Serinin önceki yazıları:
İbrahimi Çağrıya İcabet Edenler -1 Hac Notları
İbrahimi Çağrıya İcabet Edenler -2 Hac Notları
İbrahimi Çağrıya İcabet Edenler -3 Hac Notları
11) HATİM DAĞITMA VE GÜNLÜK CÜZ OKUMA
Kutsal topraklara vardığınızda adete bu dünyadan farklı bir dünyaya, ahiret hayatına benzer bir yere gittiğinizi hissediyorsunuz.
Zira; Hac ibadeti ahiretin bir provası idi.
Burada ki günlerinizi, saatlerinizi hatta dakikalarınızı bile çok iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Oradaki vazifeniz yalnızca ibadet etmek. Bunun için bolca Kur’an-ı Kerimi okumalı idik. Bizde öyle yaptık.
Mekke’ye ilk gidip otele yerleştiğimizde; 2-3 gün içerisinde her gün bir cüz okuyarak 30 cüzü dağıtayım istedim. Lakin 4-5 kişi ancak bulabildim.
Zira; gelen hacıların yaş ortalaması ve günlük bir cüzü okuyamayacak derecede olmaları nedeniyle cüzleri dağıtamadım.
Kafile başkanı ve grup sorumlusuna durumu ilettiğimde, onlarda toplu olarak aynı anda cüzleri dağıtır ve hatmi de tamamlarız dediler. Ve öyle yaparak toplu halde hatmi tamamladık.
Bunun dışında da bireysel Kuran-ı Kerimin hatmi için niyetlenmiştim. Kabe’de , mataf alanı ve 1. katta tavaf ederken, her şavtta okunması gereken duaları okuduktan sonra geri kalan zamanda her bir tavaf da bir cüzü rahatlıkla okuyabildik elhamdülillah. Rabbim kabul eylesin.
Dolayısı ile kendim şahsi bir hatmi tamamlamış olduk bin şükür.
12) ÜZERİNİZDEKİ BÜTÜN SELAMLARI SAHİBİNE İLETME
Hacca gitmek için kesin kayıt yaptırdığınızdan itibaren bütün yakınlarınız, akrabalarınız, dostlarınız, iş arkadaşlarınızın sizlere söyledikleri “bizden de selam söyleyin” cümlesidir.
Öyle ya, kutsal bir yolculuğa Yüce Rabbimizin davetlisi olarak gidiyorduk. Ve bizden de selam götürmemizi istiyorlardı.
Bazı tanıdıklar, özel dua metnini verip kendileri için bu duayı Kabe’de yapmamızı istiyorlardı.
Bir de baktık ki, selam gönderenlerin sayısı o kadar çoğaldı ki, unutmamak için, küçük bir ajanda not defteri tedarik ettim. Kim, benden de selam söyle diyor ise, hemen anında not almıştım.
Bizde hakkı ve hukuku olan bütün herkesle helalleşmemiz gerekiyordu.
Zira, Yüce Rabbimiz; benim karşıma kulumun hakkı ile gelmeyin diyordu.
Kâbe’ye gittiğimizde, küçük ajandamızda kayıtlı yaklaşık yüz kadar sayfa da, ismini yazdıran ve bizden de selam söyle diyen herkesin selamını, yerine ulaştırdık. Rabbimize binlerce şükür olsun.
Foto : 15 – Kabe’ye gönderilen selamlara ait not defteri
13) ÖNCEDEN YÜRÜYÜŞ YAPMANIN ÖNEMİ
Hac ibadeti, bilindiği üzere hem mal hem bedenle yapılan bir ibadettir.
Bu nedenle vücut sağlığınızın, kondisyonunuzun iyi durumda olması gerekiyor.
Bedeniniz, buna dayanıklı ve alışkın olması son derece önemli idi.
Bununla ilgili, hacca gitmeden önce, çeşitli doğal vitaminleri de yanımıza almıştık.
12 yıl, Ankara, Keçiören Kalaba spor merkezinde; düzenli spor ve yürüyüş yapıyordum. Bu yaptığım sporun, hac ibadetinde bu kadar işe yaracağını hiç düşünmemiştim.
Zira; Otelimiz Mekke’de Kâbe’ye 1200 metre mesafede olup yürüme 12-15 dakika da çok rahat gidebiliyorduk.
Mescid-i Haramda, yapacağınız tavaflar sizin bu vücut kondisyonunuza bağlı idi.
Türkiye’den antrenmanlı olarak hacca gitmek, orada yaptığınız ibadete ayrı bir değer, lezzet katıyordu.
