İbrahim-i Çağrıya İcabet Edecek Edenler -2 Hac Notları

Cemalettin Söğüt

Serinin önceki yazıları:

4) HAC ÖNCESİ UMRE YAPMANIN ÖNEMİ

Bilindiği üzere hem ülkemiz hem de bütün dünya İslam ülkelerinin genelinde Müslümanların hac için yoğun başvurusu nedeniyle kota uygulamasına geçilmiş.

Lakin umre için böyle bir kota kısıtlaması olmadığından her isteyen umreye gidebiliyor.

Burada tavsiyemiz hacca yazılıp kura sırası gelmeyen hacı adaylarının muhakkak bir umre ziyareti yapmalarıdır. Çünkü mukaddes beldede hac sembollerini tanımaları umre yaparak bir nevi görerek yaşayarak hazırlık yapma imkânı oluyordu.

Gerçekten de hac öncesi umreye gelmiş hacı adayları hiç gelmemişlere göre çok daha farklılığını gösterip öz güvenle ibadetlerini yapabiliyor.

Foto: 5 - Kabe iç ve dış avlu resimleri

5) KURAN, CEVŞEN VE TESBİHAT BİLMENİN ÖNEMİ

Kâbe’nin etrafında dönerek yapılan tavaf ibadeti dünyanın başka hiçbir yerinde yapma imkânı yoktu. Zira namaz, oruç, zekât gibi ibadetler her yer de yapıldığı halde hac görevi yalnızca bu mukaddes topraklarda yapılabiliyordu.

Sözlükte “bir şeyin çevresinde dönmek, dolaşmak” anlamındaki tavâf kelimesi fıkıh terimi olarak usulüne uygun şekilde Kâbe'nin etrafında dönmeyi ifade eder. Kâbe sol tarafa alınarak Hacerülesved hizasından başlanıp aynı noktada tamamlanan her dönüşe “şavt” ve yedi şavta “tavaf” adı verilir.

Kur'ân, “Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O'nu tesbih eder” buyuruyor. Yedi defa dönmekle insan nefsin en aşağı mertebesinden Allah katında semavatın üstüne, en ala yere, ala-yı illiyyîn'e yükselir. Nefs-i emmareden nefs-i mutmeinneye çıkar.

Hacer-i Esved'in hizasından başlayarak Kabe-i Muazzama'nın (sol tarafımıza alınması suretiyle) etrafında yedi defa dönmektir. Kabe'nin etrafındaki her bir dönüşe şavt denir. Yedi (7) şavt toplamda bir tavaf eder.

Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığının dağıttığı kitapçıklarda her şavt’ta okunacak dualar vardı. Lakin bu duaları bitirince Rabbimize niyaz ve duaların azamı cevşen ve tesbihat okuyarak daha da ayrı bir lezzet katıyordu.

Yani hacerül esvedi selamlayarak başlayıp yine aynı yerde 7 defa selamlayarak bitirmeniz gerekiyordu.

En sonunda, tavaf namazı kılarak dua edip tavafı tamamlamanız gerekiyor.

Malumunuz, Cevşen-i Kebîr. denilince dua akla gelir. Mûsâ el-Kâzım – Ca‘fer es-Sâdık – Muhammed el-Bâkır – Zeynelâbidîn – Hz. Hüseyin ve Hz. Ali yoluyla Hz. Peygamber’e isnat edilir. Asr-ı saâdet’te cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada Hz. Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrâil gelmiş ve, “Ey Muhammed! Rabbin sana selâm ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır” demiştir.

6) DATA/İNTERNET HAT ÖNEMİ

Türkiye’den kutsal topraklara gittiğinizde en önemli hususlardan biri de haberleşme ve iletişimdi.

Ülkemizde; 3 GSM operatörlerinin yetkili bayilerini ziyaret ettim.

Lakin hepsi de yurt dışı paketlerinde konuşma dakika olarak veriyor, internet hattı vermiyorlardı. Verenler ise, günlük mb(megabayt) çok düşük kapasitede veriyordu. Bu da maliyetli oluyordu.

