Vefat edince dünyada bıraktıklarına kimler üzülmez?

Vefat edince dünyada bıraktıklarına kimler üzülmez?

Bakara Suresi 112. ayetinde geçen 'muhsinlerden' kelimesi ne anlama geliyor. Bir müslümanın hayatında önemli bir yeri olan ihsan bilinci nasıl olmalı...

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

Yüce Allah Bakara Suresi 112. Ayetinde şöyle buyuruyor:

“Bilakis muhsinlerden olarak kim yüzünü Allah’a döndürürse onun ecri Rabbi katındadır. Onlar için ne bir korku vardır, ne de onlar üzülürler.”
(Bakara:2/112)

İslam, “silm” ve “selamet” kökünden gelmektedir. İslam, teslimiyet, boyun eğmek, selim ve lekesiz tutmak, selamete girmek, selamete çıkarmak, karşılıklı güven ve barış sağlamak, ihlas ve samimiyet gibi çeşitli manalara gelir ve esasta iman ile birleşir. Kendini Allah’a teslim etmek, iman ve ihlas ile ona boyun eğmek manası ise bütün öteki anlamları içine alır.

İhsan: Güzellemek, güzel yapmak, yani aslında ve Allah katında güzel olan bir işi gereği gibi yapıp, o işin özündeki güzelliği, dış yüzündeki güzellik ile süsleyip ortaya koymak demektir. Peygamberimiz (s.a.v) efendimiz, “İhsan, Allah’a O’nu görüyormuşçasına kulluk etmendir. Çünkü sen O’nu göremesen de, O seni görüyor.” (Buhari, iman, 37) Şu halde ihsan, islamın kemalindendir.

Bir amelin güzel amel olabilmesi, insanın ibadeti ihsan anlamında yapabilmesi için iki şart bulunması gerekiyor; Bunlardan birincisi İhlastır. Diğeri de İslama uygun olmasıdır. Peygamberimiz (s.a.v) ruhbanların tarzında amel etmeyi yasaklamıştır. Müslüman, islamın emrettiği tarzda yaşamayı hedef edinen kimsedir.

Bütün yapılan amellerde Allah rızası birinci derecede önemlidir. Buna “ihlas” denmektedir. Kur’an’da kafirlerin amellerinin serap gibi olduğu bildiriliyor.

“İnkar edenlere gelince, onların amelleri ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış, üstelik yanı başında da inanamadığı Allah’ı bulmuştur. Allah ise onun hesabını tas tamamam görmüştür. Allah hesapları çabuk görür.”
(Nur:24/39)

O halde Allah’a inanmadan ve Allah rızası gözetilmeden yapılan ameller boşa gidecektir.

Bir amelin zahiri İslam’a uysa bile, eğer Allah rızası için yapılmamışsa o amel makbul değildir. Bu tür ameller münafıkların amelidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, münafıkların namaza isteksiz kalktıkları ve bunu da insanlara gösteriş için yaptıkları, Allah’ı da çok az andıkları bildiriliyor. İşte dünyada korku içinde bulunacaklar ve üzülecek olanlar böyle insanlardır.

Bu yüzden herkes kendisini sorguya çekmeli, kendi kendisine, ibadeti nasıl ve niçin yaptığını sormalıdır. Eğer insanlara gösteriş için ya da başka maksatlarla ibadet yapıyorsa hemen niyetini değiştirmeli, amellerini Allah rızası için yapmaya başlamalıdır. Yoksa yapılan amelin, insana hiçbir faydası yoktur.

İbadeti ihsan bilinci ile ihlasla ve İslam’a uygun bir şekilde yerine getiren kimseler için Allah’ın azabından korku yoktur. Aynı zamanda onlar dünyada bıraktıkları şeylere üzülmezler. Yani, evimiz, bağımız bahçemiz, tarlamız, paramız pulumuz kaldı diye bir üzüntü içinde olmazlar.

Allahım! Bizleri Sana Seni görüyormuşçasına ibadet eden, ihsan makamına eren, amellerini ihlasla ve İslam’a uygun bir şekilde yapan insanlardan eyle. Amin.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum