Prof. Dr. Mehmet Görmez: Örtünme ideolojik simge değil ayettir
Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez, İslam Düşünce Enstitüsü Youtube kanalında örtünmenin felsefesin ve yeniden temellendirilmesi üzerinde durdu.
Muhabbet Medya - Haber Merkezi
“Takva elbisesi örtünmenin zirvesidir.”
Mehmet Görmez
Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam Düşünce Enstitüsü Youtube kanalında örtünmenin felsefesin ve yeniden temellendirilmesi üzerinde durdu. Görmez konuşmasında örtünmenin tarih boyunca bütün din ve medeniyetlerde insan için ahlak sistemlerinde asıl olduğunu dile getirerek, sanayi devrimiyle birlikte bir çok konuda olduğu gibi örtünme konusunda da bir çok değişim ve dönüşüm geçirdiğini söyledi.
Konuşmasında modern zamanlarda örtünme kadar itibarsızlaştıran, beden teşhiri kadar özendirilen başka bir şey olmadığına değinen Görmez, “Modern zamanlar kendisine sömürge alanı olarak insan bedenini seçmiştir. 1950’lerde başlayan cinsel devrim ile birlikte bedenin bir mülkiyet olarak algılanması cinselliği bir meta haline getirmiş, insan bedenini teşhir etmeyi, cinselliği öne geçirmeyi genel geçer bir kurul olarak tercih etmiştir” dedi.
İslam insanı teşhir girdabından kurtarmaya çalışıyor
Görmez dijitalleşme ile birlikte bir sanal ekran uygarlığı kurulduğunu, bu uygarlıkta haz eksenli bir görsel idrakin egemen olduğunu ifade ederek, bu uygarlığın en büyük hareket noktasının göz olduğunu, en büyük eyleminin düşünmek değil bakmak, müşahede etmek değil, seyretmek olduğunu bildirdi.
Görsel idrakin egemenliğinin örtünmenin manevî, dinî, fıtrî, metafizik anlamını kaybetmesine, ilahî maksadının ortadan kalkmasına, ahlakî zemininden kopmasına yol açtığına işaret eden Mehmet Görmez, “bugün modernleşme ve küreselleşmenin ve dijitalleşmenin bütün bu meydan okumalarına karşı çıkan,insanı örtünmeye davet ederek bu teşhir girdabından kurtarmaya çalışan, insana iffeti, hayayı, izzeti salık veren bir tek yüce İslam dininin şaşmaz ölçü ve prensipleridir” şeklinde konuşarak şunları söyledi:
“İslamda örtünme meselesinin bazı alimler tarafından yanlış temeller üzere bina edilmesi, Müslümanların örtünmenin hikmet ve felsefesini iyi izah edememesi, bu konuda tutarsız davranışların, örtünmenin yalnızca kadına has bir emirmiş gibi sunulması, erkeklerin dine baskın çıkan töresel bakışlarının, örtünmenin kadının hayata katılması değil de hayattan tecrit edilmesi olarak yorumlanması ve uygulanması, örtünmenin tamamlayıcı bir cüzü olan başörtüsünün islamofobik bir nefrete muhatap edilmesi ve terkedilmesi , bu terkin özgürlük kurgusu üzerinden sunulması, örtülü kadınların temsil yükü islam dünyasında da aynı sorunların daha çelişkili olarak yaygınlaşmasına neden olmuştur.”
