Tamil motivasyonel konuşmacı ve öğretmen Sabarimala Jayakanthan, Müslüman olduktan sonra umreye gitmiş ve Kabe'nin örtüsünü tutarak Müslüman olduğunu ve Mukaddes Kabe'de kendisine Fatima Sabarimala adını verdiğini duyurmuştu.
The Siasat Daily ve the Islamic Information sitelerinin haberlerine göre, Fatima Ramazan ayında İslamı kabul ettikten sonra umre yapmak maksadıyla Mekke'ye ilk ziyaretinde, "Kendime dünyada Müslümanlara karşı neden bu kadar nefret var diye sordum. Ben tarafsız bir insan olarak Kur’an okumaya başladım. Sonra hakikati öğrendim. Şimdi İslam'ı kendimden daha çok seviyorum."
"Müslüman olmak büyük bir ayrıcalık ve onurdur" diyen öğretmen, Müslümanlardan herkese Kur’an'ı tanıtmalarını istedi.
“Sizin harika bir 'Kitap'ınız var, onu neden evlerinizde saklıyorsunuz. Dünya bunu okumalı” dedi.
Maktoob isimli sitede yayınlanan konuşmasında ise niçin Müslüman olduğunu açıklayan Fatima, ben bir hiçim. Arkamda herhangi bir siyasi parti veya hareket yok. Birçoğu bunu sorguluyor, “Sabarimala'nın arkasında kim var? Arkasında olanları bulmalıyız." Hayatım boyunca karşılaştığım acılar arkamda kalan tek şey. Benim yaşadıklarımı başka bir kadının yaşamasını istemiyorum. Bu fikir arkamda. Beni ileriye iten şey bu. Böyle seçkin şahsiyetlerin önünde sıradan bir ruh olarak duruyorum” dedi.
Kız doğduğum için annem elimi tutmadı
Fatima konuşmasında şunları söyledi:
“Ben doğduğumda annem beni ellerimden tutmadı. Çünkü kız çocuğu doğurmaktan utanıyordu. Ancak İslam, iki kız çocuğu doğurup onları büyük bir sevgi ve özenle yetiştirene cennetin vaat edildiği öğretir. 13 yaşımdayken ilk adetimi gördüğümde mutluydum ama bunu anneme söylediğimde bana “pislik” denildi ve oturduğum yerden uzaklaştırıldım. Hayatım boyunca her ay üç gün evin dışında oturmak zorunda kaldım. Bu uygulamaları sorguladığımda cevap yoktu. Bu sorun tek benim başıma gelmedi. Son zamanlarda, Tamil Nadu'daki Gaja kasırgasının başlangıcında, 7. sınıf okuyan bir kız, geçici bir derme çatma kulübede oturmaya zorlandı. Kasırgadan sonra, yüz binden fazla hindistan cevizi ağacının kökünden söküldüğü tespit edildi ve böyle bir hindistan cevizi ağacı, kulübesinin üzerine düşerek kızı ezdi. O sabah ölü bulundu. Açıklamalardan anlaşıldı ki bu ölümün tek nedeni regl olmanın pislik ile eşdeğer görülmesiydi. Bugün bile kadınlar her ay beş gün evlerine alınmıyor. Ağaçların altından kalan kadınların yılan sokmasıyla öldüğü vakalar oldu. Bu uygulamalara karşı yapılan protestolar sırasında yüksek sesle haykırdım.” (Hindistan Tamil Nadu bölgesinde adet olan kadınlar adet oldukları süre içerisinde evinde dışında tutuluyor, mutfağa girmeleri yasaklanıyor. Bu konuda “tabu” olarak görülüyor.)
“Tüm bu uygulamalara karşı hukuk mücadelesi vermeye başladım. Ama İslam bana âdet görün kadınlarla ilgili böyle bir uygulama olmadığını gördüm. 1400 sene önce böyle insanlık dışı uygulamalar kaldırılmıştı.
İslam’ın gerçekleştirdiği bir devrim..
“Bu sorunlarla mücadele ederken annem benim için mücevher biriktirmeye başladı. Beni evlendirirken evleneceğim erkeğe verilecek başlık parası içindi. (Hindistan’da kadınların evlenecekleri erkeklere başlık parası anlamına gelen “drahoma” öderler.) İslam’da böyle bir durum yok. Bir kadınla evlenmek için erkek, kadının istediği mehri sağlamalıdır. Bu islamın gerçekleştirdiği bir devrimdir.”
Çevresinde aile şiddetinin çok yaygın olduğunu ve islamofobik bir çok unsur bulunduğunu dile getiren Fatima, kendisinin amacının kız çocuklarını her türlü şiddetten, ayrımcılıktan ve cinsel istismardan korumak olduğunu söyledi. Yapılan haksızlıkların faillerinin cezasız kaldığını ifade eden Fatima, “Bu topraklarda faillerin cezası ne olacak? Bu topraklar Muhammed Peygamber ve ya Halife Ömer tarafından yönetilseydi, faillerin bu dünyada başları sokacak yerleri olmazdı. Yargılar böyle üretilmelidir”dedi.
