Sadaka Verilecek En Önemli Grup: Zengin Zannedilen Fakirler

Sadaka Verilecek En Önemli Grup: Zengin Zannedilen Fakirler

Hayır yapılmaya en fazla kimler uygundur? Bakara Suresi'nin 273. ayeti hayırda ve sadakada en öncelikli bu insanların özelliklerini sıralıyor.

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Sadakalar, kendilerini Allah yolunda cihada adamış, Allah’a taatten başka bir düşüncesi olmayan, o sebeple yeryüzünde dolaşıp kazanmaya imkan bulamayan, durumunu bilmeyen kimselere karşı gösterdikleri tokluktan dolayı zengin zannedilen fakirlere verilmelidir. Sen onları görünce yüzlerinden tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Yaptığınız ve yapacağınız hayırları Allah eksiksiz bilir ve karşılığını verir.”
(Bakara, 2/273)

Hayır yapılmaya en fazla kimler uygundur? Bu ayet bunların özelliklerini sıralıyor. Hayır yapıp sadaka vereceğimiz kişiler öncelikle kendisini Allah yolunda cihada adamış kimseler olmalı. Peygamberimiz (s.a.v) zamanında böyle bir grup insan vardı. Bunlara “ashab-ı suffa” denirdi. Bunlar Kureyşli idi ve Mekke’den Medine’ye göç ederken hiçbir şeylerini almamışlardı. Bunlar peygamber efendimizin (s.a.v) eğitimine tabii idiler. İhtiyaç olduğunda cihada giderlerdi.

Günümüze geldiğinizde cihad artık manevi hale gelmiştir. Ülkemizi düşman tarafından işgal edilme tehlikesiyle karşı karşıya gelindiğinde, saldırı vakti olduğunda, maddî cihad yine farz olur. Maddî cihadın olmadığı zamanlarda günümüzde olduğu gibi manevî cihad söz konusudur.

Gerçek fakirlerin bulunması

İnsanlara İslam’ı anlatmak, öğretmek için çaba gösteren, başka hiçbir işle uğraşmayan insanlar sadakada, zekatta önceliklidir. Çünkü bu fedakar insanlar, İslam’ın yücelmesi için gayret gösteriyorlar. O halde İslam’ı öğrenip öğretmeye çalışan insanlar, sadaka ve zekatta öncelikli olmaktadır. İman hizmetiyle meşgul olmaktan, ya da hastalıktan dolayı yeryüzünde gezip ticaret yapma imkanı bulamayan kimseler de zekat ve sadakada öncelik hakkına sahiptir. Sadaka ve zekata en çok layık olan insanların bir özelliği de, bakanların onu zengin sanmasıdır. Onların durumlarını çok yakından bilenler ancak fakir olduklarını bilirler. Onların dışındakiler onları zengin insanlar zannederler. İşte etrafımıza bu gözle bakıp, görünüşe aldanmayıp gerçek fakirleri bulmak gerekir.

Gerçek fakirler nasıl tanınır?

Kur’an buyuruyor ki sen onları yüzlerinden tanırsın. Yani yüzleri açlıktan dolayı sararıp solmuştur. Bunların doğru dürüst yiyecek bir şey bulamadıkları simalarından anlaşılır. Bu kimseler, yüzsüzlük ederek insanlardan bir şey istemezler. İsteyemezler. İşte kendilerine öncelikle sadaka verilmesi, zekat verilmesi gereken kimseler bu özelliklere sahip insanlardır. Bunlar kimsenin yanına gitmezler. Bizim onları arayıp bulmamız gerekir. Bu zordur. Fakat yapılması gereken bir iştir.

O halde imana ve Kur’an’a hizmet edenleri, hastalıktan ya da hizmet sebebiyle ticaret ile uğraşmayanları, fakir oldukları halde gönül tokluğundan dolayı zengin zannedilenleri, açlıkları yüzlerine vuran insanları, ama utançlarından kimseden bir şey isteyemeyenleri bulup zekat ve sadakalarımızı öncelikle onlara vermeliyiz.

Allah bizi zekat ve sadakalarını layıkıyla ve hak eden kimselere veren salih insanlardan eylesin. Amin.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.