Fıtratın insana doğuştan yüklenen ilahî bir yazılım olduğuna dikkat çeken Görmez, örtünme ve onun dayandığı iffet, haya gibi yüksek duyguların bu fıtrat yazılımında var olduğunu, Hz. Adem ve Havva’nın cennette kalırken şeytanın aldatmasıyla yasak ağacın meyvesinden yediklerinde açılan avret mahallerini örtmeye çalışmalarının, örtünmenin fıtrat yazılımında var olduğuna delil teşkil ettiğini ifade ederek şöyle dedi:
“Örtünme sadece görsel değil, göksel bir nimettir. Çünkü Yüce Allah ayetinde “Ben size elbise endirdim” buyuruyor. Aynı zamanda örtünme bir takva,bir arınma ve izzet olarak Allah’ın nimetidir. Bu nimet Allah’ı her an görüyormuşcasına ihsan şuuruyla hareket etmeyi iktiza eder. Bu da ancak takva elbisesini giymekle mümkündür. Kur’an’da geçen takva elbisesi sadece fiziksel bir örtü değildir. takva elbisesi insanın kendine, rabbine aleme karşı sorumluluk bilinciyle kuşanmaktır. Bedensel örtünmeyi anlamlı kılandır. Örtünmeye ruhunu verendir. Tüm örtünmelerin zirvesidir. Takva elbisesi olmazsa beden örtüsü kuru bir görüntüden ibaret kalır. Bu fıtri temellendirmedir.”
Örtünme Rabbin Nazarına hitap eder
İkinci temellendirmenin kelami temellendirme olduğunu söyleyen Görmez, örtünmenin zannedildiği gibi sadece insan-insan ve kadın- erkek ilişkisi tanzim etmekten, düzenlemekten ibaret olmadığını ifade ederek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“örtünmenin insan-Allah ilişkisine bakan çok önemli bir yönü vardır. insan Allah ilişkisi yalnızca kulluk ve rububiyet ilişkisi değildir. insan ile Allah ilişkisi aynı samanda ve şahid- meşhud ilişkisidir. Bir gören görünen ilişkisidir. Kur’an’a göre Allah insanı görüyor. Bu yüzden örtünme yalnızca aynadaki ben’e sokaktaki insana değil Rabbin nazarına hitap eder. Zira hiçbir nazar en yüce Nazır’ın nazarından daha kıymetli değildir.”
Örtünmenin yaratılış gayesiyle ilişkisi olduğunu, örtünmenin ve beden mahremiyetini korumanın Allah’ın insanlardan istediği yüce değerlerden birisi olduğuna değinen Görmez, “Örtünme herhangi bir ideolojinin simgesi değildir. inancın, iffetin bir göstergesidir. İstikametin, izzetin, kimliğin bir çeşit dışa vurumudur. Buna göre örtünme insana edebi kuşandırır. İnsanın arınmış bir ruh ile yaşamasını sağlar. Örtünme bir simge değildir, ille bir kelime kullanacaksanız o bir ayettir. Ne fark eder? Simge maddî, ayet ise manevîdir, ruhîdir” dedi.
Örtünme şeref şiarıdır
Mehmet Görmez konuşmasında Örtünmenin üçüncü temellendirmesinin fıkhî temellendirme olduğuna da temas ederek, islam alimlerinin örtünmeyi fitne ve avret kavramı üzerine bina ettiklerini, bu bakış açısının da nassın sınırlarını aşarak bir takım törelere davetiye çıkardığını bildirdi ve şöyle dedi:
“Erkeği kayıran, erkeğin tesettür konusundaki tutarsızlıklarını meşrulaştıran erkek zaviyesinden bir tesettür felsefesi dinî değil, töreseldir. Örtünmeyi sadece avret ve fitne kavramları üzerinden temellendirdiğimizde örtünmenin yalnızca kadın erkek ilişkisini tanzim eden bir şey olarak takdim edilmiş olur. Erkeğin fitneye düşmemesi için kadının örtünmesi emredilmiş gibi anlaşılır. Oysa bu da gençler nezdinde ilahi adalete uygun bir değerlendirme olarak görülmez. İtirazlar bu yönde geliyor. Bu takdirde örtünmenin şekil şartlarını yerine getirir ama örtünmenin ruhunu kaybederiz. İslamda örtünme kadınların sadece yüzlerine ve vücutlarına ait değil, hürmetlerine ve hukuklarına dairdir. Örtünme avret perdesi olarak emredilmemiş, şeref şiarı, ismet ridası yahut hürmet ihramı olarak farz kılınmıştır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.