Zira yorgunluğu daha az hissediyor, yalnızca Kabe’de yapılabilecek olan tavaf ibadetini, bolca yapabiliyorsunuz.
14) ARAFATA HAZIRLIK
24 Haziran 2024 gününden itibaren Arafat için hazırlıklar başladı. 28 Haziran 2023 Kurban Bayramı oluyordu. Yani bayrama 4 gün kala bütün hacı adaylarını Arafat’a gitmek için heyecanlı bir hazırlık içerisinde idi.
Zira; Resûl-i Ekrem (SAV) 632 yılında ilk ve tek haccını yapmış; akabinde Arafat’da, Mina ve Akabe’de okuduğu hutbe Vedâ haccı ve Hutbesi olarak tarihe geçmiş, bundan 3 ay sonrada ruhunu Rahmeti Rahmana teslim etmişti.
Peygamber efendimizin bu hutbelerinde söylediği sözler âdeta bir vedalaşma gibiydi. Orada bulunanların şahsında bütün ümmetine mesajlar veren Resulullah, hitabelerinin sonunda ashaba Allah’ın kendisine verdiği tebliğ görevini yerine getirip getirmediğini sormuş ve “evet” cevabını alınca, üç defa “Tebliğ ettim Allahım, Şahit ol! Ya Rab, Şahit ol! Ya Rab, Şahit ol! Ya Rab” demiştir.
Bütün hacı adayları, Hz. Resulullah’ın “Hac Arafat’tır” şeklinde söylediği yolculuğa, bedenle, sıhhi, manevi hazırlıklar yapıyordu. Zira, bir hacı adayı, ihrama da girse, ne kadar da tavaf etse, Arafat vakfesini yapmadıktan sonra hacı olamıyordu.
Maddi hazırlık olarak, sırt çantanıza alacağınız eşya ve malzemeleri bir bir planlayarak koyuyorsunuz. Giyeceğiniz çok rahat bir terlik, ağrı kesici ilaç, yeteri kadar su, yiyecek, vs almanız gerekiyor.
Fazla eşya alıp yük yapmamanız önemli. Bunun için gerektiği kadar, eşya malzemeleri almalısınız.
Manevi olarak, Arafat’a çıkmadan önce helallik almayı unuttuklarınız var ise, onlardan helallik almanız gerekiyor. Bu nedenle manevi olarak hazırlanmanız önemli.
Telbiye günü olan 8. Zilhicce günü Arafat yoluna çıkan hacı adayları 9. Zilhicce Arefe gününü Arafat'da geçirme zorunluluğu var. Hacı ne kadar hasta bile olsa ambulans ve diğer özel araçlarla mutlaka Arafat’a çıkartılıyordu.
Bizde Arafat’a çıkmak için; 26 Haziran 2023 Pazartesi günü, yani arifeden bir gün önce şerife günü, ikindi namazı sonrası otelde ihramlarımızı giydik, ihram dualarımızı yaptık.
Artık ihram yasakları başlamıştı. Hiçbir kimseyi incitmeyecek ve kırmayacaksınız. Cidal, ağız tartışması yasak. Telbiye ve zikrullah ile meşgul olmalısınız. Otobüslere grup grup binerek Arafat’a hareket ettik.
Her bir kafilenin Arafat’ta hangi mektepde çadırda kalacağı önceden belirlendiğinden doğruca o çadıra gittik. Arafat’ta hacılara çadırlar da sünger yatak, yastık ve pike, kumanya da verilmesi çok iyi düşünülmüş çay kazanları bolca mevcuttu…
Mekke'ye 25 kilometre mesafe olan Arafat’ta, gerçekten mahşeri bir kalabalık vardı. Daha önce böyle bir kalabalık görmemiş olabilirsiniz. Bütün erkek hacılar kefenleri gibi olan ihramları ile adeta ahiretin bir provasını yaşıyorduk.
Çadırlarda ibadet, tespih, zikrullah ile geçirdiğimiz o gece büyük bir haz aldık. Ertesi günü arefe sabah namazı telviye vaktinin başlangıcı idi.
Foto : 16 – Arafat Çadırında Hacılarımızla.
Zira, yeryüzünde ki bütün müminler nerede olurlarsa olsunlar teşrik tekbirleri ile Arafat’ta bulunan hacılara manen iştirak ediyorlardı. Arafat çadırları arasında, kurulan hoparlör sistemi ile bütün çadırlara canlı ses yayınının olması enfesti.
Sabah namazında başlayıp, öğle namazına kadar, hiç ara verilmeden sürekli Kur’an-ı Kerim, tesbihat, telbiye, teşrik tekbirleri, tövbe i istiğfar getirerek planlama yapılması takdire şayan.
