Varlık tümüyle hayırdır. Her varlık bir hayır tarafıyla, iyiye, doğruya, güzele bir meyil ile yaratılır. Bizim bilmememiz onun şer, çirkin, kötü, faydasız olduğunu göstermez. Zaten insanoğlu neyi ne kadar biliyor ki?

Beynimizde her an, her saniye pek çok elektrik akımları dolaşıyor. Bir bölgedeki akımlar üzüntü, diğer bölgedeki mutluluk, bir başkası huzur, korku, sevgi şeklinde ortaya çıkıyor. Sevinince beynimizin bir bölgesinde elektrik akımı olduğunu biliyoruz. Ama sevinci doğuran sebebin o elektrik akımı olmadığı aşikar. Duygularımız doğrudan doğruya yaratıcıdan gönderilen ikramlar halinde çalışıyor.

Çayırda meleyen kuzuyu seviyoruz. O kuzunun soframızdaki güzel pişmiş et halini de seviyoruz. Kuzu çayırda melemesiyle de, soframızdaki yemek haliyle de insan için yaratılmış. Kuzu da güzel, mangaldaki köfte de, kelle paça çorbası da.

Bizim oralarda domuzlar ikindiden sonra ormandan sahile iner. Piknikçilerin bıraktıklarını yemek için. Aile boyu. Baba, anne, çocuklar.

Domuz kötü müdür? Domuzun yaratılışı ile kuzunun yaratılışı arasında fark nedir? İkisi de Allah’ın mahluku değil mi?

Ben sahilde karpuz kabuklarını yiyen domuzları seyretmeğe bayılırım. Hele yavruları çok şirinler.

Domuzun yaratılışı günah değil. Yaratan sadece diyor ki domuz eti yemeyin. Domuzu yiyerek günahlaştıran biziz. Allah domuzu günah, kötü, şer olarak yaratmadı.

Aynı bir zamanlar İsrailoğullarına cumartesi günü balık avlamayı yasaklaması gibi. 6 gün serbest olan balık avlamak cumartesi niye yasak? Bu cumartesilerin kötü, uğursuz, sakıncalı olduğunu mu gösterir?

Nimetler de, yasaklar da insanın terakkisi içindir.

Normal zamanda yediğin şeyleri ramazanda yemezsin. Bu onların kötü olduğunu göstermez.

Adam öldürmek günahtır, ama cihadda sevaptır.

Cimrilik kötüdür ona benzeyen iktisat iyidir.

Bir çocuğa tebessüm iyidir, sevaptır. Bir zulme tebessüm kötüdür, günahtır.

Aslında günah yoktur.

Biz irademizi kötüye kullanarak bir şeyi günaha dönüştürürüz. Allah da vazettiği sünnetullah gereği bizim tercih ettiğimiz günahı yaratır.

Allah soyut anlamda, sebepsiz günah yaratmaz.

Allah’ın yarattığı her şey hayırdır, güzeldir, anlamlıdır.

Günah rüzgara karşı koşmak gibidir.

Rüzgar (Allah’ın külli iradesi) her daim hayra, güzele, huzura, sevince doğru eser.

Gazali’nin hadis diye aktardığı muhteşem bir sözün tam zamanı:

“Hayatımızda Rabbimizin (rüzgarları) ilhamkâr lütufları vardır. Onlara karşı uyanık, dikkatli bulunun.”