Otelde, WİFİ olduğunu söyleseler de otelin internet ağı, bant darlığı, aynı anda girenlerin yoğunluğu nedeniyle iletişim sağlanamayabiliyordu.

Sonra, otelden ayrıldığınızda dünya ile bağınız kopuyordu. Zira, Diyanet İşleri Başkanlığı bütün hac görevlilerine, Suudi hattı dağıtmıştı.

Yetkili görevli arkadaşlara Suudi telefon hattından ulaşmanız, daha kolay ve hızlı oluyordu. Bu nedenle en güzeli, kutsal topraklara inince internet paket hattı almaktı.

Bizde öyle yaptık. 35 SAR ile 15 gün, bitince bir 15 gün daha yeni paket aldık.

Çok daha uygun bir bedel ile hem görüntülü konuşma hem adres navigasyon bilgisi, Google maps, kutsal tarihi mekân bilgileri, ilmihal bilgileri, belki de en çok kullandığım google çeviri uygulaması ile bütün dillere anlık tercüme yapabiliyorduk.

İslam ülkelerinden gelen bütün hacıların kutsal mekanlarda, gsm operatörlerinin önünde internet/data hattı almak için sıraya girmesi bunu açıkça gösteriyordu.

Artık konuşma paketleri yerine internet hattı çok daha fazla kullanılıyordu. Zira; bilgi bir güç, bir avantajdı.

Orada taksi şoförleri her biri ayrı bir ülkeden gelmiş oraya yerleşmiş kişilerdi. Hatta; Kurban bayramına 4-5 gün kala ve bayramın bir hafta sonrasına kadar, insan yoğunluğundan dolayı bütün otobüs servisleri iptal edilerek, çalışma yasağı geliyor.

Böyle durumda, Mekke’de ne kadar özel araç var ise, o günlerde ticari taksi olarak hizmet vermesine izin veriyorlardı.

Mescid-i Haram’a en yakın mesafeye kadar yaşlılara, engellilere taksiyle gitmesine izin veriliyor.

Taksiye binmeden önce şoför ile pazarlık yapmanız gerekiyor. Zira yılda bir defa yapılan Hac farizası günlerinde talep fazla olunca fiyatlar yükselebiliyor.

Mekke’de o kadar çok otel var ki, otelin ismini bölgeyi söyleseniz bile şoför anlamakta güçlük çekebiliyor.

Gideceğiniz yerin mesafesini internetten şoföre gösterdiğinizde, fiyat almamız ve anlaşmamız daha kolay oluyordu.

7) KABE / MESCİDİ HARAM

Kuran-ı Kerim Yüce Rabbimiz “Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev -mâbed- Mekke’deki -Kâbe-’dir.” buyuruyor.(Âl-i İmrân 3/96).

Yine “Bir zamanlar İbrâhim’e beytin yerini göstermiş -ve şöyle demiştik-: Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf eden, kıyamda bulunan, rükû ve secde edenlere evimi temiz tut” (El-Hac 22/26);

Bu âyetlerden Kâbe’nin Hz. İbrâhim’den önce de var olduğunu, ancak yıkılıp uzun zaman içinde yerinin kaybolduğu ve Hz. İbrâhim tarafından bulunarak yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır.

Hz. İbrahim’e “İnsanlara hac ibadetini duyur; gerek yaya olarak gerekse yorgun argın develer üzerinde uzak yollardan gelerek sana ulaşsınlar.”(Hac Süresi 27)

Yani “Ey İbrahim! Emrimizle inşa edip hazırladığın şu beyti yani Kâbe`yi ziyaret edip tavaf etmek için insanları hacca çağır, onlara haccı ilan et. Bunu yaptığın takdirde, bir de bakarsın ki, onların gerek yayan olarak ve gerek zayıf develer üzerinde binekli olarak uzak memleketlerden, derin vadilerden ve dağ geçitlerinden yol kat ederek akın akın Mekke`ye geleceklerini, gece gündüz bu beytin etrafından boşalmayacaklarını göreceksin.”