Dursun Ali Erzincanlı’nın Veda Hutbesini okumasından, Diyanet İşleri Başkanının Arafat Vakfesini yaptırmasına kadar, hepsi çok güzel düşünülmüş. Arafat Vakfesi öncesi ve sonrası iyi değerlendirildiğini gördük.
Tam öğle vakti olunca, Arafat vakfesi ve duası yapıldı. Bütün hacılar Arafat vakfe sonrası, gözyaşları içinde birbirlerine sarıldılar. Bu çok büyük bir mutluluktu. Rabbim gitmek isteyip de gidemeyen herkese bu anı yaşamayı nasip etsin inşallah…
Bizde Rabbimize şükrettik. Çünkü Rasulullah SAV haccı hakkıyla yapan annesinden yeni doğmuş gibi dünyaya gelir buyuruyordu.
Öğle namazını kıldık. Hemen kamet getirilerek arkasından ikindi namazı kılarak birleştirdik. Buna Cem-i takdim deniliyor. Yani ikindinin bir önceki vakit olan öğle namazına birleştirilerek cem yapılması anlamına geliyor.
Arafat’a çadırlara ilk gittiğimizde bazı hacı adaylarının yönelttikleri “Biz ne zaman Arafat’a çıkacağız? ” sorusu idi. “Burası Arafat geldik” cevabı karşısında şaşkınlıkları hemen belli oluyordu. Çünkü; Arafat denilince hep akıllara “Cebeli Rahme” tepesi geliyordu.
Zira; yetkililer tarafından Arafat çadırlarında; “kimse çadırlardan dışarı çıkmasın, çadırlardan ayrılmayın” şeklinde sürekli uyarılar yapıyorlardı. Çünkü gündüz hava sıcaktı. Hacıların yoğunluğu da malumdu.
Sıcak hava ve iklim nedeniyle birçok hacı Cebeli Rahme’yi göremeden tekrar otobüslere binerek Müzdelife vakfesi için oradan ayrılıyordu.
Bu nedenle hava serinleyince ikindi namazını müteakip Cebeli Rahme’ye gitmek istiyorduk. Öyle ya bu fırsat her zaman gelmezdi. Akşam gün batımı Arafat’tan ayrılacaktık. Başka bir zaman “Cebeli Rahme”ye gelsek bile bu mahşeri kalabalığı, bir daha görmemiz mümkün değildi.
Kafile başkanına; bir grup hacı arkadaşımızla birlikte “Cebeli Rahme’ye gitmek istediğimizi” ifade ettik.
Kafile başkanı “oraya nasıl gideceksiniz, orayı nasıl bulacaksınız, gidip gelmeniz zor” ifadesi üzerine, Google maps’den “Cebeli Rahme’nin yürüme mesafesi 1200 metre yürüme süresi 12 dakika” olarak verdiğini cep telefonumuzdan gösterdik.
Bunun üzerine “size 35-40 dakika süre ile izin veriyorum, hemen gidin gelin” şeklinde söylemesi bizleri çok mutlu etti. Kendisine teşekkür ettik. Bu bizim için büyük bir fırsattı. Bunu hemen değerlendirmeli idik.
Kafileden, 17 hacı arkadaşımız ile birlikte, Google maps’den yürüme rotasını takip ederek Cebeli Rahme’ye gittik. Aman Allah’ım. Ne müthiş bir mahşeri kalabalık. Nasıl bir insan seli var. Cebeli Rahme tepesi, ihramlı hacılardan dolayı bembeyaz olmuştu.
İnsan kalabalığından dolayı tepe görünmüyordu. Tabiri caizse, iğne atsanız yere düşmeyecek şekilde idi. Bu anı yaşamak, insana büyük bir haz veriyordu.
Adeta, ahiretin provasını yaşıyorduk. Burada hatim duamızı, tövbe-i istiğfarları yaptık elhamdülillah. Rabbim kabul eylesin.
Cebeli Rahme, Arafat ovasında Arafat dağı olarak bilinen granit taşlardan oluşmuş bir tepedir.
Hz. Adem A.S.’ın yeryüzüne inişinin yüzüncü senesinde Kâbe’nin inşası tamamlandıktan sonra Hz. Havva Validemizle buluştukları mübarek mevkiidir.
Yani bütün beni Ademin, insanlığın, “baba ocağı”, “ana kucağı” oluyor.
Foto : 17 – Arafat Cebeli Rahme’de alt grup hacılarımızla.
devam edecek…