Urfa’da Bediüzzaman Mevlidi 16 Nisan Pazar günü yapılacak

Urfa’da Bediüzzaman Mevlidi 16 Nisan Pazar günü yapılacak

Şanlıurfa'da geleneksel hale gelen Bediüzzaman Mevlidi bu yıl 16 Nisan Pazar günü, ilk defnedildiği yer olan Dergâh Camiinde yatsı namazından sonra okunacak...

Muhabbet Medya - Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 1960 yılında Urfa’da vefat etmesinden sonra her yıl geleneksel olarak düzenlenen Bediüzzaman Mevlidi’nin bu yıl 16 Nisan Pazar günü, ilk defnedildiği yer olan Dergâh Camiinde yatsı namazından sonra okunacağı bildirildi. Şanlıurfa’da faaliyet gösteren Risale-i Nurla bağlantılı gönüllü kuruluşlar tarafından organize edilen Bediüzzaman Mevlidi her yıl Kadir Gecesinden bir gün önce yapılıyor. Mevlide Türkiye’nin her tarafından Risale-i Nur talebeleri katılıyor.

340750328-643384814265156-1562604247261359352-n.jpg340751856-1310248189558040-7490825445561045031-n.jpg340767687-590258186370219-1758808176411020270-n.jpg340814420-112234618489316-8728951902944197725-n.jpg

Şanlıurfa Bediüzzaman Mevlidi'ne hazır...

Bediüzzaman'ın Urfa’da Vefatı

Ramazan ayı geldiğinde, Isparta’da Bediüzzaman ağır hastaydı. Takvimler 19 Mart 1960 tarihini gösteriyordu. Said Nursi, yanındaki talebelerine Urfa’ya gitmek istediğini söyledi. Arabası hazırlandı ve 82 yaşındaki Bediüzzaman ağır hasta haliyle arabanın arka koltuğunda yola çıktı. 20 Mart’ta yağmurlu bir havada başlayan bu yolculuk, onun son yolculuğuydu.

21 Mart günü Urfa’ya ulaşıldığında talebeleri kendisine Halilürrahman Dergahı’nı göstermek istediler. Ama o yürüyemeyecek kadar ağır rahatsızdı. Onu şehrin en iyi oteli olan İpek Palas Oteli’ne yerleştirdiler. Bu arada otele gelen polisler, İçişleri Bakanı’nın emriyle derhal Isparta’ya geri dönmeleri gerektiğini tebliğ ettiler. Bunu duyan halk otelin önüne toplandı. Polis, Bediüzzaman ve yanındaki talebelerinin ısrarla Urfa’dan ayrılmalarını istiyor ve Ankara’nın emrini hatırlatıyordu.

Bu baskılar sürerken Bediüzzaman, 23 Mart 1960 günü, 27 numaralı odada sabaha karşı vefat etti.

Vahdeddin Gayberi anlatıyor; “Zamanı gelince Üstad Hazretleri Urfa’ya teşrif ettiler. Hasta idi, gidip elini öptük, vefatını ümit etmiyorduk. Ziyarette, önceleri hiç görmeyenlere daha çok imkân veriyorduk.

“Âni vefatı Urfa’yı yerinden oynattı âdeta. Mahşeri bir kalabalık Urfa’yı doldurdu. Sonradan Urfa bir ziyaretgâh görünümünde büründü. Şehir dolup taşıyordu.

“27 Mayıs İhtilalinden birkaç ay sonraydı. Bir gün sabah namazına giderken baktık, yollar tanklarla tutulmuş, köşebaşları silâhlı askerlerle dolmuştu. Camiye gitmeye yol vermediler. Gün açıldıktan sonra baktık ki, Üstadın kabr-i şerifi parçalanmış, açılmış, içinde kimse kalmamış. Halk büyük bir üzüntü içinde…

“Bu yerin sahibi gelir“

20 sene evvel cami yeniden yapılırken, camiyi yaptıran Müslim Hafız ismindeki veli bir zat, Üstadın defnedildiği yeri boş bırakarak soranlara, ‘Bu yerin sahibi gelir’ diye haber vermişti. Orası şimdilik itina ile muhafaza edilmekte ve bir ziyaretgâh olarak durmaktadır.”