Evet bu İbrahim’i çağrıya “Lebbeyk”, diyerek icabet etmek. Yani; “Buyur ey Rabbim huzuruna geldim, emrin üzere geldim, bedenimle, ruhumla, malımla, mülkümle, her şeyimle senin emrine amadeyim ve sana teslim oldum.” denilerek o anları yaşamanın hazzını alabilmek ne güzel.

Foto : 6 – Kutsal Mekan KABE

8) ULUL EMRE İTAAT ve TAVAF

Hac yolculuğuna çıkmadan önce görüştüğümüz dost ve ahbaplarımız Kâbe’nin hemen yanı olan Mataf alanına yalnızca ihramlıların alındığını, ihramlı değilseniz Kâbe’nin 1.2. katlarında tavaf yapabileceğinizi ifade ediyorlardı.

Bilindiği üzere tavafın yapıldığı alana metâf alanı diyoruz. Tavaf eden kişi, her şeyin başka bir şeyin etrafında belli bir düzen içinde döndüğü kozmik düzenin bir parçası olmayı kendi iradesiyle kabul ederek bu harekete katılmaktadır.

Tavaf kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de geçmemekle birlikte bir âyette Kâbe’yi tavafla ilgili fiil (el-Hac 22/29) ve iki âyette Kâbe’yi tavaf edenleri belirtmek için “tâifîn” (el-Bakara 2/125; el-Hac 22/26) kullanılmış, Safâ ve Merve tepeleri arasında yapılan sa‘y de tavaf etmek fiiliyle belirtilmiş (el-Bakara 2/158).

Foto : 7 – Kabe de mataf alanı

Mataf alanında 25-30 dakikada 1 tavaf, yani 7-yedi- şavt tamamlanırken 1.2. katlarda bu süre 1,5 saati buluyordu.

Zaruret var deyip ihram girmek için hil bölgesine gitmeden ve umreye niyetlenmeden Kâbe’ye gidilebileceğini söylüyorlardı.

Lakin Mekke’ye gidip Kâbe de o yoğunluğu görünce başka bir mümin kardeşimin hakkına almamak için asla böyle bir hususa tevessül etmemiştik.

Yaptığımız bütün tavaf ibadetlerini umreye niyetlenip ihrama hil bölgesinde yani Hz Aişe Mescidi yada Mescid-i Cirane de girip Kâbe’nin mataf alanında tavafı müteakip say ile tamamladık.

Yok yalnızca ihram olmadan sivil bir şekilde tavaf ibadeti yapacak isek Kâbe’nin 1. Yada 2. Katında hep tavaflarımızı yaptık.

Böylelikle Suudi yönetiminin aldığı karara tam harfiyen uyduk. Her gün sabah ve akşam 2 tavaf yaptığımız da Kâbe’de sabahladığımız gecelerde bu günlük 7 tavafa çıkıyordu.

Foto : 8 – Hacerül Esved

Tavaf nafile bir ibadet olduğundan bunun gizliliği esastı. Lakin insan kendi kendisi ile yarışması da güzel bir husustu. Cep telefonumun not defterine her yaptığım tavafın gününü saatini ve kaçıncı tavaf olduğunu hatıra olmak üzere notumu alıyordum.

19 Haziran Saat:05.00 Umre 1 Tavaf 1

20 Haziran saat 8.00 TAVAF 2

20 Haziran saat 21.00 TAVAF 3

21 Haziran saat 8.00 TAVAF 4

21 Haziran saat 21.00 TAVAF 5

22 Haziran saat 12.00 TAVAF 6

22 Haziran saat 19.00 TAVAF 7

23 Haziran saat 12.00 TAVAF 8

24 Haziran saat 08.00 TAVAF 9

ARAFATA HAZIRLIK GÜNLERİ

28 Haziran saat 03.00 ZİYARET TAVAFI 10

29 Haziran saat 06.30 TAVAF 11

29 Haziran saat 24.00 TAVAF 12

30 Haziran saat 11.30 TAVAF 13

30 Haziran saat 14.30 TAVAF 14

01 Temmuz saat 19.00. TAVAF 15

02 Temmuz saat 23.00 TAVAF 16

03 Temmuz saat 24.00 UMRE 2 TAVAF- SAY 17

04 Temmuz saat 19.00 TAVAF 18

05 Temmuz saat 06.00 TAVAF 19

05 Temmuz saat 17.30 TAVAF 20

06 Temmuz saat 17.45 TAVAF 21

07 Temmuz Gecesi

KABEDE SABAHLAMA(1)

