Filipinler Moro Müslümanlarının Diyarında Günden Güne inkişaf eden İman Hizmetleri
Filipinler’de iman hizmetleri için hayatı vakfeden nur talebelerinden mektup var
Muhabbet Medya - Haber Merkezi
Filipinler Moro Müslümanlarının Diyarında Günden Güne inkişaf eden İman Hizmetleri
24 Ağustos 2025
Çeyrek asrı geçen hizmetlerle Filipinlerin dağ köylerinden, büyükşehirlerine, orman içlerinden sahil kasabalarına, tarihi merkezlerden takım adalara kadar tutuşan bir alev gibi dört bir tarafı saran ve ihata eden bir hizmet arzı endam etmekte…
Nur’un sadık talebeleri Kur'an ve iman davasında sadakattan ve kanaattan dönmüyor ve Üstadlarından ve o Nur Üstadın hizmetinin tarzını bilen varis ve vekillerinden ayrılmıyorlar. Hakiki Kur’an şakirdleri ve Nurun kahraman ve sadık talebeleri, ruhlarındaki şecaat-i imaniye ile, binler belki yüz binler Said olarak dünyanın dört bir tarafına aynı ruh aynı şevk aynı gayret ile hizmetleri götürüyorlar. Kur’an’ın nüzul arşının tenzilinden neşredilen hakaik-i imaniyenin fütuhatı ve inkişafını biaynelyakin müşahede ediyor ve âfak-ı İslâm'ı saran zulmet bulutları Kur'an'dan eline verilen bu meşale-i hidayetle dağıtıldığını, ölmeye yüz tutmuş zannedilen iman ruhunun yeniden canlandığını, canlara can kattığını, manen ölmeye yüz tutan millet-i İslâmiyenin şu azıcık hizmetlerle nasıl ihya olduğunu, âleme efendi olan İslâmiyet'in –biiznillah– cihana efendiliğinin maddî manevî vuku ve husulunü görüyor, Rablerine şükrediyorlar.
Bediüzzaman, istikbali nurlandıracak bir hakikatin telif ve neşrine çalışmış ve en karanlık asırda Kur’an’ın en nurani nurunu neşretmek suretiyle imanlarımızı sahil-i selamete inşaAllah çıkarmıştır. “Risale-i Nur kendi sadık ve sebatkâr şakirdlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o şakirdlerden tam ve hâlis bir sadakat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat ister. “ bunu istemek onun hakkı değil midir ve şu kazanç ve kıymettir neticeye mukabil ona ihanet en şeni bir taarruz ve vefasızlık olmaz mı? Unutmayalım ki kâinatın sahibi ve hâdiselerin mutasarrıfı olan Allah; onun hâmisi, muîni ve muhafızıdır. “Onları dellâl-ı Kur'an'dan enzar-ı cihana vaz'eden Hâlık (celle celaluhu) bizim gibi kimsenin ümit ve tahayyül etmeyeceği âciz insanlarla bile neşir ve muhafaza ettirir. Bu işi ben sa'yim ile kudretim ile kazandım diyen hüddam o gün görecekler ki o mukaddes hizmet, zâhiren ehliyetsiz görünen, hakikaten çok değerli diğerlerine devredilmiş olur kanaatindeyim
(-Barla Lâhikası/35)
Etrafında O’nun vazife-i maneviyesinin ne olduğunu, asırlardır beklenen ferd-i ferid-i zamanın kim olduğunu bilen talebeleri, içlerinde kefeni boynunda mücahidler, ilmi kainatı istiab edecek alimler, velayeti evliyayı gıbta ettirecek muhlisler bulunduğu halde Ona ram olmuşlardı. Sözünün üstüne söz söylemeyi zul, eserine parmak karıştırmayı ihanet ve bir harf değiştirmeyi cinayet telakki ediyorlardı… onlar kelimenin tam manasıyla “talebe” idiler… “biz talebeyiz” diyorlardı.
Bugün Risale-i Nur İslâm âlemince, İslâmiyet'e yöneltilen hücumları kıran bir sedd-i Kur'anî olarak bilinmekte ve kabul edilmekteyse şunun bunun yazıları, bizim gibi nadanların yarım yamalak hizmetleri ile değil işte O nurun etrafında katıksız ve safi halelenen kahraman fedakar aziz ve sıddık talebelerinin hizmetlerinin neticesidir.
Bugün Filipinler adalarında ve hariç memleketlerde husule gelen bütün bu hizmetler Risale-i Nur'un dünya çapında muazzam bir boşluğu doldurmakta olduğunun delil ve emareleri değil midir? Bütün beşeriyet, Kur'an'a ve dolayısıyla asrımızda onun manevî i'cazını ispat ve beyan eden Risale-i Nur'a muhtaçtır.
“Hadsiz şükür ve hamd ü sena olsun ki Risaletü'n-Nur gittikçe parlak, hârikane fütuhat-ı imaniye yapar. Kendi kendine inşâallah her görenin kalbinde yerleşir, muannidleri susturur.
(Kastamonu Lâhikası/21)”
Biz Filipinler'de hizmet eden nur talebeleri bu hakikatleri tasdik ediyor, sadık birer nur talebecikleri olmaklığımıza ve istikametle istihdamımıza hassaten dualarınızı istirham ederek nurun fütuhat bayramlarınızı tebrik ediyoruz.
Filipinler Nur talebeleri Namına Hizmet-i imaniyede vakf-ı hayat eden Kardeşleriniz;
Muhammed İsa, Ali Can, Yusrin, Abdulvahid, Abdülaziz, Hafız Osman, Cemil, Cancan, İmam Razmin, Hüsrev, Abdülhamid, Hamza, Hafız Abdulbasit, Hafız Hasan, Abdulhakim, Davud, Hafız Rafi.
Tercüme: Mehmet Rıza Demirdağ
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.