Allah’ın bizi gördüğünü bilerek davranırsak...

Allah’ın bizi gördüğünü bilerek davranırsak...

Kişinin Allah’ın huzurunda olduğunu, O'nun kendisini gördüğünü bilerek davranması ve hareketlerini bu inançla düzenlemesi...

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Yüce Allah Bakara Suresi 110. Ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:

“Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için yapıp gönderdiğiniz iyi amelden her şeyi Allah’ın nezdinde bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah yapmakta olduklarınızı noksansız görür.”
(Bakara:2/110)

Bir insan bu dünyadan göçtüğünde onun yakınları “acaba miras olarak ne bıraktı” diye sorarlar. Melekler ise, “Ne getirdi” diye sorarlar. Buradan anlaşılmaktadır ki, insanın dünyada ne bıraktığı değil, ahirete ne götürdüğü önemlidir. Hayır ve iyilik götürürse onu bulacaktır. Şer ve kötülük götürürse Allah’ın katında onu bulacaktır. Bu yüzden insan, “ahirette kendisini kurtaracak bir eseri olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktıklarına da kıymet ve değer vermemelidir.”

Ayette insanın götüreceği hayırlardan sadece ikisi zikrediliyor. Ama bu iki iyilik de birçok iyilikleri içinde barındırıyor. Bunlardan birincisi namazdır. Namaz Allah’a yapılan ibadetlerin en önemlisidir. Çünkü günlük yapılması farzdır. Namaz, her şeyden önce, Cenab-ı Hakk’ın günlük olarak insana vermiş olduğu sağlık, afiyet, zaman, hayırlı kazanç gibi sayısız nimetlerine küçük bir teşekkür mahiyetindedir. Namaz, içinde birçok hayırları barındıran bir ibadettir.

Her şeyden önce namaz, kul ile Allah arasında bir yakınlıktır. Namaz müminin miracıdır. Allah’ın huzuruna çıkmasıdır. Namaz insanın Allah’a münacatıdır, duasıdır, yalvarışıdır. Kişinin Allah’ın huzurunda kıyam etmesi, onun önünde eğilmesi, rüku ve secde etmesidir. Namazda insanın bütün zahirî ve batınî azaları ibadet halindedir. Kalp namazda niyet ve ihlas ile meşgul olmaktadır.

Namaz kılan bir insanın kalbinde hem Allah korkusu vardır, hem de Allah’ın rızasını kazanma vardır. Namazda insan zihni de Allah’ın verdiği nimetlere karşı Allah’a şükretmekle ve onu tazim etmekle meşguldür.

Namaz Allah’ı anma ve hatırlamadır. Namazda insan bütün kötülüklerden uzak kalmaktadır. Bütün duygularıyla Allah’a ibadet etmektedir. İnsan namazda Allah’ın huzurunda olduğunun lezzetini tatmaktadır.

Namaz birçok hayırları içinde barındırıyor. İnsan namazını kıldığı takdirde, dünyevî yaptığı bütün meşru amelleri de ibadet hükmüne geçiyor. Bu yüzden namazı ihmal etmemeliyiz. Peygamberimiz (s.a.v) hadis-i şeriflerinde namazın insanı manevî kirlerden temizlediği bildirilir. İnsanın işlediği küçük günahlar iki namaz arasında affedilmektedir. Diğer günahlardan ise insan namazda Allah’ı ve Allah’ın emirlerini hatırladığı için çabuk tövbe edebilir, bu hatadan dönebilir. Ama namaz kılmayan bir insanın ise kolay kolay Allah hatırına gelmez, yaptığı yanlışlığın, günahın içinde boğulur gider.

Bunun için namaz insanın kurtuluş yoludur. Ahirette her şeyden önce imanlı temiz, selim bir kalp ve namazla Allah’ın huzurunda çıkmak için çaba harcamalıyız. Bizim O’nun huzurunda yüzümüzü ağartacak birinci ibadet namazdır.

Ayette Allah’ın huzuruna götürülecek ikinci önemli ibadet de zekat olarak ifade ediliyor. Allah bazı insanları daha varlıklı kılmıştır. Bu tamamen O’nun takdiridir. O kimisinin rızkını açar, kimisinin rızkını daraltır. Allah’ın kendilerine daha fazla rızık vererek nimetlendirdiği kimselere, fakirlere, yoksullara yardım etmelidir. Bu yardımın dindeki adı “zekat”tır.

Cenab-ı Hak Kur’an’da insanlara bir çok nimetler verdiğini bildirmektedir. Bu nimetlerden fakirlerin de zenginlerin de eşit bir şekilde istifade edebilmesi için zenginlerin fakirlere zekat vermesi gerekmektedir.

Zekat kalplerin birbirine ülfet etmesine sebep olur. Zekatta şefkatin izhar edilmesi, ortaya çıkarılması vardır. Yani zekat veren kişi, zekat verdiği kişiye şefkatini ve sevgisini göstermiş olur. Bu da zekat veren insanın sevilmesine sebep olur. Aynı zamanda zekat vermek Allah’ın rahmetine de kavuşmaya vesiledir. Allah her şeyi görmektedir. Her şeyi bilmektedir. Her şey kaydedilmektedir. Gideceğimiz yere ellerimiz sevaplardan, hayırlardan bomboş gitmek istemiyorsak, şimdiden “hayır” işlemeye başlayalım.

Ayetin sonunda ise Allah’ın Basir olduğuna dikkat çekiliyor. Yani Allah kimin namaz kılıp kılmadığını, kimin zekat verip vermediğini eksiksiz bir şekilde görendir. Bu yüzden namaz kılmam bu yanıma kar kalır, zekat vermem unutulur gibi bir ihtimal söz konusu değildir. Bu yüzden namaz, zekat gibi ibadetlerimizi ve ahlaki davranışlarımızı hep bu Allah’ın bizi görüp gözetlediği inancıyla yapmalıyız .

Allah’ım sen bizleri namazı hakkıyla kılan, orucu hakkıyla tutan, seni görüyormuşçasına davranan gerçek müminlerden eyle. Amin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.