” buyurur. Ashab, “bundan çıkış yolu, fitnelerden kurtulma yolu nasıl olur ya Resulallah”diye sorarlar. Peygamberimiz (s.a.v) , “Bu ancak, içinde sizden öncekilerin ve sizden sonrakilerin haberi bulunan, aranızda da bir hüküm olan Kur’an sayesinde olur. Kur’an hablülmetindir.” (Razi, Mefatihu’l-Ga)
Allah’ın ipi ayrıca, Allah’a itaat etmek, tövbe de ihlas ve cemaat anlamlarına da gelmektedir. Ayetin daha sonraki ifadesinde (veleteferreku) denmesi, bu ipin cemaat olduğuna da işaret ediyor. Yani bu, müminler cemaatine uymak demektir. Bunlar insanı dalaleti düşmekten koruyacak olan unsurlardır. Tek başına insanın İslam’ı yaşaması mümkün değildir. İslam toplum içinde yaşanmak için vardır. Bunu sağlamak için de müminler cemaatine uymak gerekir. Peygamberimizin ve ashabın yolunda gidenlere uymak gerekir.
Ayetin ikinci mesajı, “tefrikaya düşmeyin” şeklindedir. Bununla kastedilen menfi ihtilaftır. Düşmanlıktır. Cahiliyede olduğu gibi basit meselelerden dolayı insanların birbirlerine düşman olması demektir. Bu anlamda ihtilaf sevgi ve kardeşliği ortadan kaldırır. Bazı münafıklar müslümanları birbirine düşürüp onların zayıflamasından istifade etmek ister. Buna da dikkat etmek gerekir. İslam geldikten sonra müslümanları “din” noktasında ihtilafa sürüklemek isteyenler her zaman olur. Ayet bu ihtilaflardan bizi uzaklaştırmak istiyor. Allah bunu yasaklıyor.
Üçüncü olarak Evs ve Hazreç kabilelerinde somut örneği görüldüğü gibi İslam, düşman olan insanların arasında bir kaynaşma meydana getirmiş onları birbirlerine kardeş yapmıştır. İnananlar birbirinin kardeşidir. Bu kardeşlik Allah’ın bir nimetidir. Bir arap atasözü, “Rubbe ahin lek. Lem telid ümmek” der. Yani senin nice kardeşlerin vardır ki, annen onları doğurmamıştır. İşte onlar İslam ve iman kardeşleridir. Kardeş Arapçada “ahun” demektir. Bu da lügatte istek anlamına geliyor. Buna göre kardeş, amacı kardeşinin amacı olan demektir. O halde hepimiz İslam kardeşlerimizi kendimiz gibi düşünmemiz gerekir. Kendimiz için istediğimizi onlar için de isteyeceğiz. Kendimiz için istemediğimizi onlar için de istemeyeceğiz.
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.