“Özel bir kubbesi, ayrı müzeyyen bir yeri olan kabrin yeri hâlen çiçeklerle döşeli pırıl pırıl bir ziyaretgâh olarak muhafaza edilmekte, yerli ve taşradan gelenler tarafından ziyaret edilerek Fatihalar okunmaktadır. Tam karşısındaki hücrede ikindi, yatsı ve sabah namazından sonra evrad-ı fethiye üç defa okunmakta, yine aynı hücrede her gün akşamla yatsı arasında Kur’ân-ı Kerim okunarak hatim yapılmaktadır.” (Necmeddin Şahiner, Son Şahitler, C: 3, s: 212)

Kabrinin Bilinmeyeceğini söylemişti

Salih Özcan anlatıyor; “1954 yılının yazı idi. Emirdağ’da Mustafa Acet, Sâdık ve ben, Üstadla birlikte dağa çıkıyorduk. Bir ağacın altına gelince, Üstad orada yarım saat kadar durdu ve tefekkür etti. Sonra bizi yanına çağırdı ve şunları söyledi:

“Keçeli, keçeli! Kimse benim kabrimi bilmeyecek. Sen de bilmeyeceksin. Ben senin memleketinde vefat etmek isterim. Halilullahın civarında ölmek isterim.’ Üstadın bu sözlerini Mustafa Acet yazmıştı. (Necmeddin Şahiner, Son Şahitler, C:3, s; 240-241)

Bediüzzaman Urfa ve Urfalılar için ne demişti?

Emirdağ Lahikası II’de konuyla ilgili mektupta şu ifadeler yer alıyor:

Çok muhterem kardeşimiz Salih; Üstadımız sana ve iki dindar ve hakiki milletvekillerine çok selâm ve dua eder, sana ve onlara bin bârekâllah der.

Üstadımız diyor ki: “Ben çok zaman evvel bekliyordum ki, Urfa tarafında Nurlara karşı kuvvetli eller sahip olmaya çıksın. Çünkü orası hem Anadolu’nun, hem Arabistan’ın, hem Kürdistan’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse, o üç memlekette intişarına vesile olur. Cenâb-ı Hakka hadsiz şükrediyorum ki, Seyyid Salih gibi gençliğin bir kahramanı ve o havalinin çok kıymetdar ve hamiyetkâr ve dindar iki milletvekili Nurlara sahip çıkmaya başladılar. Ben de kendi paramla aldığım ve zehir hastalığının fazla rahatsızlığı içinde tashih ettiğim bana mahsus bir kısım mecmualarımı onlara gönderiyorum. Çok yerlerden ve çok mühim zatlar tarafından istedikleri halde, ben Urfa’yı her yere tercih ediyorum. İnşaallah bir kısım daha onlara göndereceğim.

“Seyyid Salih ve hamiyetkâr milletvekilleri orada inşaallah Kur’ân ve imana tam hizmet edecek ve orayı Isparta’daki Medresetü’z-Zehra ve Mısır’daki Camiü’l-Ezher’in küçük bir nümunesi haline getirmeye vesile olmaya ve Şam ve Bağdat’taki medrese-i İslâmiyenin bir nümunesini açmaya yol açmalarını rahmet-i İlâhiyeden ümit ediyoruz.

“Hem madem Risale-i Nur’un mesleği hıllettir. Ve Urfa ise, İbrahim Halilullah’ın bir menzilidir. İnşaallah hıllet-i İbrahimiye parlayacaktır.

“Hem ihtimal-i kavîdir ki, bu dehşetli semli hastalıktan kurtulsam, gelecek kışta Urfa’ya gitmeyi cidden arzu ediyorum.”

Üstadımızın sözü bitti. Biz de tekrar selâm ve arz-ı hürmet ederiz.

Risale-i Nur hizmetinde bulunan kardeşiniz Ziya ve Mehmed

***

Bütün Urfa halkına, çoluk ve çocuğuna ve mezarda yatanlarına her sabah dua ediyorum. Ve bütün Urfalılara selâm ediyorum. Urfa taşıyla, toprağıyla mübarektir. Ben çok hastayım. Onlar da bana dua etsinler.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

Said Nursi

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.