Her şeyimi kaybettim ama milyonlarca kardeşim var
Bu toplumdaki kötü uygulamalara karşı kampanya yürütmek için her şeyin kaybedilebileceğini söyleyen Fatima sözlerini şöyle sürdürdü:
“Para, iş, zaman, çocuk ve aile kaybederiz. Hepsini kaybetmeye hazırım. Bu kötü uygulamalara karşı sesimi yükseltmek için evimden çıktım. Burada Jimmy Jib kameralarını görünce üzülüyorum. Bu toplumda bir değişiklik yapabilmek için tüm paramı ve hayatımın yaklaşık 10 yılını halka açık konuşmalar yaparak harcadım. “Sabarimala güzel görünmüyor” dediler. O karanlık. Konuşmaları umrumda değil. Konuşmasında başarılı olamaz. Uydu televizyon kanallarında konuşmak için daha komik konuşması gerekiyor.” Bütün hayatım boyunca bunları dinledim ve Kabe'nin önünde durduğumda ve resmen İslam'a döndüğümü ilan ederek kelime-i şehadet getirdim. Bu video neredeyse birçok dilde dünya çapında viral oldu. Umremi bitirip dönüş yolculuğuna başladığımda bir yerlerden bir kadın benimle İngilizce konuştu. 'Dünyanın her yerinde gözüme çok güzelsin' dedi. Bu İslam’ın güzelliğidir.
“Gelecek nesil kız çocuklarımın geleceğini düşünerek hayatımdaki her şeyi bırakıp, eleştiriden ve hatta ölümden korkmamaya karar verdim. İslam'a döndükten sonra en kötü eleştirilerle uğraştım. Bugün de eleştiriliyorum. Peygamber Muhammed, Taif kasabasında hem sözle hem de taşla vurulunca, orada bir yere kanlar içinde oturdu. Umremde orayı ziyaret ettim ve o üzüntüyü içimde hissettim. Gelecek nesil çocuklar için sahada duran biri olarak o acıyı yaşadım. Ama Allah büyüktür. Her şeyimi kaybetmeme, arkadaşlarımın ve ailemin beni terk etmelerine, annemle babamın beni reddetmesine, Allah tarafından ödüllendirildim. Bunu hepinizle paylaşmak istiyorum. Geçen yıl her şeyi kaybetmeme ve sıfır olmama rağmen, dünyanın her yerinden milyonlarca erkek ve kız kardeşim var.
İslam kötü uygulamaların pahzehiri
“Kendinizi kurtarmanın ve ailenizin hayatta kalmasına yardım etmenin dışında, toplumun iyiliğini düşünmeye başladığınızda, Allah size yardım edecektir. Bu aşamada defalarca kullanılan İslamofobi kelimesini duydum. Onlar hepimize terörist diyorlar. Kadınların köle olduğunu söylüyorlar. Bu inançlar İslamofobinin özünü oluşturur. İslam'da kadınların cahil olduğunu söylüyorlar. Müslüman bir kız okuluna giderken başörtüsü taktığında, bu onları strese sokar. Bu kızların eğitilmesinden ve büyük şahsiyetler haline gelmelerinden korkuyorlar. Bu onları rahatsız ediyor. Ama unutmayın, eğitime erişimi kısıtlanan ve eğitim aldığı için acımasızca cezalandırılan mazlum topluluğa mensup olan Sabarimala, artık Fathima Sabarimala olmuştur. Aynı şekilde, eğitimini yasakladığınız Müslüman kadınlar da bir gün eğitilecek ve ve Meclis'e milletvekili seçilecektir. Çok yakında kadınlarımızın kanunlarımızı çıkaracağı bir gün gelecek. Bir gün çocuklarımız, cinsel saldırıya uğrayan Keşmirli kıza adaletsizlik sağlayan yasaları değiştirmek için Yüksek Mahkeme yargıçları olacak.
Müslüman bir kız Fathima Latheef, Madras'ta öldürüldü. Annesi temizlikçi olan başka bir polis memuru Sabiya ise sadece Müslüman olduğu ve rüşvet almayı reddettiği için öldürüldü. Yaklaşık elli yerinden bıçaklandı ve vücudu tamamen parçalandı. Yolsuzluk teklifini kabul etseydi, yaşıyor olacaktı. Halife Ömer'in talebesidir. Yolsuzluklara karşı çıktı. Her şeye rağmen meydan okudu. Allah onu ahirette Şehid ünvanıyla rızıklandırsın”
Fatima sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: ”Hepimiz Allah'ın kulları olarak bir arada olduğumuzda, güçlü bir rakip bile bizi yenemez. Allah’ın bizimle olduğuna inanmalıyız. Bu inanç, bu toplumda hüküm süren her türlü kötü uygulamaya karşı durmamızı sağlamalıdır. İslam bütün kötü uygulamaların panzehiridir.”
Hint motivasyonel konuşmacı ve sosyal aktivist Sabarimala, Güney Hindistan'da iyi bilinmektedir.
Sabarimala, 26 Aralık 1982'de Madurai'de Alagharsamy ve Kalaiyarasi'de doğdu. Jayakanthan ile evli ve Jayacholan adında bir oğlu var. Sabarimala eğitimini Dindigul, Tamil Nadu'da yaptı ve 2002 yılında Cuddalore semtindeki Kattumannargudi yakınlarındaki Elleri Okulu'na öğretmen olarak katıldı. Halen Sosyal Aktivist olarak faaliyet göstermektedir.