07 Temmuz saat:23.30 TAVAF 22

08 Temmuz saat:00.45 TAVAF 23

08 Temmuz saat:02.00 TAVAF 24

08 Temmuz saat:03.30 TAVAF 25

08 Temmuz saat:05.20 TAVAF 26

08 Temmuz saat:18. 20 TAVAF 27

09 Temmuz saat:20.00-01.30 CEBELİ NUR HIRA MAĞARASI

10 Temmuz saat:20.00-01.30 SEVR MAĞARASI

11 Temmuz saat:16.00 TAVAF 28

11 Temmuz saat:18 20 TAVAF 29

12 Temmuz saat:16.00 TAVAF 30

12 Temmuz saat:18 20 TAVAF 31

13 Temmuz saat:16.00 TAVAF 32

13 Temmuz saat:24.00 UMRE 3 TAVAF VE SAY 33

14 Temmuz saat:15.00 TAVAF 34

14 Temmuz saat:19.40 TAVAF 35

15 Temmuz CİDDE ZİYARET YERLERİ

16 Temmuz saat:5.00 TAVAF 36

16 Temmuz CİRANE MESCİDİ saat:23.00 UMRETAVAF VE SAY(4) 37

KABEDE SABAHLAMA(2)

17 Temmuz saat:00.45 TAVAF 38

17 Temmuz saat:01.45 TAVAF 39

17 Temmuz saat:05.30 TAVAF 40

17 Temmuz saat:06.30 TAVAF 41

17 Temmuz saat:21.30 TAVAF 42

İklim itibarı ile sıcak olan Mekke’ye ilk gittiğimizde sıcaktan başımızı korumak için takke takıyorduk. Bazıları da fötr takıyordu. İkisi de tam çözüm olmuyordu.

Daha sonra baktık ki boynumuz güneşten etkileniyordu. Hz. Resulullah’ın sıcak memleketlerde sarığın sünnet olması ne de güzel bir husus olduğunu gördük. Sarık olarak kullanılan örtünün en üst kısmına takkeyi yerleştirip boyundan aşağı doğru sarkıntınca güzel bir çözüm olmuştu.

Foto : 9 – Sarık’ın sünnet oluşun bir hikmeti

Diğer bir husus maske. Hem ses kısıklığı hem de kalabalık ortamlarda gribal enfeksiyonlara karşı tedbir yönüyle en güzel bir yöntem.

Bir de iklim değişikliğinden olsa gerek oraya giden bütün hacıların ekseri öksürük, ses kısıklığı, gribal enfeksiyonlara maruz kalıyordu.

Maske boğazı sıcak tuttuğundan olsa gerek ses tellerini rahatlatıyor birkaç günde ses kısıklığını atlatabiliyorsunuz.

Özellikle sıcak ortamdan klimalı bir ortama geçtiğinizde hafif serin su bile içseniz hemen ses telleri olumsuz etkileniyor.

Bunun için maskeyi yanınızdan eksik etmemelisiniz. Yine öksürük, hapşırmaya karşı gribal enfeksiyonu başka bir mümin kardeşinize bulaştırmamak için tedbir almış oluyorsunuz.

Zira, giden hacılar iklim değişikliği, klimalara maruz kalındığından çoğunluğu öksürüyor ve ses kısıklığı yaşanıyordu.

Sıcaktan, birden klimalı ortama geldiğinizde, vücut adaptasyon olmakta zorlanıyor. Birde üzerine, soğuk zem zem içtiğinizde sesiniz tamamen gidiyordu.

Daha sonra öğrendik ki, Kabe’de soğuk zem zemlerin yanında ılık olan zemzemlerde varmış. Siz, siz olun, sesinizi muhafaza etmek istiyorsanız ılık zem zem için.

devam edecek…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.